TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, TÜRSAB Trabzon hizmet binasının açılışı için geldiği Trabzon'da Karadeniz Gazetesi'ne önemli açıklamalarda bulundu.
Ulusoy, Türkiye'nin çimentosunda Karadeniz'in ve Trabzon'un çok büyük önemi olduğunun altını çizerek, hizmet binasında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte hediyelik eşya mağazasında Trabzon ürünlerinin sergileneceğini söyledi.
Yurtdışı seyahatlerinde Trabzon ve Muğla'nın ürünlerini götürerek tanıtım yaptığını kaydeden Ulusoy, "Hiç olmazsa yanımda fındıkla piko götürüyorum" dedi.
İşte Ulusoy'un açıklamaları:
MEMLEKETİME VEFA BORCUM VAR
Türkiye'de küresel ısınmanın getirdiği sıkıntılar Karadeniz Bölgesi ve Trabzon önemli yer alacaktır. Biz tanıtıma ağırlık vereceğiz. Burası bizim Karadeniz Bölgesi'nde üssümüz olacaktır. Dünya Ticaret Merkezi'ne de hak ettiği güzel binayı kazandırmış olacağız. Trabzon'da 18 yılım geçti ama 18 seneden sonra sürekli gidip geldik buraya. Trabzonlu olmaktan keyif alıyorum. Bu bir özür değil. Çünkü hemşerilerim beni affetmiş ve bağırlarına basmışlardır. Geç kaldığımız bu yörede kendi memleketime, doğduğum topraklarda güzel bir binayı, hem turizme, hem Karadeniz'e, yöremize ve ülkemize kazandırmaktan mutluluk duyacağım.
Trabzon'un turizm açısından size göre en büyük eksikliği nedir? Zedelenen imaj konusu var.
Bir kere, Karadeniz?in imajı zedelenmez. Yağmuru, toprağı çetin, ürünü ise üvey olan bir bölgedir Karadeniz. Karadeniz insanı buna rağmen toprağına, köyüne, en önemlisi ülkesine bağlı. Ülkesine bağlılık konusunda, anarşiye sert fikirli, şehit veren bir yöredir burası. Allahı Ekber Dağlarında 96 bin şehidimiz silah kuşanmadan olmuştur.
Bu ülke bugünlere kolay gelmedi. 1914 yılında Yemen'in kızgın çöllerinde 1915'te Çanakkale'nin deniz sularında, Allahu Ekber Dağlarında bu ülke için canlarını veren şehitlerimiz kanlarıyla bu ülkeyi çizmişlerdir. Cebimizde taşıdığımız nüfus kağıdının değerini çok iyi biliyoruz, bunun ne alt ne üst kimliği vardır, Türkiye Cumhuriyeti kimliğidir. Karadenizli, bu yöre insanı buna sahiptir. Bu Türkiye'nin, şehitlerimizin çizmiş olduğu bu topraklarda Karadeniz'in bir verimi vardır. Allahu Ekber Dağları'na gidenlerin çoğu Trabzon, Rize ve Karadeniz'den gitmiş, buradan toplanıp gitmiştir. Dolayısıyla bir-iki hadise bizi zedelemez. Karadeniz mütevazı olmanın sıkıntısını çekiyor, mütevazı olmaması lazım. Doğasına sahip olacak, gelecek yaylaların, Karadenizlinin olacaktır. Turizm artık bin metreden sonra başlayacak. Trabzon?un şansını iyi kullanmasını istiyorum, geleceğe yönelik tanıtım çalışmalarımız vardır. Trabzon moda değil, markadır. Moda demode olur, marka olmaz.
DEMİRYOLU TRABZON'UN RUHUNU DEĞİŞTİRİRDİ
Demiryolu bağlantısının turizme katkısı olacağını düşünüyor musunuz?
Otoyol değil de üstten İtalya gibi demiryolu yapılsaydı Karadeniz'in ruhu değişirdi. Otoyol yapıldığında yukarıdaki köyler aşağıya geliyor. Armelik Dağlarındaki köyler boşalıyor. Demiryolu olması Türk turizminde yabancılar için daha çok cazip olacaktı. Sahil Yolu yapıldıktan sonra denizi çöp deposu olarak kullanmamamız gerekiyor. Çakırgöl güzel proje ve Trabzon'a çok şey kazandıracaktır.
HİZMET YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ
175 acentenin ekmek yediği Samsun-Ankara feribotları Başbakanımızın talimatları ile alınmıştır. Bu gemilerin sermayesi 40 milyon dolardır. Bizim orada hissemiz 100 milyon dolar, yani 15 binde birdir. Bu gemilerin idaresini Kalkavanlar Deniz Ticaret Odası Başkanı TÜRSAB'ın tecrübesine güvendiği için oda başkan yardımcılığı yapıyorum. Samsun-Ankara feribotlarının bir tanesi Bodrum-İzmir çalışmaktadır, bir tanesini ben ısrarla koydurdum 6 ülkeyi gezmiştir, Blue Expo en son Trabzon Limanı'nda yolcusunu indirip İstanbul'a dönmüştür. 2008 yılında yine aynı gemi fuar anlayışıyla hizmete devam edecektir. Üçüncü gemiyi alacağız, ben o sözü vermişim, muhakkak o gemi de Karadeniz'e çalışacaktır. Biz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Değerlerimizin kıymetini bilmeliyiz
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği tarihinde 6 kongre kazanmış, 12 yıl görev yapmış, yaşayan başkanlar içinde ben varım. Anadolu toprağının, çamurunun, insanının topraktan aldığı birliktelik var. Bizi biz yapan değerler bunlar. Biz İstanbul'da sizin kadar rahat değiliz. Başınız ağrıdığında üst katınızdakine bir şey diyemezsiniz. Burada çok güzel bir birliktelik var ki, Türkiye'yi de ayakta tutan bu. İşte bu, Anadolu toprağından geliyor. Büyükşehirlere gittiğinizde iş yoğunluğundan değerlerimizi unutuyoruz, sizler bu değerlerin kıymetini bilmelisiniz. Bu cumhuriyetin kuruluşunda Türkiye'nin temel taşlarından, bu harçta, bu çimentoda, Erzurum'un, Samsun'un, Artvin'in, Rize'nin, Doğu, Batı Karadeniz'in çok büyük emeği var. Benim insanım, sabırlı, vefakar, anlayışlı. 8 sene zarfında TÜRSAB'da bütün bölgelerde teşkilatımı kurdum. Biz büyüdük ve bizden beklentiler arttı. Büyümeseydik beklenti de olmazdı. Hükümetle iyi geçindik, 8 senedir gerek basında gerek devlet nezdinde hata yapmamaya çalıştım. Trabzon'u en sona bıraktım, çünkü eğer ben bunu yapmamış olsaydım, meslektaşlarım, Kendi bölgesini koruyor? diyecekti. Bana anlayış gösterirler diye düşündüm. Geç kaldığım için özür diliyorum, ama kenetlenmeye çalışan Türkiye'de bölgecilik yapmamak için burayı kullandım. Orada ne kadar imkanımız varsa bütçemizin dışına çıkarak Kültür Bakanlığı'nın eşyaları satabileceğiniz salonun olacağının sözünü verdim. Bizim insanımız her şeyi kabullenen, bu yöre insanının hayatta dalga geçmeden dalga geçtiğini anlatabilen nadir bölgelerden bir tanesi. Bizi biz yapan değerlerden bir tanesi de budur. 8 sene hizmet etmeye çalıştım. Efes'teki aydınlatmadan, Kuşadası'ndaki kongre merkezinden, kültür varlıklarına varıncaya kadar TÜRSAB olarak ağırlığımızı koyduk.
Kavgamız kayıkçı kavgası
Bizim prensibimiz dedemizden aldığımız miras, devletle kavga yapmamak. Devletle kavga yaparsak yolu keserler, karakola düşersiniz. Ailede damatla kavga yaparsan kızdan dolayı bozuşursun, onun için devlet ve damatla kavga yapılmaz. Biz her zaman ülkemizle iftihar ettik. Görevde olsam da olmasam da binanın açılışına geleceğim, çünkü doğduğum topraklara borcum var, bu borcu öyle ya da böyle ödeyeceğim. Yoksa gece rahat uyuyamam, mezarda da rahat bırakmazlar beni. Bu bölge unutulmuş, Güneydoğu ne kadar hatırlanması gerekiyorsa benim bölgem de o kadar hatırlanmalı; Diyarbakır ne kadar gündemde ise Trabzon da o kadar gündemde olmalı; siyaseti oraya çekilmek isteniyorsa benim bölgem için de aynısı olmalı. Bu insan sesini çıkarmıyorsa ülkesi için, bu ülkenin beraberliği için çıkarmıyor. Gümüşhaneli de Erzurumlu da Bayburtlu da Rizeli de çıkarmıyor, bu insanın sessizliği sesi fazla çıkanlardan çok daha değerli.
İşte Karadeniz bu. Bu Karadeniz insanının birlikteliğine hayranım. Biz kavga yaparız ama bizim kavgamız kayıkçı kavgasıdır. Cenazede omuz vururken, gözyaşı gerçek olan bizleriz. Biz o değerleri biliriz, biz insan sevgisini, tabiat sevgisini, toprak sevgisini biliriz; çünkü toprağımız az. İşimiz, yerimiz olmadığı için gurbete çıkmışız, onun için insan sevgisini biliriz.