İstanbul Teknik Üniversitesine (İTÜ) bağlı bir grup bilim adamının üzerinde çalıştıkları tomografi yöntemiyle yerin altındaki mayın, maden, petrol rezervi ya da binalardaki kolon tahribatı gibi unsurlar rahatlıkla görüntülenebilecek.
AA muhabirine çalışmalarına ilişkin bilgi veren İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Elektrik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. İbrahim Akduman, tomografinin dünyada önemli bir araştırma alanı olarak ortaya çıktığını vurgulayarak, bu konuda çalışan önemli gruplardan birinin de kendileri olduğunu ve çalışmaları sürdürmek için üniversite bünyesinde bir laboratuvar kurduklarını hatırlattı.
Pojeyle öncelikli hedeflerinin Türkiye'nin bilimsel gelişimine katkıda bulunmak olduğunu dile getiren Akduman, "Bilimsel gelişime katkıda bulunurken de teknolojik olarak Türkiye'nin öncülük etmesini sağlamak istiyoruz. Sonuçta geliştirdiğiniz her yöntem, Türkiye'nin dışardaki bilimsel düzeyinin gelişimine bir katkıdır" dedi. Temelde uygulama yaptıkları alanın tomografi olduğunu belirten Akduman, tomografinin genelde insan vücuduna uygulanan yanının bilindiğini söyledi.
Akduman, mevcut kullanılan tomografi aletinin silindirik bir yapısı olduğunu belirterek, ölçüm yapmak istenilen şeyin aletin içine yerleştirildiğini ve ışınların her taraftan gönderilerek verilerin elde edilmeye çalışıldığını anlattı.Yer altında gömülü bir şeyin ölçümünün bu şekilde yapılamayacağına dikkati çeken Akduman, ölçümün ancak atmosferden yani tek yönden gönderilen ışınlarla yapılabileceğini ifade etti.
"Yerin altında ne varsa bilgisayar ekranında görmek istiyoruz" diyen Akduman, engebenin ışınların dağılımında önemli bir parametre olduğunu, bu nedenle modelleme yaparken yerin engebeli yapısını dikkate aldıklarını söyledi.
İbrahim Akduman, genelde dışarda yapılan çalışmalarda yerin düz kabul edildiğini söyleyerek, o şekilde kabul edildiğinde bazı şeylerin basitleştiğini, gerçek hayatın düz olmadığını, bu nedenle o engebeli yapının çalışmanın bir yerine yerleştirilmesi gerektiğini anlattı.
ASIL ÇALIŞMA ALANI GÖMÜLÜ CİSİMLER
Akduman, mevcut bilgisayar tomografi siteminde görüntülerden konunun uzmanları tarafından yorumlanarak gerçeğe yakın bilgiler elde edilmeye çalışıldığını belirterek, kendi geliştirdikleri yöntemde ise tüm bilgilerin uzmana gerek kalmadan bilgisayar ekranına aktarılacağını kaydetti.
Asıl çalışma alanının gömülü cisimler olduğunu belirten Akduman, "Gömülü cisimlerin bir problemi var. Siz ışınları yukardan gönderip yukardan ölçebilirsiniz. Dünyanın altına doğru giden şeyleri toplayamazsınız. O noktada dolayısıyla data eksiktir. Yani çoğu yöntemle çalışmayabilir. Bunun temel uygulama alanlarına baktığınız zaman mayın dedeksiyonundan yer altındaki bir boru hattının veya yer altındaki bir maden kütlesinin tespitine kadar çok geniş bir uygulama alanına sahiptir" şeklinde konuştu.
ÇALIŞMANIN GÜVENLİK VE SAVUNMA BOYUTU
Akduman, çalışma tamamlandığında askeri alanda bu bilgilerin alete dönüştürülme şansı olacağına işaret ederek, mayınların bu noktada önemli bir çalışma alanı olduğunu dile getirdi.
Mayınların ikiye ayrıldığını ifade eden Akduman, "Birisi metalik yapıda olanlar. Onlar kolay çünkü herhangi bir dedektörle kolayca bulabilirsiniz. Bir de plastik mayın türleri vardır. Bunları o elde dolaşan dedektörler yakalayamaz. Aslında öyle bir alette henüz yapılmış durumda değil. Mayından kaynaklanan ölümlerin de bir kısmı bu nedenle olabilir" şeklinde konuştu.
Akduman, plastik mayının parametrelerinin toprağa yakın olduğunu aktararak, dolayısıyla bunların herhangi bir aletle kolay kolay bulanamayacağını söyledi. Akduman, yalnızca mayınları araştırmak için bu çalışmayı yapmadıklarına da işaret ederek, çok daha geniş spektrumu olan bir proje olduğunu vurguladı.
Yerin altını görüntülemek istediklerini belirterek, "O zaman yerin altında ne var ne yok göreceksiniz. Mayın, boru, boruda bir çatlak ya da bir petrol rezervi... Ne varsa onu göreceksiniz. Daha da önemlisi bir oda düşünün. Duvarın arkasını görüntülemek istiyorsunuz ama buradan göremiyorsunuz. Arkada ne var ne yok, insan, masa, masanın şekli nasıl, masanın neresi demir, neresi tahta, insanın tüm yapısı nasıl gibi. Bütün bunları görüntülediğiniz zaman zaten aradığınız her türlü bilgiyi çıkarmış olursunuz" şeklinde konuştu.
TOMOGRAFİ İLE KANSERE ÇARE
Geliştirdikleri yöntemle tıpta da önemli gelişmeler kaydedileceğine işaret eden Akduman, hangi hücrenin kanserli olduğunun tam olarak bilinememesi nedeniyle kansere çare bulunamadığını söyledi.
Akduman, "Vücudunuzda kanserli bir bölge var. Doktor bir bölgeyi alıyor ama bir tane bile hücre kalsa bu hemen kendisini yeniliyor, hatta tüm vücuda yayılıyor. Yani siz bunların hangisinin kanserli olduğunu bir şekilde tespit edebilseniz, kanseri de bir şekilde yenebilirsiniz aslında" dedi.
Yaptıkları çalışmayı güvenlikte kullanılan x-ray cihazlarıyla kıyaslayan Akduman, orada da her şeyin görülemediğini, yalnızca x ışınlarının kuvvetine göre tahminlerde bulunulduğunu söyledi.
Akduman, "X ışını, gelir delip geçer. Örneğin kemikten geçerken çok zayıflar, kas yapısından geçerken daha az zayıflar. Bu nedenle bombanın materyaline bağlı olarak geçirilme imkanı da var. Örneğin plastik, içinde çok metalik objeler taşımıyordur. X ışınları içinden kolayca geçiyordur. Bizim yaptığımız çalışmada ise maddeler tümüyle görüleceği için böyle bir ihtimal yok" diye konuştu.
Akduman, 2008 yılında tamamlanması öngörülen projenin hem güvenlik açısından hem medikal açıdan çok faydalı bir çalışma olacağını sözlerine ekledi.