Öz, “Türkiye 450 bin tonları bulan avcılık miktarının üçte ikisinin Karadeniz bölgesinde olması yine Türkiye'nin toplam su ürünleri üretiminin avcılık ve yetiştiricilikle beraber üçte ikisinin avcılıkla olması yine bu üretiminin yüzde 80'i Doğu Karadeniz'de oluyor” dedi.
Su ürünleri konusunda Bakanlık tarafından çalışmaların devam ettiğini belirten Öz, “Artık günümüzde devlet yönetiminde devletler üretimden ziyade piyasayı düzenleyen, denetleyen ve teşvik eden sistemleri uygulamakta, her alanda olduğu gibi tarım ve kırsal kalkınma alanında da devletimiz stratejisini belirleyen bu stratejiler çerçevesinde adımlarını atan ve bu süreçte teşvik edici ve destekleyici, düzenleyici, denetleyici mekanizmaları faaliyete geçiren bir sistemi uygulamaktadır. Bu anlamda Tarım Bakanlığımız da tarım kırsal kalkınma stratejisi belgesini onaylamış ve uygulamaya koymuştur. Tarımsal üretim alanında, hayvancılık konusunda ve su ürünleri konusunda gerekli çalışmaları adım adım yerine getirmektedir” ifadelerini kullandı.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde denizdeki kirliliğinin önüne geçilmesi için gerekli adımları atacaklarını dile getiren Öz, “ÖTV'siz mazot desteğinden su ürünleri yetiştiricilerine sağlanan yem ve benzeri desteklere kadar su ürünleri üretiminin ve avcılığın gelişmesi konusunda da önemli adımlar atılmaktadır. Avcılık konusunda getirilen düzenlemeler gerek mevsim olarak getirilen sınırlamalar, gerek derinlik olarak getirilen sınırlamalar ve gerekse boylama konusunda getirilen sınırlamalar tamamen bu bölgede balıkçılığın korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir avcılığın sağlanmasına yöneliktir. Bu anlamdaki düzenlemelere uymak hepimizin menfaatinedir.
Ayrıca bütün alanlarda olduğu gibi Karadeniz bölgemizi tehdit eden kirlenme ile ilgili mücadele konusunda da hepimize düşen görevler vardır. Artık hem çevrenin korunması konusunda ve kirliliğin önlenmesi konusundaki düzenlemeler hem de balıkçılık ve diğer alanlardaki düzenlemeler sadece ülkelerin tekelinde olmayan uluslar arası hukukun, Avrupa Birliği müktesebatı ve diğer sözleşmelerin hüküm altına aldığı ve pek çoğunda da bizim de taraf olduğumuz düzenlemelerdir. Dolayısıyla bizim bu bölgelerde yapacağımız denetimler, çalışmalar ve düzenlemeler uluslar arası düzenlemelerin ve hukukun da bir parçasıdır. Biz bunları adım adım bakanlığımızın da talimatıyla uygulamak durumundayız” diye konuştu.