Haber61 – Dış Haberler – Dünyanın gözü Suriye ve Irak’ta insanlık dışı uygulamaları ile gündeme gelen ve 2013 yılından beridir de gündemdeki yerinden düşmeyen Irak ve Şam İslam Devletinin (IŞİD) konuşuyor. Bu örgüte yönelik Dünya devletleri ittifak yapmış durumda. Irak'ın Kerkük iline bağlı Türkmen Beşir Köyünü IŞİD'den kurtarma operasyonu için düğmeye basıldığı öğrenildi. Tazehurmatu nahiyesine bağlı Beşir köyünün IŞİD terör örgütünden kurtarılması için Türkmen gönüllü halk güçleri ve güvenlik güçleri kolları sıvadı. Ağır silahların da kullanıldığı Beşir'i kurtarma operasyonu için güvenlik güçleri ve Gönüllü Türkmen Halk Güçleri ilerlemeye başladı. Düşman cephesine ilk top atışıyla, kurtarma operasyonu resmen başladı. Türkmen Beşir köyünün kurtarılması için güvenlik güçleri ile Türkmen gönüllü halk güçleri akşam saatlerinde harekete geçti. IŞİD terör örgütünün bulunduğu bölgeye saldırılar başladı. Güvenlik güçleri yetkilileri, polis yetkilileri ile Türkmen gönüllü halk güçleri komutanları da bir araya gelerek operasyon öncesi son hazırlıkları görüştü.
'SURİYE'DE HESAP SORULMAMASI SAVAŞ SUÇLARINDA ARTIŞA YOL AÇIYOR'
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, yaptığı yazılı açıklamada, Suriye halkının giderek daha fazla uluslararası toplum tarafından terk edildiği hissine kapıldığını ifade ederek, hem Suriye halkının hem de komşu ülke halklarının uluslararası toplumun gözü önünde acı çekmeye devam ettiğini kaydetti. Siyasi reform talep eden Suriye halkının 2011'de barışçı bir şekilde protesto gösterileri için sokağa indiğini ancak Suriye Hükümeti'nin şiddetiyle karşılaştığını vurgulayan Ban, "Zamanla siviller silahlanarak bu baskıya cevap verdi, bölgesel güçler müdahil oldu ve ardından da radikal gruplar ülkede zemin buldu" ifadelerini kullandı.
"Kuveyt'te cömertçe yardım edin"
Ülkede 220 binden fazla Suriyelinin öldürüldüğünü, ülke nüfusunun yarısının evlerini terk ettiğini, 4 milyondan fazla kişinin komşu ülkelere sığındığını kaydeden Ban, her yeni günün yeni ölümler ve yıkımlar getirdiğini dile getirdi. Küresel dikkatin DAEŞ ve diğer terörist örgütlere yöneldiğini anlatan Ban, "Dikkatimizi Suriye halkına vermeli ve onların dertlerine odaklanmalıyız. Eğer tüm bölgeyi etkisi altına alan aşırılıkçı şiddet ve mezhepçilik ateşini söndürmek istiyorsak Suriye'deki çatışmaları sonlandırmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
BM'nin halka yardım ulaştırmaya çalıştığını, BM Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın Halep'te çatışmaların dondurulması için görüşmelerini sürdürdüğünü kaydeden Ban, bu ay sonunda Kuveyt'te Suriye halkı ve komşu ülkelerdeki mülteciler için bağış toplama konferansı gerçekleştirileceğini belirterek, "Kuveyt'teki konferansta ülkelerin Suriye halkına cömertçe yardım etmesini bekliyorum" çağrısında bulundu.
IŞİD’E EN FAZLA AVRUPA DEVLETLERİNDEN KATIŞIM OLUYOR
İspanya polisi, terörle mücadele operasyonu çerçevesinde terör örgütü IŞİD'e eleman kazandırdığı ve propaganda faaliyeti yaptığı iddia edilen 8 kişiyi gözaltına aldı. Barcelona, Girona, Avila ve Ciudad Real kentlerindeki hücre evlerine yapılan baskında, gözaltına alınanlardan beşinin Fas asıllı ve hepsinin İspanyol vatandaşı olduğu bildirildi.
İspanya İçişleri Bakanlığı, söz konusu grubun IŞİD'den talimat aldığını belirterek, örgütün İspanyolca propagandasını yapmak, 'bilgi terörü' stratejisini hayata geçirmek, radikal insanları tespit etmek ve seçmekle görevli olduklarını açıkladı. alı günü terör saldırısı hazırlığındaki 2 kişiyi tutuklayan İspanyol polisinin, terörle mücadele operasyonunu sürdüğü bilgisi verildi.
ABD’den IŞİD’e katılım
ABD’nin Brooklyn şehrinde ikamet eden 3 kişi, IŞİD’e katılma planları yaptığı gerekçesi ile gözaltına alındı. New York Polis Departmanı ile FBI ekipleri tarafından ortaklaşa düzenlenen operasyonda Kazakistanlı Akhror Saidakhmetov (19), Abdurasul Hasanovich Juraboev (24) ile Abror Habibov'un (30) gözaltına alındığı açıklandı. Güvenlik güçleri, John F.Kennedy Havaalanı’nda yakaladığı Saidakhmetov’nun İstanbul üzerinden Suriye’ye giderek IŞİD’e katılmak için hazırlıklar yaptığını belirtti. Adalet Bakanlığı, Juraboev’in, 2014 Ağustos tarihinde Hilofatnews.com sitesine IŞİD emir verirse Başkan Barack Obama’yı öldürebileceğini yazdığını açıkladı. Gözaltına alınan Saidakhmetov’nın kendisini IŞİD’e katılmasına engel olan polis ve FBI ajanlarını vurmak için silah satın almak istediği iddia edildi. FBI'ya göre zanlılar, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta yaptıklarını destekleyen mesajlar paylaştı. Gözaltına alınanların, IŞİD'e genç eleman bulma suçundan da yargılanacakları öğrenildi. Zanlıların tutuklanması halinde 15 yıl hapis cezası alabileceği ifade edildi.
Çin’de militanlar var
Çin'de Müslüman azınlık bir topluluk olan Uygurlar'ın yaşadığı Şincan bölgesinin Komünist Parti başkanı Zhang Chunxian, IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) içinde Çin'in Şincan bölgesinden kişilerin de bulunduğunu söyledi. Zhang, "IŞİD'e katılanların bir bölümünün terörist saldırı planlarına katılmak üzere Şincan'a geri döndüğünü de" belirtti ancak bu konuda detaylı bilgi vermedi. Şincan'da geçtiğimiz yıllarda ölümle sonuçlanan çeşitli saldırılar olmuştu.
Salı günü yıllık parlamento oturumunda konuşan Zhang "yurtdışına giderek IŞİD'e katılan Uygurların bulunduğunu" söyledi. Yaklaşık üç ay önce devlet gazetesi Global Times, ismini vermediği güvenlik mensuplarına dayandırdığı bir haberinde, 300 Çin vatandaşının Irak ve Suriye'de IŞİD içinde savaştığını yazmıştı. Bu konuyla ilgili bilgilerin Şincan'da teyit edilmesinin zor olduğu bildiriliyor. Zira yabancı gazetecilerin bölgeye girişi yasak.
Pekin, son dönemde bölgede yaşanan şiddet olaylarının arkasında, yurtdışındaki radikal İslamcı örgütlerle bağlantısı olan Uygur ayrılıkçıların bulunduğunu belirtiyor.
Bazı uzmanlarsa Uygurlarla yurtdışındaki gruplar arasındaki bağlantı iddialarına dair çok az kanıt bulunduğunu söylüyor. Mart 2014'te Kunming tren istasyonunda toplu bıçaklama saldırısı ve 30 Nisan'da Şincan bölgesinin başkenti Urumçi'deki merkez tren istasyonunda bıçaklı, bombalı saldırılar gerçekleştirilmişti. Mayıs 2014'te ise Urumçi'nin Çinlilerin yoğun yaşadığı Şayibake mahallesindeki kalabalık bir pazar yerinde 31 kişinin ölümüne ve 94 kişinin yaralanmasına yol açan bir bombalı saldırı düzenlenmişti.
AVRUPA IŞİD’İN GELİŞİNDEN KORKUYOR
Libya'daki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları Batılı ülkeleri Avrupa'da saldırılar düzenlemekle tehdit etmeye başladı.
Siyasi sistemin çöküp yönetimin çıkmaza girdiği Libya'da, Derne liman kentinde ise IŞİD giderek gücünü artırıyor.
Libyalılar ise teknelere doluşarak, ülkeden kaçmaya ve Avrupa sahillerine sığınmaya çalışıyor.
Acaba Akdeniz'deki göçmen akını, Avrupa'ya girmeye çalışan militanlar sorununun üzerini mi örtüyor?
İtalya ve Mısır daha önce, Akdeniz'den kurtarılan göçmenlerin arasına IŞİD militanlarının gizlenebileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu. İki ülke de Libya'daki durum nedeniyle sıkıntılar yaşıyor ve Libya'nın gidişatı her ikisini de doğrudan etkiliyor.
Ancak "IŞİD militanlarının göçmenlerin arasına sızabileceği" uyarısına dair ne İtalya ne de Mısır bir kanıt sunabiliyor.
Örgütler insan kaçakçılığı yapıyor olabilir
Akdeniz'de devriye gezen ekiplerin kurtardığı çoğu göçmen Suriye ve Sahraaltı Afrika'dan geliyor.
Aslında İtalya ve Mısır'ın işaret ettiği tehlike, insani zorunluluklarla çelişen bir kısır döngüyü tanımlıyor: "Göçmenler çatışma getirir, çatışmalar göçmen doğurur"
Göçmen tekneleri nasıl bir tehlike doğuruyor? Bu konuda ne yapılabilir?
Geçen hafta IŞİD, 21 Mısırlı rehineyi öldürdüğü bir video yayımlamıştı. Ancak videonun bu defa çöl yerine, Akdeniz kıyısında bir kumsalda çekildiği görülmüştü.Videonun sonunda maskeli bir militan Avrupa'ya saldırılar düzenleyeceklerini söylemiş, "Şu anda Roma'nın güneyindeyiz, İslam topraklarında, Libya'dayız. Size yeni bir mesaj veriyoruz" demişti.
Uzmanlar videonun, IŞİD'in son olarak bazı noktalarını ele geçirdiği Libya'nın kıyı şehri Sirt'te çekildiğini düşünüyor.
Geçen hafta, Sirt kıyılarından birkaç mil ötede İtalyan ekipler 2 bin göçmen kurtarmıştı.
İtalyan ekipler, göçmenleri taşıyan teknenin boşaltılması üzerine Libya kıyılarında silahlı kişilerin kullandığı bir hız teknesinin yaklaştığını, boş tekneyi geri istediklerini öne sürdüler.
Bu karşılaşmanın ayrıca Libya'daki kaos ortamında bazı silahlı grupların insan kaçakçılığı yaptığına da işaret ettiği düşünülüyor.
Militanlar için göçmen kaçakçılığı oldukça karlı bir iş. Üstelik Akdeniz, IŞİD sempatizanları için Avrupa'ya giriş yolu.
Yeterli kanıt yok
Ocak ayında IŞİD sempatizanı birinin yazdığı belge internette yayımlanmıştı. Belgede "Güneydeki Haçlı devletlerine ilkel bir tekneyle bile rahatlıkla ulaşabiliriz" yazıyordu.
Ancak İngiliz basınında geniş yer bulan bu belgenin gerçekliği teyit edilemediğinden, bunun bir propaganda aracı olabileceği konusunda dikkatli olunması gerekiyor.
BuzzFeed haber sitesinde geçen ay yer alan bir haberde, IŞİD militanlarının göçmenlerin de kullandığı Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçiş yolunu kullanabileceği öne sürülüyordu.
Haberde ayrıca, insan kaçakçılarının "militanların kargo gemilerinde sığınmacılarla yolculuk ettiği" yönündeki ifadelerine yer veriliyordu.
Rakamlara bakmak gerekirse, geçen yıl Akdeniz'den Avrupa'ya ulaşmaya çalışan 3,500 göçmen ölmüş, 200 bin göçmen ise Frontex tarafından kurtarılmıştı. Öte yandan IŞİD'in bugüne kadar Avrupa'da düzenlediği eylemlerde toplam 25 kişi öldü ve saldırganların hiçbiri göçmen değildi.
Geçen hafta Mısır'ın İngiltere Büyükelçisi Nasser Kamer de BBC'ye "Militanların deniz yoluyla Avrupa'ya girmesi yalnızca zaman meselesi" demişti.
Kamer, "Önümüzdeki birkaç hafta içinde işbirliği yapmazsak, tekneler terörist dolacak" şeklinde konuşmuştu.
Ancak İtalya ve Mısır'ın uyarıları ve militanların beyanları, bir tehlike olduğunu kanıtlamak için yeterli değil. Ancak kanıt olmaması, tehlikenin olmadığı anlamına da gelmiyor.
Avrupa Birliği Üye Ülkelerinin Dış Sınırlarının Yönetimi için Operasyonel İşbirliği Ajansı (Frontex) ve Avrupa Birliği'nin polis teşkilatı Europol, BBC'ye konuyla ilgili yorumda bulunamayacaklarını söylediler.
Dundee Üniversitesi'den Profesör Christian Kaunert, uyuşturucu ve göçmen kaçakçılarının kullandıkları deniz yolunun militanlar tarafından kullanılabileceğini ifade ediyor.
Özellikle havaalanlarındaki sıkı güvenlik nedeniyle, gizli bir yoldan Avrupa'ya dönmenin Avrupalı cihatçılara hitap edebileceği belirtiliyor.
Deniz yoluyla Avrupa'ya girmek ne kadar mantıklı?
Libya'dan gelen teknelerin çoğu taşıyabileceğinden fazla insanla dolu oluyor ve bazıları yolda batıyor. Teknedeki bazı kişiler boğularak ölebiliyor.
Dolayısıyla bu yöntem IŞİD militanları için verimsiz bir yöntem olabilir. Ancak örgüt, yolda birkaç militan kaybetmek pahasına bu yöntemi denemek istiyor olabilir.
Ya da bu girişimde bulunmak bile, örgütün hedeflediği karmaşa ve paniğe yol açabilir.
Eğer militan sığınma talebinde bulunursa, Avrupa'nın sığınma süreci yasalarını suistimal ederek kalmayı başarabilir.
Ancak aktivistler, sığınma talebinde bulunanlardan daha fazla delil istenmesinin gerçekten zor durumda olan göçmenleri olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.
İngiliz kuruluşu Mülteciler Konseyi'nden Lisa Doyle, "İnsani sorumlulukla bu tür mesajların birbirine karıştırılması ve teröristlerin sızma ihtimaline karşı bu tartışmaların yapılması yardımcı olmuyor" diyor.
Doyle, "Mülteci olduğunuzu kanıtlama yükümlülüğü sizde, ancak hayatını kurtarmak için kaçanların bunu kanıtlarla desteklemesi çok zor mümkün oluyor" yorumunda bulunuyor.
Rakamlara bakmak gerekirse, geçen yıl Akdeniz'den Avrupa'ya ulaşmaya çalışan 3,500 göçmen ölmüş, 200 bin göçmen ise Frontex tarafından kurtarılmıştı.
Öte yandan IŞİD'in bugüne kadar Avrupa'da düzenlediği eylemlerde toplam 25 kişi öldü ve saldırganların hiçbiri göçmen değildi.
İNGİLTERE BASININDA IŞİD
Guardian gazetesi bu haberi "IŞİD Tikrit'te güçlü olduğu yerleri kaybettikçe, Irak kuvvetleri ilerliyor" başlığıyla veriyor.
Gazete, bu saldırı başarılı olursa, cihatçıların ilerleyişini tersine döndüren ilk büyük hamle olacağını yazıyor.
Haberde, mezheplerüstü kuvvetlerin "intikam saldırıları"nı durdurmasının umulduğu belirtiliyor.
Independent gazetesi ise Tikrit'teki gelişmeleri "IŞİD kuşatması gevşedikçe Irak güvenlik güçleri Tikrit'in bazı bölgelerini geri alıyor" başlığıyla veriyor.
Gazete, çatışmalar yoğunlaştıkça ordu ve milislerin Saddam Hüseyin'in doğduğu kentte ilerlediğini yazıyor.
Haberde şu ifadeler yer alıyor:
"Eyalet valisi, ordu ve Şii milislerin Tikrit'in kuzeyindeki Kadisiye bölgesini ele geçirdiğini söyledi. Bir güvenlik yetkilisi ise şehrin güneyinde kent merkezine doğru bir ilerleme olduğunu belirtti."
"İslam Devleti adlı örgütün savaşçılarının şehirden kaçmak için sivillerin araçlarına el koyduğu belirtildi. Irak ordusundan bir yetkili 'Irak güçleri Tikrit hastanesine girdi. Hastanenin yanındaki başkanlık sarayının etrafında yoğun çatışmalar yaşanıyor' dedi."
"Eğer Irak hükümeti Tikrit'i geri almayı başarırsa, bu Sünni militanlarından geri kazanılan ilk şehir olacak ve bir sonraki Musul harekatına ivme kazandıracak."
Irak kuvvetleri şehir merkezinde
Daily Telegraph gazetesi, IŞİD militanlarının kaçmaya başladıklarını yazıyor. Haftasonu kentin kuzey ve güneyine saldırılarla yolun açıldığını belirten gazete, Irak kuvvetlerinin ve onlara destek olan güçlerin dün sabah şehir merkezine girdiğini kaydediyor.
Haberde, kent merkezine ilerleme öncesi IŞİD militanlarının şehirden kaçtığı yazıyor.
Ordunun ana yolları kontrol altına aldığı ancak tuzaklar nedeniyle komşu mahallelere girmediği belirtiliyor.
Times gazetesi ise yaklaşık iki bin IŞİD militanının Irak kuvvetleri tarafından Tikrit merkezindeki hükümet binalarında sıkıştırıldığını yazıyor.
Irak kuvvetlerinin kuzey ve güneyden ilerlediği belirtilen haberde, yaklaşık 30 bin askerin saldırıyı yürüttüğü kaydediliyor.
Haber şöyle devam ediyor:
"Iraklı yetkililer militanların diğer bir güçlü oldukları bölge olan Hevice'ye kaçarken görüldüklerini söylüyor."
"Irak uzmanı Sajad Jihad ise 'Bunlar sert adamlar. Vazgeçeceklerini sanmıyorum' diyor."
Avrupa'ya internet cihadıyla mücadele birimi
Financial Times'da bugün internet cihadıyla mücadele edecek bir terör birimi kurulacağı haberi yer alıyor.
Brüksel'de bugün sunulacak önerinin, internetteki radikal içeriğin kontrol altında tutulması çalışmalarını da içerdiği belirtiliyor.
Avrupa Birliği polisi Europol'un bir parçası olması hedeflenen ekibin, İngiltere'de 2010 yılında kurulan İnternette Terörle Mücadele Birimi'ni örnek alacağı belirtiliyor.
Haberde, sosyal medyanın ve akıllı telefonların artan kullanımının terörist mesajlaşmalarını değişime uğrattığı, Twitter ve Facebook sayesinde her zamankinden daha yaygın bir şekilde terörist içerik paylaşıldığı belirtiliyor.
IŞİD'in yükselişi ve sosyal medyayı öncelikli mücadele alanlarından biri olarak kullanması da sorunu öne çıkardığı ifade ediliyor.
IŞİD ŞU AN NE YAPIYOR
O şehrin yüzde 80’i IŞİD'den temizlendi
Irak'ın Selahattin şehrinin merkezi Tikrit'in bir çok bölgeleri IŞİD'den temizlendi.
Açıklama Tikrik Kaymakamından geldi. Tikrit Kaymakamı Ömer Şindah DHA'ya yaptığı açıklamada Halk Toplulukları, Aşiret üyelerinin desteğini toplayan güvenlik güçlerinin Tikrit'in önemli bölgelerini kontrol etmeye başladıklarını belirtti.
Tikrit'in önemli simgelerinden biri olan Saraylar Kompleksi bölgesine oldukça yakın olduklarını açıklamasında ifade eden Kaymakam Şindah, El Zuhur ve El Deyum semtlerinin IŞİD'den arındırıldığını ve şu an çatışmaların şehir merkezindeki El Adale semtinde devam ettiğini sözlerine ekledi.
El Kadisiye semtinin kontrol atlında olduğunu söyleyen Şindan, Maarız bölgesinin kontrol altına alınmasının da an meselesi olduğunu belirtti. Şindah açıklamasında, Tikrit'in yüzde 80'ini IŞİD'den temizleyen birliklerin örgüt tarafından yollara ve binalara döşenen bombaları etkisiz hale getirmeye başladığını ve kentin tamamını en geç yarın sabah saatlerinde elde edeceklerini kaydetti.
IŞİD'den kan donduran istek!
Tikrit çevresinde IŞİD ile savaşı tüm hızıyla devam ediyor. Çatışmada öldürülen IŞİD militanı üzerinde çıkan bir belgede, Musul ve Anbar'daki hastalerde yer ve ilaç sıkıntısı nedeniyle örgütün, militanlarından yaralı arkadaşlarını öldürmelerini istendiği ortaya çıktı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi eski Başbakanı Berham Salih'e ait 'Xendan' adlı internet sitesinde yayımlanan belgeye göre, Irak ordusunun Tikrit'te yaptığı operasyon sırasında, öldürülen bir IŞİD militanının üzerinden bir belge çıktı. Örgütün mührünün bulunduğu belgede, IŞİD'in militanlarından, yaralı arkadaşlarını öldürmeleri istediği ortaya çıktı. Belgede, örgütün kontrolünde bulunan Musul ve Anbar'daki hastanelerde yer ve ilaç sıkıntısı olduğu; bu nedenle militanlarından çatışmalarda yaralanan arkadaşlarını acılarını hafifletmek için öldürmeleri istenildi.
IŞİD kendi yargıcını idam etti
Acımasız infazlarıyla sıkça gündeme gelen IŞİD’in, bu kez kendi yargıcını idam ettiği öne sürüldü.
Der Spiegel’in internet sayfasında yer verdiği habere göre, IŞİD, şeriat komisyonu sorumlusu Tunus kökenli yargıç Abu Jaafar al-Hattab’ı, tekfir anlayışını (inanmış birisini kafir ilan etme) gereğinden fazla kullanarak, idam kararlarında aşırıya kaçtığı gerekçesiyle öldürdü. Al-Monitor haber portalına dayandırılan haberde, Hattab ile birlikte tekfir anlayışını aşırı yorumlayan üst düzey IŞİD sorumlularının da tutuklandığı aktarılırken, Hattab dışındaki diğer tutukluların akıbetinin bilinmediği kaydedildi.
IŞİD'den Türkmenlere kanlı pusu
Irak’ta Türkmen Beşir köyünün girişinde IŞİD saldırısına maruz kalan Türkmen askerlerden 2’si hayatını kaybetti, 28 asker ise yaralandı.
Irak'ın Kerkük iline bağlı Türkmen Beşir Köyü’nü kurtarmak amacıyla başlatılan operasyonda illerleyen Türkmen güçleri IŞİD kontrolündeki El-Şemsiye köyü geri alındı.
Irak Türkmen Cephesi (ITC)'nin enformasyon dairesinden İstebrek Yazaroğlu’nun DHA muhabirine verdiği bilgiye göre, operasyonu başlatan Şii milislerden oluşan Heşdi Şabi (Halk Toplulukları) arasında binlerce gönüllü Türkmen bulunuyordu. Beşir'in girişine kadar kolay bir şekilde ulaşan Türkmen askerler IŞİD'in bölgeden kaçtığını sanıyordu, ancak ummadıkları bir anda birden IŞİD saldırısıyla karşılaştılar. Saldırıda 2 Türkmen askeri hayatını kaybetti 28 asker de yaralandı.
Beşir'de toplanan IŞİD militanlarının arasında çok sayıda keskin nişancı ve intihar eylemcinin de yer aldığını belirten Yazaroğlu, IŞİD’in, ordu birliklerinin ilerleyişini durdurmak için yollara mayın döşediğini ifade etti.
IŞİD’İN SOSYAL MEDYASI DA VAR
Mariusz Zurawek bir haftasonu oturup, Polonya'da yeni bir sosyal medya sitesi kurdu.
Amacı fotoğraf ve video yüklemeyi çok kolay hale getirmekti. Bu nedenle de justpasteit.com adını verdiği siteye girmek için kayıt olmak veya hesap açmak gerekmiyordu.
Zurawek'in sitesi bir gecede popüler oldu. Ancak kullanıcı profili şaşırtıcıydı.
"Ziyaretçilerin yüzde 60'ı Arapça konuşan ülkelerdendi" diyor Zurawek, "Avrupa'daki bir site için, çok olağandışı bir durum bu."
2014 yılının başlarından itibaren bazı kullanıcılar sorun olmaya başladı.
Suriye'den bazıları çok çarpıcı, ürkütücü görüntü ve fotoğraflar yüklenmeye başladı. Zamanla sitenin IŞİD militanları tarafından kullanıldığı anlaşıldı.
Kıyıda köşede saklanıyorlar
IŞİD ve taraftarlarının propaganda için sosyal medyayı kullanması büyük kaygı yaratan bir durum.
Hem çeşitli hükümetler hem de Anonymous collective gibi bazı 'hacker' gruplar IŞİD ile bağlantılı olduğu sanılan sosyal medya hesaplarıyla mücadele ediyor.
İngiliz yetkililer sosyal medyadaki mücadele arttıkça, militanların da giderek daha küçük ve tanınmayan sitelere kaçtıklarını belirtiyorlar.
İngiliz polisinin terörle mücadele ekibinden bir dedektif, IŞİD militanlarını sosyal medyadan "kovalama" çabalarının bazen çok başarılı olduğunu, bunu da militanların sosyal medya platformuna "oradan taşındıkları" yolunda mesajlar bırakmasından anladıklarını söylüyor.
Ana akım sosyal medyadan kaçanlar, bazen Zurawek'in web sitesi gibi platformlara yöneliyor.
Zurawek ilk başlarda Suriyeli kullanıcıların sitesini kullanmasından gurur duymuş. Ancak daha sonra IŞİD militanları siteye girip, kanlı-canlı görüntüler paylaşmaya başlayınca fikri değişmiş.
"Bu görüntüleri kaldırmayı düşünürken, İngiliz polisi benimle temasa geçti" diyor.
İngiliz polisinin Polonya'da bir yetkisi olmamasına rağmen, Zurawek taleplerini yerine getirmiş.
'Suriye, Somali ya da Yemen gibi'
Kısa süre öncesine kadar ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Stratejik Terörle Mücadele Dairesi'nde koordinatör olan Alberto Fernandez "kontrolsüz bir alanda faaliyet göstermek açısından sosyal medya IŞİD militanlarına Suriye, Somali ya da Yemen'in bazı bölgeleri kadar yararlı" diyor.
"Hasmımızı, neredeyse, orada takip ediyoruz" diye de ekliyor.
Bu hafta başlarında 5elafabook ("khelafa-book") adında bir site dikkat çekti.
Hilafet sözcüğünü çağrıştıran bir isimle çıkan ve Facebook benzeri bir platform olan site, sadece bir gün faaliyet gösterebildi; ardından Twitter ve Facebook hesapları askıya alındı.
Polonya'daki justpasteit.com'un kurucusu Zurawek ise karşılaştığı sorunların internette istenmeyen içerikten kaçınmanın ne kadar güç olduğunu gösterdiğini söylüyor.
"İnternette herkes kimliğini saklayabiliyor. Twitter, Facebook, Youtube gibi büyük sitelerin bile IŞİD'le başı belada ve koyulan içeriğin hepsini kaldıramadılar. İnternetin mimarisi sorunlu" diyor.
DÜNYANIN KONUŞTUĞU İNGİLİZ KIZLAR NE DURUMDA SON GELİŞMELER
IŞİD'e katılan 3 kıza koalisyon istihbaratından yardım
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Kızların Suriye'ye geçmesine yardım eden kişi koalisyon içinde olan ülkenin istihbaratında çalışan biri çıktı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
IŞİD'e katılmak için Suriye'ye gittiği belirtilen 3 İngiliz kıza yardım edildiğini açıklayan Çavuşoğlu, A haber'de konuşarak "Üç tane İngiliz kız büyük yankı uyandırdı. Bize İngiltere bunu bir iki sonra bildirdi. İngiltere'yi suçlamak istemiyorum. Bu insanlar ülkeyi terk ederken onlar da bilmiyor olabilir. Fakat bu kızların Suriye'ye geçmesi konusunda yardım eden kişi kim çıktı biliyor musunuz? Yakalandı. Koalisyon içinde olan bir ülkenin istihbaratında çalışan biri çıktı. Çok ilginç değil mi? Ben bunu diğer AB üyesi değil, ABD de değil. Koalisyon içinde bulunan bir ülkenin istihbaratına çalışıyor. Ben bunu İngiltere Dışişleri Bakanına da söyledim. Bana 'Genellikle olduğu gibi' dedi. Bunlar da biliniyor demek ki. Bu kadar karmaşıkken bu işler, bu kadar insan kaçakçılığı ile uğraşan insan varken bu kadar tedbirlerimize rağmen hep Türkiye'yi suçlamak ne kadar gerçekçi bir yaklaşım?" dedi.
17 Şubat'ta Suriye'ye gitmek üzere İngiltere'den Türkiye'ye gelen Shamima Begum, Amira Abase ve Kadiza Sultana'yla ilgili soruşturmada, 3 kıza yardım eden kişi belirlendi.
Yabancı uyruklu olduğu belirtilen kişi, yapılan çalışma sonucu Türkiye'de gözaltına alındı. Şüphelinin DAEŞ'e karşı kurulan uluslararası koalisyonun üyesi bir ülke için çalıştığı, fakat bu ülkenin vatandaşı olmadığı, konu hakkında, koalisyon üyesi ülkeye de bilgi verildiği öğrenildi.
"Operasyonel ulusal güvenlik konularında yorum yok"
Öte yandan, İngiltere'den Suriye'ye giden 3 kıza, Türkiye'de yardım ettiği belirlenen yabancı uyruklu bir kişinin gözaltına alınması Kanada gündeminin ilk sırasına oturdu.
Türkiye’de gözaltına alınan kişinin, Kanada Gizli Servisi CSİS’le bağlantılı olup olmadığı konusu, Kanada Federal Parlamentosu’nda Kamu Güvenliği Bakanı Steven Blaney’e soruldu.
Anamuhalefetteki Yeni Demokrat Parti Milletvekili Megan Leslie'nin yönelttiği, "Türk medyasında, CSİS’le bağlantılı bir kişinin yakalandığı söyleniyor. Doğru mu?" sorusunu cevaplayan Bakan Blaney, "Konudan haberimiz var. Operasyonel ulusal güvenlik konularında yorum yapmıyorum. Ancak biz bu tür durumlar için Anti-Terör Yasası’nı çıkarmak istiyoruz" dedi.
AA’nın konu ile ilgili olarak bilgi talep ettiği Kanada Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Johanna Quinney, diplomatik girişimleri olup olmadığı yolundaki soruları cevapsız bıraktı. Sözcü Quinney, konunun Kanada Kamu Güvenliği Bakanlığı’nın alanına girdiğini belirterek, soruları bakanlık sözcüsüne yönlendirdi. Kanada Kamu Güvenliği Bakanlığı Basın Sözcüsü Jean-Christophe DeLeRue de, Bakan Blaney’in parlamentodaki sözlerini yinelemekle yetindi.
FRANSIZ GAZETECİ ONLAR BİZİM KÜLTÜRÜN PARÇASI
Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) elinde 10 ay tutsak kaldıktan sonra serbest bırakılan Fransa vatandaşı Nicolas Henin, esaret dönemini ve aralarında 'Cihatçı John' olarak bilinen Muhammed Emwazi'nin de bulunduğu gardiyanlarını BBC'ye anlatı.
Gazeteci Henin, esaret döneminde yazdığı ve bu hafta yayımlanan çocuk kitabının tanıtımını yapıyordu.
Henin, bir diğer esir Fransız gazeteci Pierre Torres'le birlikte yazdığı "Baba kirpi eve dönecek mi?" adlı kitabı beş yaşındaki kızına adamış.
Fransız gazeteci, geceleri peynir ambalajına gizli gizli yazdıkları hikayenin sıkılmamak için oynadıkları oyunlar sayesinde akıllarına geldiğini söylüyor.
Oyunu bulan da yine IŞİD tarafından esir alınan ancak Henin'den farklı olarak başı kesilerek öldürülen Britanya vatandaşı David Haines.
"Oyunda amaç sizi en güzel özetleyen hayvanı
bulup tarif etmekti" diyen Henin, "Ben kirpiyi seçtim. İyi bir savunmamın olması fikri hoşuma gitti - Her ne kadar kirpinin savunma taktiği aptalca olsa da" diye ekliyor.
'Kukladan farkınız yok'
Henin tutsak kaldığı dönemde de kendisini bir kirpi gibi "aptalca" koruduğunu ifade ediyor ve "Bir top gibi büzülüyordum" diyor.
Ancak IŞİD'in elindeyken hiçbir savunma taktiğinin işe yaramadığını söyleyen Henin, "Bir kukladan farkınız kalmıyor" diyerek devam ediyor.
Tutsaklar ve gardiyanlar arasındaki ilişkiden de bahseden Henin, iyi bir diyalog kurmanın gıda ya da ilaç gibi hayati gereksinimlere ulaşmak için kaçınılmaz hale geldiğini belirtiyor.
Henin gardiyanlarının geçmişi hakkında sarsıcı gerçekleri de bu diyaloglar sırasında öğrenmiş.
Batılı ülkelerden Suriye'ye gelip IŞİD'e katılan militanlar tarafından esir tutulan Henin, "Yerel kültürle -Arap kültürü ya da İslam kültürü- hiç ilgilerinin olmadığını fark ettim. Onlar bizim toplumlarımızın çocukları" diye vurguluyor.
Henin şöyle devam ediyor:
"Bizimle aynı dili konuşuyorlar. Benzer şeylere atıflarda bulunuyorlar. Aynı filmleri izleyip aynı bilgisayar oyunlarını oynuyorlar. Onlar bizim kültürümüzün çocukları."
Henin, Batılı IŞİD gardiyanların çocuk programı Teletubbies'den, dünya genelinde popüler hale gelen fantastik-kurgu dizi Game of Thrones'a (Taht Oyunları) kadar çok farklı şeyler izlediğini ifade ediyor.
Henin Emwazi hakkında ise konuşmak istemedi. Gerekçesi hâlâ IŞİD'in elinde esir tutulan Britanya vatandaşı John Cantlie'nin hayatını tehlikeye atmak istememesiydi.
Henin'in hücresini paylaştığı diğer arkadaşları Alan Henning, James Foley, Stephen Sotloff ve Peter Kassig örgüt tarafından başları kesilerek öldürüldüler.
Henin, kendi tutsaklık döneminde öldürülen Rus mühendis Sergey Gorbunov için mahkumlar olarak mütevazi bir anma töreni yaptıklarını hatırlıyor:
"Herkes tek tek andı. İlk olarak John Cantlie konuşmuştu. Sonra da ölen arkadaşımız için bir dakikalık saygı duruşunda bulunduk."
Henin, gardiyanlarının zaman zaman tereddüt içine düştüklerini de sezdiğini ifade ederek "Yaptıkları şeyleri içlerinde meşrulaştırmaları gerekiyordu ve bazı şeylerin meşrulaştırılması da imkansızdı" diyor.
IŞİD ve diğer örgütlere katılan birçok cihatçının bölgeye Suriye halkına yardım etmek gibi samimi niyetlerle geldiğine inanıyor.
Ancak Fransız gazeteciye göre çoğu 'zayıf iradeli' insanlar olan bu kişiler ülkeye gelir gelmez miltanların ağına düşüyor ve suç işlemeye itiliyor. Henin, "O dünyaya girdikten sonra bir daha da çıkış olmuyor" diyor.
"Bazı gardiyanları hatırlıyorum. Uğruna savaştıkları şeye olan inançları zayıftı" diyen Henin, "Bazıları pişmanlık dahi duyuyor gibiydi" diye ekliyor.
Ancak hislerin ve sezilerin ötesinde bir bağ kurmak imkansız. Gardiyanlarla biraz sohbetin işe yaradığını söyleyen Henin, "Ancak merhamet beklemememiz gerektiğini biliyorduk. Buna tamamen kapalıydılar" diyor.
Henin'e göre, "Merhamet dilemek yapılabilecek en kötü şey. Aptalca. Bu insanlardan asla merhamet dilenmemeli."
Haber’de DHA, İHA, CİHAN, AA ve BBC kaynak olarak kullanılmıştır