DSİ Bölge Müdürlüğü’nün ıslah çalışmalarının denetimsiz ve yanlış yaptırması sonucu zayıf kalan ayaklarının aşırı sağanak yağışa dayanamayıp yıkılan Akçaabat’taki Osmanlı döneminden kalma 300 yıllık köprünün tartışması sürerken Trabzon’da yeni bir tarihi skandal ortaya çıktı.
Kuzey Ekspres Gazetesi baş köşe yazarı Hasan Kurt, bugünkü köşesinde Trabzon’da tarihi bir skandalı yazdı. Zağnos Vadisi’ndeki kale içinden Ortahisar’a yerin altından uzanan ve turizme kazandırılması için proje çalışması başlatılan tarihi bir gizli geçidin ucunun müftülük binasının yapımı sırasında kapatıldığını iddia etti. Yerin altındaki gizli geçidin ucunun müftülük binası inşası sırasında betonla kapatıldığını ileri süren Kurt, yazısında şu tespitlerde bulundu;
Zağnos’daki dehlizin çıkışı!
Siyasi, ekonomi ve spor konularında tekrara kaçmamak için ara sıra kendime izin veririm.
Trabzon ile ilgili hemen her şeyi yazıyoruz. Kentin sorunlarını, yapılan hataları, yanlışları aktarıyoruz. Yetkili ve ilgilileri uyarıyor, eleştiriyoruz.
Dün sabah Atapark’taki Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne uğradım.
Belediyenin zemin katındaki su, emlak vs. bölümünde masaların en az yarısı boş! Ancak, yoğunluk fazla! Masa başındaki çalışanlar kadar içeride ve dışarıda ayakta görevli var.
Belediye binasının üst katlarına uğramadan, Zağnos Vadisi’ne indim.
Vadiye girişte, bir su hırıltısı ve koku!
Zağnos deresi, eskiden olduğu gibi kapatılmış. Bir tarafta dere diğer yanda atık su! Atık su ile dere suyu birleşiyor mu bilmiyorum!
TOKİ’nin yaptığı evler, geçenlerde ihale edilmişti.
Eski tarihi evlere benzetilen, evlerin önünde avlu, bodrum kat otopark. Evleri satın alan ortak girişim grubu, üç evi nasıl değerlendireceğine henüz karar vermemiş.
Vadinin doğusundaki kale surları yine haşmetli!
Ülkü İlkokulu’nda okurken ara sıra okuldan kaçardık ve vadiye inerdik… Özelikle de bu aylarda.
Vadide sağa sola bir iki tur attım.
Dehlizlerin bulunduğu yere çıkayım dedim. Dehlizin girişinde bir levha…
Vadi dönüşüm projesi uygulanırken; o bölgede yıkılan evlerin molozları bölgeye serpildi, üzeri dışarıdan getirilen toprakla kapatıldı ve çimlendirildi.
Girişinde içeri girmek tehlikeli ve yasak yazılı dehliz, eskiden müftülük binasının bulunduğu yere çıkardı.
Dehlizlerin açılması ve turizme kazandırılması için onca yazı yazdım.
Dehlize doğru bakarken üzüldüm!
Müftülük binasının altına bir konferans salonu yapmışlar….Ki, müftülük binası da tahminim o ki kaçaktır veya bir bölümü imar dışıdır.
Müftülük binasının konferans salonunu yaparken, o dehlizin kale içindeki bölümü ortaya çıktı.
Sonra ne mi yaptılar?
Dehlizi kapattılar. Dehlizin üzerine beton döktüler!
Dehliz, maalesef kale içine çıkmıyor!
Din, diyanet görevlileri, orada muhtemelen namaz kıldırma memurlarına, din hizmeti verenlere konferans veriyorlar!
Biraz daha yukarı, köprüye yaklaştım.
Ortahisar’a, çok eskiden oradaki iki eski eve, üç- dört metre uzaklıktaki surda bulunan 4 kapıdan giriliyordu. O kapıların hiç değilse biri veya ikisinin açılması için de çok yazdım.
Zağnos köprüsü, fetihten sonra yükseltildi. Fetih öncesi köprü çok alçaktı. Atapark tarafından o alçak köprüden geçilir ve o kapılardan Ortahisar’a girilirdi.
Yine hüzünlendim!
Osmanlının bile önemsediği, onardığı, yıkımına izin vermediği o büyük surlarda çatlama gördüm. Muhtemelen o iki ev yapılırken, surlar biraz aşağı indirilmiş. Sonra üzerine ek yapılmış. İşte ek bölümle, devasa taşların yer aldığı eski bölüm arası sanki ayrılıyor.
O bölgede, tahta merdiven yapmışlar. Demir aksanı da var.
Merdivenler daha yapılalı bir iki yıl oldu. Tahtalar çürümeye demir paslanmaya başlamış.
Neyse daha fazla yazıp moralinizi bozmayayım.
Bu kenti yönetenler, ‘Turizm turizm’ diye nutuk atanlar, Allah aşkına koltuğunuzdan kalkın ve kenti gezin. Bizim gördüklerimizi siz de göreceksiniz.