Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Zigana köyünde 73 yaşındaki Osman Özgün, babasından devraldığı lokantada yerli ve yabancı turistlere hizmet sunuyor.
Çeşitli illerdeki okullarda 25 yıl sınıf öğretmenliği yapan ve 28 yıl önce emekli olan Özgün, çocukluğundan itibaren imkan bulduğu her fırsatta destek verdiği aile işletmesinin başına geçti.
Özgün'ün babasından devraldığı, yöreye ait çeşitli eşyaların yanı sıra futbol takımlarının formaları ve flamaları ile aralarında bir çok ünlünün bulunduğu müşterilere ait fotoğrafların sergilendiği lokanta, iç dekorasyonuyla da ilgi çekiyor.
Tarihi İpek Yolu üzerindeki Zigana Dağı'nda lokanta işleten Osman Özgün, yıllardır dünyanın her yerinden misafirleri ağırladıklarını söyledi.
Dedesinin 95 yaşına kadar 2 bin 50 rakımdaki yerde lokanta işlettiğini anlatan Özgün, "Onun zamanında böyle mangal yoktu, kavurma vardı. Dedemin 1200 keçisi varmış, bu dağda otlatırmış. Kış geldiği zaman keçilerden 20-30'unu keser kavurma yaparmış." dedi.
Özgün, dedesinin zamanında bölgede ulaşım sıkıntısı olduğunu belirterek, "Bu kadar yollar falan da yoktu, patika yollar vardı. Deveci kervanları gelirdi. Rahmetli dedem 95 sene burada hayat sürdü. Dededen sonra babamız devam etti, babamın yanında da biz yetiştik." diye konuştu.
Öğretmen olduktan sonra Manisa, Erzincan ve Trabzon'da görev yaptığını dile getiren Özgün, ara dönem ve yaz tatillerinde fırsat buldukça babasına yardım ettiğini vurguladı.
Özgün, etin lezzetinden ve Zigana Dağı'nın temiz havasından dolayı yıllardır tercih edildiklerini belirterek, "Kuzu etini doğal şekliyle hiçbir şey katmadan pişiriyoruz. Sos veya başka bir şey katmıyoruz. Doğal haliyle olduğu için çok lezzetli oluyor. Bu ete başka bir şey kattığın zaman biberdi, sostu etin tadı bozuluyor. Et, en iyi şekilde böyle oluyor." ifadesini kullandı.
"Burayı bize bırakan insanlarımız gitti, onların mirasını yürütüyoruz"
Eşi Osman Özgün'e yıllardır lokantada destek veren Nazmiye Özgün ise işletmeye gelen müşterilerle adeta aile gibi olduklarını söyledi.
Lokantacılığın her aşamasında çalıştığını belirten Özgün, şöyle devam etti:
"Gelen misafirlerimizle sohbet, muhabbet ediyoruz, gece yarılarına kadar oturuyoruz. Gelen bir daha gelmek, bizimle sohbet etmek istiyor. Para pul mühim değil, mühim olan insanlık. Ben paraya önem vermem. Buranın her şeyi önemli. Burayı bize bırakan insanlarımız gitti, onların mirasını yürütüyoruz. Buraya Dubai'den, Suudi Arabistan'dan, Umman'dan, Filistin'den, dünyanın her yerinden misafirlerimiz geliyor."
İşletmenin müşterilerinden Erbakan Kara, Trabzon'da yaşadığını ve yılda en az 2 defa ailesiyle buraya geldiklerini söyledi.
Lezzeti ve sunumu ile mekanın kendilerini adeta çektiğini anlatan Kara, "Geldiğimize değiyor, en azından havası, lezzeti bizi buraya çekiyor." dedi.
İstanbul'da ikamet eden Ali Acar da şehirde bulamadıkları huzuru burada bulduklarına değinerek, "Burayı ilk olarak 20 sene önce keşfedip geldik. Her sene Trabzon'a geldikçe uğruyoruz buraya da. Buranın havasına, oksijenine paha biçilemez. İnşallah bir daha gelmek nasip olur." diye konuştu.