Dünyanın birçok yerinde turistik, kültürel, soyal ve sanatsal faaliyetlerini sürdüren Türk Tanıtma Vakfı (TÜTAV), bu yıl faaliyet alanı olarak Trabzon’u seçti.
Trabzon’un sosyal ve ekonomik durumu üzerine araştırma, inceleme ve değerlendirmeler yapan heyet, Sümela Manastırı, Ayasofya Müzesi, Atatürk Köşkü, Düzköy Çal mağarası ve Uzungöl’e incelemelerde bulundu.
CHP Trabzon Milletvekili Av. Haluk Pekşen’in davetlisi olarak Trabzon’a gelen TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş, Sözcü gazetesi başyazarı Rahmi Turan, Ankara Temsilcisi ve yazarı Saygı Öztürk, Dedeman Otelleri sahibi Murat Dedeman, Konrad Otelleri Sahibi Erol Aksoy, Öztanık Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ceylan Öztanık, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dekanı Prof. Dr. Korkut Ersoy, Danıştay Üyesi Hayrettin Kadıoğlu, Dr. Tacettin Şimşek, İşadamı Melih Yüzbaşıoğlu ve CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker 3 gün boyunca kentin tarihi, turistik, kültürel ve doğal zenginliklerini inceleyerek tespitlerde bulundular.
CHP Trabzon Milletvekili Av. Haluk Pekşen, 14 yıllık AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin en çok kaybeden kentlerinden bir olan Trabzon’da TÜTAV heyeti ve ünlü gazetecilerle 3 günlük çalışma yaptıklarını, bu 3 günlük incelemede gözlemlerinin çok olumsuz olduğunu söyledi.
Pekşen; “Bizler Trabzon’u yıllarca dünyanın en önemli tarihi, tıristik ve kültürel dünya kenti özelliğiyle tanıdık. Ama son 14 yıllık AKP iktidarı döneminde ne yazık ki karşılaştığımız bizi son derece üzdü. Özellikle tarihi eserleri ve çevreyi hedef alan uygulamalar son derece huzur bozucu olmuş ve büyük tahribat yapılmış. Bu konuda somut olarak bir şeyler söylemek gerekirse Ayasofya Müzesi’nin her çağdaş insanın tepkisini çeken bir şekle dönüştürülmesi ve büyük bölümünün kapatılması, yine bir izahı zor bir bahaneyle Sümela Manastırı’nın kapatılması, Uzungöl’ün ise etrafı ile birlikte betonlaştırılıp tahrip edilmesi büyük bir tahribat oluşturmuş. Uzungöl’deki canlı yaşam üzerinde yüzen ördeklerin dışında tamamen yok edilmiş durumda. Bu durum doğal ve kültürel varlıklarımızın büyük ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde son yıllarda dere yataklarında yapılan HES’lerin oluşturduğu doğa tahribatı, ormanlarımızdaki böcek ve benzeri ağır tahribatlar bölgemizin bilinen ve bu nedenle tercih edilen muhteşem özelliklerinden olumsuz yönde hızla uzaklaştığını göstermektedir. Bu durum derhal durdurulmalı ve Trabzon yeniden hak ettiği dünya kenti özelliğine kavuşturulmalıdır” dedi.
RAHMİ TURAN, “UZUNGÖL BENİ ÜZDÜ!”
Türk medyasının duayeni ve Sözcü gazetesi başyazarı Rahmi Turan da Uzungöl’de yapılan gezi ve gözlemlerden sonra, çok üzüldüğünü kaydetti.
Turan; “Uzungöl bir doğa parçası olarak doğa çok güzel. Ama burada yaptığım gözlemler beni çok üzdü. Gölü doğal halinden çok çıkarıp, bozmuşlar. Etrafını duvarla çevirip göle çok müdahale etmişler. Hatta ben bizzat evsel atıkların ve kanalizasyonun göle bırakıldığını gözlerimle gördüm. Gölde doğal hayat mahvedilmiş. Uzungöl doğa olarak harika bir yer. Burası adeta dünyanın hayranlıkla söz ettiği Davas gibi bir yer. Ama burayı bir dünya harikası Davas gibi anabilmemiz ve gelip gezebilmemiz için Davos’u Davos yapan düşünceyi de burada hâkim kılmamız gerekir. Aksi takdirde bu tahribatı görür üzülürüz ve bir süre sonra da burayı kaybederiz.” dedi.
DEDEMAN: 20 YIL ÖNCESİNE ORANLA ÇOK TAHRİP EDİLMİŞ
Dedeman Otelleri Sahibi Murat Dedeman da 20 yıl önce Uzungöl’ü bizzat görmek için Trabzon’a geldiğini ve bugün geçmiş 20 yıla oranla çok tahrip edilmiş olduğunu söyledi.
Dedeman; “Ben 20 yıl önce Uzungöl’e gelip kalmıştım. O zaman sadece ahşap bungalov evler vardı ve göl çok daha doğaldı. Bugüne geldiğimizde Uzungöl’e olmaması gereken olumsuz yönde çok müdahaleler yapılmış ve doğal yapısı bozulmuş. Yapılaşmada çok yoğun. Bu kadar yapımlaşma da Uzungöl’ün o doğal halini harap etmiş. Yapılan ahşap binalar o kadar çok sorunlu görünmese ama göl tamamen mahvedilmiş. Eskiden göl daha derin ve kenarları kapatılmamıştı. Derin olduğu için de göldeki canlı yaşam devam ediyordu. 20 yıl önce geldiğimde gölde alabalıklar vardı ama şu anda gölün kalan kısmı üzerinde birkaç ördekten başka canlı yaşamı bitmiş. Göl de derelerin ve kenar heyelanların getirdiği alüvyonlarla dolmuş. Bu çok vahim bir durum. İvedilikle tedbir alınmasını talep ediyorum. Ayrıca gölün içinde ve etrafında çöpler gördük. Bu çöplerin atılmaması veya toplanması için de devletin mi müdahale etmesi gerekir. Bu konuda sorumlu belediye gerekeni yapamaz mı?” dedi.