İran, Hamas lideri İsmail Heniyye'ye başkent Tahran'da düzenlenen suikastın 7 kilogram savaş başlığı taşıyan kısa menzilli bir roketle gerçekleştirildiğini duyurdu.
İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan yazılı açıklamada, İran'da resmi misafir olarak bulunduğu konutunda suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye'ye düzenlenen suikasta ilişkin incelemelerin sonuçları paylaşıldı.
Suikastın, İsrail tarafından tasarlanıp uygulandığı ve ABD'nin de eyleme destek verdiği kaydedilen açıklamada, "Yapılan incelemelere göre bu terör saldırısı, yaklaşık 7 kilogramlık savaş başlığı taşıyan kısa menzilli roketin misafirlerin konaklama alanının dışından ateşlenmesiyle gerçekleşti." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Heniyye'nin "intikamının doğru zaman ve yerde kesinlikle alınacağı" aktarıldı.
MEŞRU MÜDAFAA HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ
DHA'nın haberine göre; İran Büyükelçiliği kaynakları, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdıklarını, birçok İslam ülkesiyle irtibata geçtiklerini söyleyerek, "Bir sonraki aşamada şayet siyonizm rejimi olması gerektiği şekilde kınanmazsa ve gereken cevaplar verilmezse İran olarak BM'nin 51’inci maddesine göre meşru müdafaa hakkımızı kullanarak, caydırıcılık hususunda gereken girişimlerde bulunacağız" dedi.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin Tahran'da suikast sonucu öldürülmesinin ardından İran'ın İsrail'e vereceği karşılık konuşulurken, İran Büyükelçiliği kaynakları açıklama yaptı. Büyükelçilik kaynakları, İran'ın, kendi topraklarında resmi bir misafirinin öldürülmesini göz ardı edemeyeceğini belirterek, "İran liderlerinin de açık bir dille beyan ettiği gibi İran, kendi toprak bütünlüğünü, egemenliğini, onurunu korumak konusunda asla ve asla tereddüt etmeyecektir.
Siyonizm terörist birliğinin bu girişimi sadece uluslararası ve Birleşmiş Milletler (BM) kurallarını çiğnemekle kalmıyor, bunun yanı sıra bölgesel ve küresel barışı ve istikrarı da zedelemektedir. Siyonizm rejiminin bu saldırgan tutumu, bu kabul edilemez saldırısı, Batı Asya'da, Orta Doğu'da istikrasızlığı körüklemiştir" dedi.
'BÖLGE MÜSLÜMANLARININ KANI BİRLEŞMİŞTİR'
Kaynaklar, siyonizim rejiminin saldırgan tutumunun birinci destekleyicisinin ABD olduğunu, İsrail'in ondan güç aldığını göz önünde bulundurduklarını belirterek, "İran olarak bölgemizde, etrafımızdaki ülkeler, başta Lübnan, Irak, Suriye'deki istikrarsızlığın esas nedeninin ABD olduğunu biliyoruz. Siyonizm rejiminin terör politikası direniş eksenini zayıflatmaya yaramayacaktır.
Siyonist rejim geçmişte benzer girişimlerde bulunmuştur. Direniş ekseni siyonist rejiminin karşısında dikilmiştir. Filistin halkının direnişinde büyük rol oynamıştır. Bugün Filistinlilerin, İranlıların, bölge Müslümanlarının hepsinin kanları birleşmiş bulunuyor ve bu kanlar Filistin davası uğuruna feda edilmeye hazırdır. Müslüman ülkelerin etkili girişimi kesinlikle bu cinayetleri engelleyecek güçtedir" diye konuştu.
'KENDİ BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKACAĞIZ'
Türkiye'ye gösterdiği güçlü tutum nedeniyle teşekkür eden kaynaklar, şu ifadelere yer verildi: "İran, kendisinin egemenliğine, toprak bütünlüğüne karşı yapılmış bu tarz girişim karşısında kendini savunma hakkın mahfuz tutuyor. Müslüman ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan beklentimiz, Filistin halkının haklarını zayi eden bu işgalci rejimine karşı birlik olup, onların hakkını savunmak için her türlü tedbiri ister hukuki, ister siyasi veya yaptırım girişimlerinde bulunmalarını bekliyoruz. Bu konuda BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdık. Oradan çıkacak sonuçtan pek umutlu değiliz. Orada oturanlar zaten siyonizm rejiminin birinci destekçileri.”
“Umudumuz olmasa da BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdıktan sonra başka girişimlerde de bulunduk. Birçok İslam ülkesiyle irtibata geçtik. Bir sonraki aşamada şayet siyonizm rejimi olması gerektiği şekilde kınanmazsa ve gereken cevaplar verilmezse İran olarak BM'nin 51’inci maddesine göre meşru müdafaa hakkımızı kullanarak, caydırıcılık hususunda gereken girişimlerde bulunacağız. Şayet uluslararası toplum İsrail'in, İran'ın Şam'daki büyükelçiliğine saldırısına karşı gereken cevabı vermiş olsaydı bugün İsrail, başka bir ülkenin toprağında o ülkenin resmi misafirine saldırı düzenleme cesaretinde bulunamazdı.”
“Dolayısıyla gereken cevap verilmediği takdirde biz de İran olarak egemenlik haklarımıza açık bir şekilde ihlal edildiğinden dolayı, ülkemiz topraklarına saldırı düzenlendiğinden ve bizim resmi misafirimiz öldürüldüğünden dolayı kendi ayaklarımızın üstünde durup, kendi başımızın çaresine bakacağız. Şu anda Batı ülkeleri ve ABD, ölüm sessizliğine girmişlerdir"
'HANİYE'NİN KORUMA SEVİYESİ ÇOK YÜKSEKTİ'
Kaynaklar, Haniye'nin öldürülmesinde güvenlik zafiyeti olup olmadığına ilişkin soru üzerine, "Biz bir terör devletiyle karşı karşıyayız. Bu terör eylemleri için ABD ve Batı ülkelerinin de terör devletine verdiği destekleri, lojistik, teknoloji destekleri var. Gerçek şu ki; siyonizm rejimi terör konusunda yüksek bilgiye ve uzmanlığa sahip. Bu rejim 70 yıl içinde binlerce kişiyi terör eylemlerinde katletmiştir. Haniye'nin koruma seviyesi çok yüksekti" dedi.
Kaynaklar, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın güvenlik endişesiyle İran'daki törene katılmadığı iddiasıyla ilgili de "Biz törenlerimize birçok ülkeyi davet ederiz. Nasrallah neden gelmedi, onların bileceği iştir. Ancak bu tören gerçekleştiği dönemde çok ağır bir operasyonla meşgullerdi" ifadelerini kullandı.