Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu'nun (GECF) yayımladığı "2050 Görünüm" raporu, 2030 yılına kadar dünya nüfusunun yalnızca %77'sinin temiz pişirme imkanlarına erişebileceğini ortaya koydu. Bu durum, yaklaşık 1,9 milyar kişinin bu hayati hizmetlerden mahrum kalacağı anlamına geliyor. Özellikle Sahra Altı Afrika, temiz enerji kaynaklarına erişimde en düşük oranlara sahip bölgeler arasında yer alıyor.
Rapor, 2022 yılında Afrika'daki enerji tüketiminin %56'sının konutlarda gerçekleştiğini ve bölgede biyokütle kaynaklarının (tezek, odun gibi) hâlâ dominant enerji kaynağı olarak kullanıldığını belirtiyor. Sahra Altı Afrika'da günlük yaşamda biyokütle yakıtları toplama yükünün çoğunlukla kadınlar ve çocuklar tarafından taşındığı ve bu durumun onlara ağır bir yük getirdiği vurgulanıyor.
Temiz pişirme tesislerine erişim eksikliği nedeniyle, haneler her gün ortalama iki saatlerini yakıt toplamak, ek olarak üç saat pişirme ve yemek hazırlamak için harcıyor. Geleneksel soba ve açık ateş kullanımının sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ise oldukça ciddi. Rapor, evsel hava kirliliğinin bölgede erken ölümlerin ikinci büyük nedeni olduğunu ve yılda yaklaşık 700 bin ölüme neden olduğunu açıklıyor.
LPG gibi temiz pişirme yakıtlarına geçişin, partikül madde maruziyetini azaltarak yılda yaklaşık 400 bin hayatı kurtarabileceği öne sürülüyor. Ancak, 2015'ten 2021'e kadar temiz pişirme teknolojilerine erişim sağlayanların oranı sadece %7 arttı. Hindistan ve Endonezya gibi Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerinde ise bu alanda önemli ilerlemeler kaydedildi.
Raporda, Hindistan'daki başarılı girişimler öne çıkarılarak, 2015'ten 2022'ye kadar LPG kullanımının 300 milyon kişi arttığı bilgisi paylaşıldı. Bu veriler, LPG'nin sağlık risklerini azaltma, temiz ve verimli enerji sağlama potansiyeline işaret ediyor. Ancak Sahra Altı Afrika'nın, nüfus artışıyla başa çıkmak için gereken temiz pişirme çözümlerinde ilerleme kaydedememesi endişe verici bir durum olarak öne çıkıyor.