Trabzon'da yazarlar birbirine girdi

Haber61/ Haber Servisi Karadeniz Yazarlar Birliği Derneği’nin 20-26 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlediği Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali kapsamında Tonya’da da yürütülen etkinlikte yaşanan dil tartışmasına Dr. Paşaoğlu da katıldı.Dr. Enver Uzu

Haber61/ Haber Servisi 

Karadeniz Yazarlar Birliği Derneği’nin 20-26 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlediği Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali kapsamında Tonya’da da yürütülen etkinlikte yaşanan dil tartışmasına Dr. Paşaoğlu da katıldı.

Dr. Enver Uzun’un “Rumca diye bir dil yoktur” değerlendirmesine Dr. Ahmet Paşaoğlu tarafından gönderilen yanıt şöyle:

“Romayka”, “Rumca”, “Pontiaka” Üzerine....

İster Roma’nın dili anlamına gelen “Romayka” diyelim, ister Arapça Roma anlamına gelen ve Doğu Roma ve Anadolu için kullanılan “Rum, Rumi”kelimelerinden türeyen ve Doğu Roma’nın dili anlamına gelen “Rumca” diyelim, ister Yunan Resmi dili “Helenika”cada Karadeniz’in dili anlamına gelen “Pontiaka” olarak adlandıralım böyle bir dilin varlığını inkar edemeyiz. Bu dil, sadece Anadolu’da değil aynı zamanda Kırım, Ukrayna, Gürcistan, Rusya ve Orta Asya’da belli azınlıklar tarafından kullanılmaktadır. Bu dilin, Orta Asya’ya Karadeniz sahilinde yerleşik halkların Stalin tarafından sürülmesiyle gittiği bilinmektedir. Yunanca, Karadeniz anlamına gelen “Pontos” kelimesinden türeyen “Pontiaka” Karadeniz’in özellikle hem kuzey hem de güney sahillerinde kullanılan dil anlamına geldiğini söylemek yanlış olmazsa gerektir.

Dilbilimcilerinin yaptıkları araştırmalarda Antik Yunanca ve Latince’nin bir karışımı olduğunu tespit etmişleridir. Bu dili bilen kişilerin tıp eğitiminde Latince kökenli kelimeleri hızla kavramaları ve latin kökenli dilleri kolayca öğrenmeleri bu tespitin önemli kanıtlarındandır. Hatta Homeros’un, Diyojen’in, Eflatun’un kullandığı dilin bu dil olduğunu bir üniversite araştırması tespit etmiştir.Yanlış hatırlamıyorsam ya Oxford ya da Cambridge Üniversitelerinden bir tanesi idi. Malum; Doğu Roma’nın dili Bizans’la birlikte Latince’den giderek Antik Yunanca’ya ağırlık vermeye başlamıştır. Büyük olasılıkla karışım bu akım ile birlikte başlamıştır. Belki de Ortodoksların dilini Katoliklerin dilinden ayırma hedefini gütmüşlerdir.

Zaman içinde, azınlık dili haline düşen bu dil konuşulduğu yörelerin resmi dillerinin, özellikle Farsça, Osmanlıca, Rusça, Türkçe ve Gürcüce gibi dillerin etkisi altında kalmıştır. O nedenle yöreler arasında telaffuz farklılıkları vardır ama dikkatle inceleyince kökenin aynı olduğu kolayca görülebilir. Tonya’daki Konferans’ta konuşan değerli hemşehrimiz, Sayın Dr. Enver Uzun’un bölgemizle ilgili bir hayli araştırması var. Özellikle, 2003 yılında Rus Tarihçi Prof. F. Ivanoviç USPENSKİ'nin "Trabzon Tarihi (Kuruluşundan Fethine kadar) " adlı Kitabı'nı Türkçe'ye çevirerek Trabzon Tarihi Literatürüne önemli bir katkı sağlamıştır. Araştırma programına köklü bir gramer yapısı olan bu dilin araştırılmasını da alırlarsa bölgemize çok önemli bir katkı daha yapacaklarına yürekten inanıyorum. KTÜ'nün de bu araştırmaya katılması araştırmanın bilimselliğini tartışmasız hale getirir.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri