Dromi, BBC Türkçe'den Beril Eski'ye bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi.
İşte o çok çarpıcı röportaj:
Uri Dromi'ye lafı uzatmadan soruyu soruyorum, harekât ne zaman duracak? Cevabı, sorum kadar doğrudan oluyor: Kerry ne zaman dur derse, o zaman dururuz!
Dromi'yle aramızdaki bu konuşma, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry İsrail'e gelmeden bir gün önce gerçekleşiyor. Ertesi gün geleceğini hatırlattığımda, Kerry'nin aslında Katar, Türkiye, Mısır ve İsrail arasında bir iletişim kurmaya çalışacağını söylüyor. Öyle anlaşılıyor ki İsrail, Kerry'den ateşkese dair bir adım beklemiyor.
Ve yaşadığı bir olayı anlatıyor:
"Lübnan iç savaşına İsrail müdahalesi sırasında yaralandığı iddia edilen bir çocuk fotoğrafı ABD Başkanı Ronald Reagan'a ulaşmış. Reagan bizi aradı ve ‘durun' dedi. Biz de hemen durduk. Gerçi sonra fotoğrafın başka birine ait olduğu ve 2-3 sene önceki bir çatışmadan olduğu ortaya çıktı."
Filistin Barış Koalisyonu Başkanı Nidal Fuqaha da, ABD'nin ateşkes konusunda isteksiz olduğu konusunda Dromi'yle hemfikir: "ABD İsrail'e ‘Bizden bir şey bekleme' diyor. Bu yaklaşımın değişmesi lazım."
Muhalefette yer alan İşçi Partisi milletvekili Ömer Barlev de ateşkesin yakın olmadığını ifade ediyor. Barlev, "Tünellerin yok edilmesi için kara harekâtı çok daha erken başlatılmalıydı. Tünellerinin çoğunun imhasının en az 5-6 gün alabileceği belirtiliyor" diyor. Barlev'e göre tüneller yok edilmeden kara harekâtının bitmesi pek mümkün değil.
Mısır'ın rolü
Hamas ateşkes istemiyor mu? Uri Dromi, Hamas'ın zor durumda olduğunu ve ateşkes istediğini söylüyor. Hamas üyelerinin son 6-8 aydır paralarını alamadığını belirten Dromi, bölgede Hamas'a tek destek veren ülke olarak Katar'ın kaldığını iddia ediyor. "Belki İran biraz para gönderiyor, ama o kadar" diye de sözlerine ekliyor.
Ancak Hamas'ın ateşkes sonrası bir atış yapacağını ve "yeniyoruz" diyeceğini belirtiyor. Dromi'ye göre, Hamas için son atışı yapan olmak çok önemli.
Fuqaha ise ateşkes için Hamas'ın talep ettiği üç şartı hatırlatıyor: "Gazze'deki ambargonun sona erdirilmesi, Gazze'ye finansal kanalların açılması ve Refah sınır kapısının açılması."
Nidal Fuqaha, bu şartlar gerçekleşmeden Hamas'ın ateşkese yaklaşmamasını onaylamadığını ancak anlayabildiğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
"Neden bu katliam yapılıyor? Neden siviller bombalanıyor? Acilen bir insani ateşkes yapılmalı. Gazze'nin İsrail dışında yalnızca Mısır'a sınırı var ve Mısır bu konuda rol oynayabilecek tek Arap ülkesi."
"Ama Mısır, Katar, Türkiye, ABD ve İsrail'in kendi ajandaları var. Herkes bu konuda söz sahibi olmak istiyor ama bedeli yalnızca Filistinliler ödüyor. Oysa insani ateşkes bugün bile başlatılmış olabilirdi."
Ömer Barlev de Mısır'ın Gazze'de temkinli olduğunu vurguluyor. Barlev, devrilen Müslüman Kardeşler hükümetine yakınlığıyla bilinen Hamas'a Refah sınır kapısının açılmasının oldukça zor gözüktüğünü belirtiyor. Barley'e göre Mısır, Hamas'ı topraklarında istemiyor.
‘El Fetih'i desteklemeliydik'
Dromi'nin "[Filistin lideri Mahmud] Abbas'ı desteklemeliydik" sözlerinden, İsrail'in Hamas'ın siyasi bir rol üstlenmesine sıcak bakmadığını anlıyorum. İsrailli yetkililer, El Fetih'e yeterince destek çıkmadıklarını çeşitli vesilelerle ima ediyorlar. Nidal Fuqaha da bu noktaya işaret ediyor: "İsrail Hamas'ın ne istediğini çok iyi biliyor. Hamas, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak istiyor ve bunun siyasi bir rolden geçtiğini biliyor" diyor.
Fuqaha'ya göre, son yapılan barış görüşmeleri anlamsız ve isteksizce yürütüldü. Bu süreçlerin Gazze'nin dünyadan soyut bir haldeyken yürütülmesi de, barışı imkansız kıldı. Aslında, diyor Fuqaha, Hamas'la kurulan "birlik hükümeti", İsrail için büyük bir fırsattı çünkü tüm Filistin'i temsil eden bir hükümetle pazarlık edilebilirdi.
Yine de barış ihtimali hep masada. Fuqaha, İsrail karşı çıksa da, barış sürecine ABD'nin yanı sıra Avrupa'nın da katılması gerektiğine inanıyor.
Milletvekili Ömer Barlav da stratejik olarak El Fetih'in ve Abbas'ın destekleneceği sinyallerini veriyor:
"Amacımız Hamas'ı mümkün olduğunca zayıflatmak. Hamas'ın etkisini azaltıp, Abbas'ın etkisini artırmak. Birkaç yıl zaman kazanmak, Gazze'deki süreç için çok önemli."
‘Cihatçılar' sorunu
Her iki tarafın dile getirdiği bir diğer mevzuysa, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüyle görünür hale gelen ‘cihatçı' militanlar. Dromi, Katar'ın Suriyeli muhaliflere desteğine değinerek Katar'ın olumlu bir rol oynamadığını söylüyor ve "Biz onları ciddiye alıyoruz. Sabırlı ve kararlı olduklarını biliyoruz. Ancak Batı yeterince ciddiye almıyor" diyor.
Anlaşılan o ki, bu operasyonlar Filistin'in siyasi geleceğine şekil vermek istiyor. Hamas ise Filistin'in geleceğinde söz sahibi olmakta kararlı görünüyor. Operasyonlar kısa zamanda duracağa benzemiyor. Tüm bu tabloya rağmen, hâlâ Kudüs'e "bir gün gerçekleşecek hayallerle" bakanlar var ve kulaktan kulağa dileklerini fısıldamaya devam ediyorlar.