Araçta oluşan hasarı gidermeye yönelik oluşan maddi zararın karşılığı ödense de, kusursuz tarafın aracını satmak istemesi durumunda, daha önceden aracın kaza geçirmesi ve tamirat yapılması sebebiyle satış değeri daha düşük olmakta. Peki, bu durumda kusursuz araç sahiplerinin zararını kim karşılayacak? Bu sorunun cevabını avukatlar nasıl cevaplıyor?
Şimdiye kadar araçlarda oluşan değer kaybı ve kazanç kayıpları sigorta şirketlerinin ödemekten çekindikleri alacak kalemleri olarak vatandaşın karşısına çıkmaktaydı. Sigorta şirketleri bu taleplerin teminat kapsamı dışında kaldığını savunmaktaydı.
Ancak Yargı, vatandaşı mağdur eden bu uygulamaya son verdi. Yargıtay Daireleri, Zorunlu trafik Sigortası kapsamında araçlarda oluşan değer kayıplarının da sigorta şirketlerince karşılanması gerektiği yönünde kararlar vermeye başladı. Bu da tüm araç sürülerine araçlarında oluşan değer kaybını, sigorta şirketlerinden istemenin yoluna açtı.
Özellikle kiralama konusu araçlarda ya da ticari maksatla kullanılan ve ikame araç verilmeyen durumlarda da kusursuz tarafın kusurlu taraftan kazanç kaybını isteyebileceği de hukukçuların genel görüşü olarak karşımıza çıktı.
Kaza sonrası oluşan "değer kaybı" alınabilir mi?
Görüşüne başvurduğumuz Avukat Necip Şenel, kazalardan sonra her ne kadar araç parça bedelleri ya da tamir hizmet bedelleri sigorta şirketlerince karşılansa da, özellikle orta ve üst sınıf araçlarda büyük zarar kalemi olan "araç değer kaybı"nın sigorta şirketlerince ödenmediğini belirtti.
"Ancak Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Poliçe Genel Şartları'ında bu zararın ödenmemesini öngören bir hüküm olmadığı gibi, hükümler kusurlu tarafın sebep olduğu bütün zararları karşılaması gerektiği yönünde." diyen Necip Şenel, Yargıtay'ın da yerleşik hale gelen görüşleri doğrultusunda sigorta şirketlerinin başvuru ya da yargı kararları neticesinde değer kaybı zararlarını ödediğini, kendilerinin bu yönde aldığı olumlu kararlar olduğunu belirtti.
Bu tazminat kimlerden alınabilir?
"Kusurlu surucu, kusurlu olduğu tespit edilen sürücünün kullandığı aracın ruhsal sahibi ve zorunlu trafik sigortası, araçta oluşan değer kaybından ve makul sureyle kazanç kaybından sorumludur" diyen Necip Şenel, kusursuz kazazedelerin bu hususta özellikle hukukçulardan yardım alarak doğru bir yol izlemesi gerektiğini, yanlış hukuki yol izlemenin kazazedeye daha fazla masraf yükü getirebileceği gibi karşı vekâlet ücreti yükümü de yükleyebileceğini belirtti.
Özellikle filo ve toplu araç işletenlerin durumunda profesyonel ve bilimsel çalışma şeklinin benimsenmesi ve usul ekonomisini yönünden en hızlı hukuki çözümlerin üretilmesi gerektiğini belirten Avukat Şenel, "Yargıtay'ın ilgili kararıyla toplumca kanıksanmış bir yanlıştan dönülmüş oldu.
Vatandaşların sigorta şirketlerinde bekleyen binlerce liralık tazminatlarını alma yolunu açan bu kararlar, hukuk uygulamamızın iyi yönde geliştiğini gösteren kararlar olarak sigorta hukukunda önemli bir değişiklik sağlamış oldu." diye konuştu.