Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, ülkesinin Ukrayna'ya askeri, siyasi ve insani alanlarda desteğini sürdüreceğini söyledi.
Colonna, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile Paris'te düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kuleba ile görüşmesinde küresel gıda güvenliği, Ukrayna tahılının ihracatının devamı ve Rusya'nın temmuzda Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'ndan çekilmesi gibi pek çok konuyu ele aldıklarını belirten Colonna, Ukrayna'nın meşru müdafaa hakkını kullanması için ülkesinin Ukrayna'ya yönelik askeri, siyasi ve insani alanlarda desteğini sürdüreceğini ifade etti.
Colonna, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın 18 aydır devam ettiğini anımsatarak "(Rusya'nın) Ukrayna'nın altyapısını yıkma ve tahılını yok etme stratejisini kınadık." dedi.
Ukraynalı mevkidaşının Paris'teki 29'uncu Büyükelçiler Konferansı'na onur konuğu olarak katıldığını aktaran Colonna, Kuleba'nın ilerleyen saatlerde de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Elysee Sarayı'nda ağırlanacağını dile getirdi.
Kuleba da Ukrayna'nın Fransa ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle aynı değerleri paylaştığını, kendisini savunacak kapasiteye sahip olduğunu anlattı.
Daha güçlü bir Ukrayna'nın daha güçlü Avrupa anlamına geldiğine işaret eden Kuleba, "Ukrayna, AB ve NATO üyesi olmazsa, Avrupa güvende olamaz, güvende yaşanabilecek bir yer olamaz." diye konuştu.
Fransız silah endüstrisini sonbaharda Ukrayna'da düzenlenecek silah fuarına davet ettiğini söyleyen Kuleba, Rusya'nın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'ndan çekilmesiyle Ukraynalı çiftçilerin ve tahıla en çok ihtiyacı olan ülkelerin büyük mağduriyet yaşadığına dikkati çekti.
Kuleba, tahıl anlaşmasının devamından yana olduklarını vurguladı.
Bakan Kuleba ayrıca Kırım'ın Ukrayna'nın egemen toprağı olduğunu yineleyerek şunları kaydetti:
"Ukrayna kendinden yana olan uluslararası hukuk çerçevesinde elbette egemen topraklarında gerekli gördüğü her şeyi yapma hakkına sahiptir. Ve bir kez daha ısrar ediyorum, barışın yeniden tesis edilmesi Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün 1991 yılındaki sınırlar çerçevesinde tesis edilmesinden geçiyor. Bunun için gerekli tüm hukuki, siyasi, ahlaki ve tarihi temellere sahibiz."