Her gün gündemin değiştiği ülkemizde her şeyden değerli olan nesilleri milleti devleti her açıdan ayakta tutan her alanda modern, medeni, tarihi, bütüncül yapısın ayakta kalması gelişmesi, büyümesi, asıl bekanın iradelere nakşedilmesi, nitelikli bilimsel teknolojik yanında insani ahlaki vasıfları yaşatacak kaliteli bir eğitim modelinin var edilmedi kaçınılmazdır.
Naçizane anlattıklarımı ebeveynler ve adaylarının okumasını özellikle istirham ederim. Önceki yazımızda teknolojik değişimde ve yeni düzende yönetici nasıl olmalıdır konusunu işlemiştik. Şimdi yeni nesiller ve ebeveynleri değerlendirelim dedik.
Teknoloji çok hızlı ve çılgın bir şekilde yükseliyor. Gelişen yapay zeka, türevleri, dijital alan ve küresel internet ağı yaşamı ve şartları derinden sarsmakla kalmıyor değişime uğratıyor.
Büyük bir çoğunluğumuz bu araç ve sahayı verimsiz, olumsuz kullanmakla kalmıyoruz, kontrolsüz ve denetimsiz sonuna kadar kullanıyoruz. Artısına eksisine bakmıyoruz, hesapsız kitapsız bir şekilde kullanıyoruz. Sonucunda ferdi ve içtimai hayatın her mecrasında olumludan çok olumsuz değişimi hep beraber şahit oluyoruz.
Hükümetin ilgili birimlerinin, kurumlarının bir kısmı birtakım çalışmalar yapıyor, ancak dünyadaki bu büyük değişim ve dönüşümü anlamış olup olmadıklarını, gerekli aksiyonları alıp almadıklarını, çok geçmeden bir kaç yıl içerisinde hep beraber göreceğiz.
Yapay Zeka'nın, Metavers'in, Dijital metanın eğitimdeki rolünün yaratacağı şaşırtıcı büyük değişimini göreceğiz.
Devletimizin ilgili birimleri yanında eğitim camiasının ortaya çıkan verileri ve etkilerini iyi okumalıyız. Bunları konuşmaktan, tartışmaktan uzak durmamalı görmezden gelmemeliyiz.
Kaçınılmaz bir dönüşüm varsa, görmezden gelmeyip nesillerin ve ülkenin geleceğinin kurtuluşu için kendi öz değerlerinden ve köklerinden güç alıp küresel eğitim ve teknolojik verilere, çıktılara ulaşmak, alternatif ve evrensel değişimin uzağında kalmamak zorunluluğu vardır. Aksi halde tedavülden kaldırılmış duruma düşebiliriz.
EVET ! Biz ebeveynlerin ve yoğrulup kaliteli, nitelikli olması gereken yavrularımıza bir bakalım. Ebeveynlerin ve evlatlarımızın değişimini, oluşan negatif tabloyu ne kadar anlıyor, anlamlandırıyor, kavrıyoruz? Nasıl, ne şekilde reaksiyon gösteriyor ve gerekli aksiyonları alabiliyoruz?
Eğitim hayatın kendisi. Hayatın doğuştan ölüme her noktasıdır. Evlat ve eğitim hayatın anlamı, gerekçesi, amacı ve sonucu. Buradaki eksikler, yanlışlar, sonuçlar, çıktılar yüreklerde yangınlar, felaketler, tufanlar, acılar, korkular, dramlar, yıkımlar daha da tetikliyor. Toplum hafızasını deli düşünceler, kaygılar, acabalar meşgul ediyor.
SONRA! NEDEN, NİÇİN, NİYE, NASIL, sonrasında ÇÜNKÜ ve SONUÇLAR gibi çıkarımlar beynimizi kemirdikçe kemiriyor. Çıkış yollarını aramak çözüm üretmek amaca ulaşma isteği içten içe ruhumuzu yiyor. Ama görünen tablo vahamete son sürat ilerliyor.
O zaman mesele nesillerin geleceği, toplumun geleceği, yarınlar. Diyeceksinizki iyi işler yok mu, var elbet ama çocuklarımızın üzerindeki yıkımlar herşeyden fazla. Hatta nesillerimizin yıkımı katlanarak çoğalıyor.
NASIL MI ? Çocukların akıllarını başlarından alan akıllı telefonlar, tabletler, sosyal medya platformları, Tik Tok, Dijital medya evlatlarımızı esir alıyor. Zihinlerine pranga vuruyor. Beyinlerini uyuşturuyor. Yaşamlarına, davranışlarına, hareketlerine, iş ve eylemlerine yön veriyor.
SONRA MI? Şaşkın bir şekilde anlamakta zorlandığınız yaşam tarzlarına şahit oluyorsunuz. Kucağınızda yuvanızda büyüttüğünüz çocuklarını tanıyamaz hale geliyorsunuz. Artık onların yaşamını siz değil, bu platformlar ve araçların sundukları belirlemeye başlıyor. Siz ayrı dilden, çocuklar ayrı dilden konuşmaya başlıyor. Çocuklarınız ile iletişiminiz kopmaya başlıyor.
Çocuklar bireyselleşiyor ve kendi dünyasına kapanıyor. Bu araçların içinden gelen hayat onların hayatı oluyor. Kendi hayatlarını yaşamaya başlıyor, aileden ve çevreden izole oluyorlar. Kendini size açmaz, anlatmaz veya anlatamaz, sosyal mecralarda bilmediğiniz kişi, arkadaşlar, gruplar ve sanal dünya ile irtibat kuruyorlar.
Davranışları değişiyor, anlamlandıramadığınız bir kafa yaşamaya başlıyor. Göz göre göre çoçuk elden gidiyor, gittiğinin farkındasınız ancak müdehale etmenize fırsat veriyorlar.
Milli ve manevî hassasiyetleri, insani değerleri, adabı muaşeret kuralları onlar için kıymetsizleşiyor. Özgür ve sınırsız olduklarını olduklarını düşünüyorlar.
Nasihat, öğüt verilmesini umursamıyor hatta istemiyorlar. Senin anlattıkların eskidendi. Bana bugünden bahset diyorlar. Eskiyi hikaye görüyorlar. Beni dünyaya siz getirdiniz bakmak ve her türlü ihtıyacımı karşılamak zorundasınız düşünüyor hatta söylüyorlar.
Çok acımasız davranıyorlar. Empati yapma yapmıyorlar. Çok benciller. Hayatı para üzerinden okuyorlar. Sigara gibi kötü alışkanlıklara yatkın, herşeye tepkisel yaklaşıyorlar. Size anormal olan onlara normal geliyor.
Kurdukları cümleler kötü ve küfürlü. Sorarsanız cevap verir, o da kısa cevaplar. Yazı kültürleri çok kötü. Odaklanma, dikkat dağınıklığı oldukça fazla. Akranlarını zorbalıyorlar. Küçük yaştan itibaren şiddet eğilimli bir büyüyorlar. Söz dinlemeyen, kalıplara sığmayan, bildiğinden geri durmayan, inatçı oluyorlar. Ne yaparsanız yapın tatmin olmuyorlar. Herseyi kolay tüketiyorlar.
Kişilik bozuklukları, psikolojik sorunlar yaşadıkları görünüyor.. Bedensel rahatsızlıklarında ( göz, omurga, obezite gibi ) artış görünüyor. Yaşlarının karakterini taşımıyorlar. Bazen çocuksu vurdumduymaz çok rahat hareket sergiliyorlar. Şımarıklar. Ergenlik geçişini oldukça ağır yaşıyorlar.
Çalışmayacak, emek vermeyek, hazırcı, bol kazancı olacak, konforlu yaşam istiyorlar. Ekonomik yaşamlarının kısıtlanmasını rıza göstermiyorlar. Ebeveynlerin kendilerini anlamadıklarını düşünüyorlar.
Vicdan, merhamet, sevgi gibi kavramlar zayıflamış. İşlerine geldiği gibi hareket ediyorlar. Kurallara karşı olmayı, yasakları ve kuralları yıkmak için sonuna kadar zorluyorlar.
Eğitimi pek önemsemiyorlar. Okullarda olmak istemeyen, okula gitmek istemeyen, devamsızlık, ders çalışmak istemeyen vs. birçok sorun. Okuyacağız da ne olacak. Okumayanlar şu, bu işlerde şöyle kazanıyor, böyle kazanıyor diyorlar. E o zaman okumaya gerek yok diyorlar. Zahmetsiz rahmet arıyorlar. Daha birçok tahlil yapabilirim.
NEDEN ? Çünkü belirttiğimiz bu araçlar böyle yaşamayı onlara empoze ediyor. Özellikle 15 ile 25 yaş aralığına saldırıyorlar. O zaman tedbir alınmazsa bu durumun nereye varacağını düşünebiliyor musunuz? Frekanslarla zihinlerine saldırıyorlar. Ama çoğumuz durumu anlayamıyoruz.
SONRA ebeveynler şöyle cümleler kuruyor. " Çocuğumu mutlu edemiyorum, hiçbir şeyden tatmin olmuyor. Anlaşamıyoruz, iletişim kuramıyoruz? Biz böyle değildik, bunlara böyle ne oldu? Her şeyi yapıyoruz neden böyle davranıyorlar? Ne yaptıysam olmuyor. Çocuğumla baş edemiyorum. Bana yardım edin. Ben bu çocuktan umudu kestim. Çaresizim, yapacak birşey bulamıyorum. Biz nerde yanlış yaptık. Ve ve ve... Bir dünya serzeniş.
Kısa bir sürede nesil bu hale geldi. Ne yapacağız ve bu nesli nasıl eğitip küresel sistemde var edeceğiz? Geçiş sürecinde olduğumuz yeni eğitim modelinde ülke olarak bu süreci nasıl aşabiliriz? Eğitimi yönetenler duruma ne kadar hakim ? Ebeveynler bu değişim ve dönüşümü ne kadar biliyor, anlıyor ve öğrenciyle bütünleşmenin yıllarını arıyor? Eğitimde teknoloji, yapay zeka chatcpt, metaversi, dijital dönüşüm ile çocukların yaşadığı bu sürecin varlığını ebeveynler anlayabildi mi? İşte önemli olan demek ki önce sorunun hastalığın teşhisini koymak sonrasında çözüm üretmek.
Öyleyse çözüm ne diyeceksiniz. Önce Ebeveynler için çözümleri sonra diğer paydaşları konuşacağız. Konuşmaktan korkmayalım. SONRAKİ YAZIMIZDA DEVAM...
Sağlıcakla kalın...