Türkiye'den işçi olarak gittiği Libya'da, uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Trabzonlu genç Yunus Emre Çelik'in ailesi, Kaddafi yönetimi sonrası gelen yeni Libya yönetiminden oğlunun halen bulunamayan katillerini bulmasını istiyor.
Libya'nın başkenti Trablus yakınlarındaki bir şantiyede vinç operatörü olarak çalışırken Kaddafi yanlıları ile muhalifler arasında süren çatışmalar sırasında, şantiyede uğradığı silahlı saldırıda vurularak öldürülen Yunus Emre Çelik'in (27) Trabzon'un Yomra ilçesi Oymalıtepe beldesinde yaşayan ailesi, Libya'daki olayların sakinleşmesinden umutlu.
Bu ülkedeki çatışmalar ve muhatap bulacakları bir hükümet olmaması sebebiyle, oğulları Yunus Emre Çelik'i vuranların yakalanarak yargılanması için bir girişimde bulunamayan Çelik ailesi, Kaddafi'nin ardından iş başına gelen yeni Libya yönetiminden oğullarının katillerini bulmasını talep ediyor. Öldürülen Çelik'in Trabzon'da yaşayan babası İsmail Çelik ve annesi, zaman zaman oğullarının beldedeki mezarına gelerek, gözyaşı döküyor.
Yunus Emre Çelik'in babası İsmail Çelik (58), AA muhabirine yaptığı açıklamada, emekli elektrik teknisyeni olduğunu ve inşaatlarda çalışarak geçimini sağladığını belirterek, daha önce 2 yıl Libya'da, 6 yıl da Rusya'da teknisyen olarak çalıştığını söyledi.
Kendisi gurbette yaşadığı için biri kız 4 çocuğundan en küçüğü olan Yunus Emre Çelik'in Libya'ya gitmesini istemediğini ancak sözlüsü ile evlenmek için hazırlık yapan oğlunun ekonomik sorunlar yüzünden Kasım 2010'da Libya'ya vinç operatörü olarak gittiğini anlatan Baba Çelik, oğlunun, Trablus'taki bir şantiyede çalıştığını anlattı.
-ANNESİ İLE TELEFONLA GÖRÜŞÜRKEN VURULMUŞ-
İsmail Çelik, 22 Şubat 2011 tarihinde öldürülen oğlunun olay öncesi şantiyedeki bazı malzemeleri almak için çalıştığı 60 metre yüksekliğindeki vince çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Oğlumun Libya'ya gitmesini istemedim. O 'babacığım bir yıllığına gitmem gerekiyor' dedi ve kendi isteğiyle gitti. Devamlı telefonla görüşüyorduk. Orada çatışmalar olduğu için kendisine 'Türkiye gel' diyorduk. O da Trablus'ta herhangi bir gerginlik olmadığını söylüyordu. Bingazi'de çatışmalar başlamıştı. En son annesiyle telefonda görüşüyordu. Annesi 'elinden telefon düştüğünü hissettim' dedi'' şeklinde konuştu.
-KADDAFİ'NİN ASKERLERİ YANLIŞLIKLA VURMUŞ-
Baba Çelik, Kaddafi askerlerinin, oğlunu Türk olduğunu bilmeden vurduğunu belirterek, ''Oğlum çatışmalar esnasında vince çıkmıştı, malzemeleri alacaktı. O sırada annesi ile telefonla görüşüyordu. Malzemeleri kapatılan inşaattan alıp depoya götürecekti. 5 arkadaşı ile oraya gitmişti. Vinci çalıştırmak istedi ancak aküsü alındığı için çalışmayan 60 metre yükseklikteki vinçten aşağı inmek istemiş. Bu sırada karşıdan Kaddafi'nin askerleri 'talancıdır' diye düşünerek kendisine ateş açmış. Ardından çalıştığı firmanın şoförü de onlara 'Niye Türkü vurdunuz' diye sormuş onlarda 'Türk müydü' demiş. Ardından yanındaki arkadaşı vince çıkmış ki oğlum ölmüş'' dedi.
-BAŞBAKAN ERDOĞAN, CENAZENİN TÜRKİYE GETİRİLMESİNE YARDIMCI OLDU-
Yunus Emre Çelik'in öldürüldüğünü duyunca cenazesini alamayacaklarını düşündüklerini ifade eden İsmail Çelik, ''Bize haber gelince cenazemizi Libya'dan alamayacağımızı düşündük ancak çok sağ olsun Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Dışışleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile tüm bakanlarımız bize yardımcı oldular ve 6 gün içinde cenazemiz buraya geldi ve ızdırabımızın bir kısmı gitti'' dedi.
Oğlunun ölümü sonrası katillerine ilişkin herhangi bir bilgi edinemediklerini dile getiren baba Çelik, ''Evlat acısı zordur. Libya'da iş başına gelen yeni yönetimden oğlumun katillerini bularak adalet önüne çıkartılmasını istiyorum. Başbakanız Libya'yı ziyaret edecek. Başbakanımız Erdoğan ve Dışişleri bakanımız Davutoğlu'nun, oğlumun katillerinin bulunması konusunda bize yardımcı olmasını istiyoruz. Umut ediyorum ki Başbakanımız her yönüyle bize yardımcı olacak ve evladımızın ölümüyle ilgilenecek. Sayın Davutoğlu'na da ilgilerinden ötürü çok teşekkür ediyorum. Umudumuz bize yardımcı olmaları'' şeklinde konuştu.
-LİBYA'DAN TAZMİNAT TALEBİ-
Baba Çelik, ''oğlunun öldürülmesi dolayısıyla Libya'daki yeni yönetimden herhangi bir tazminat taleplerinin olup olmadığının'' sorulması üzerine de ''Biz mağdur kişileriz, çocuğum ihtiyaç için oraya gitti. Borcumuz var. Halen onlarla uğraşıyoruz ancak imkanlarımız elverişli olmuyor. Tabi ki tazminat talebimiz olacak'' dedi.
Oğlunun sözlü olduğunu, öldürülmeseydi bu aylarda Türkiye'ye dönerek evlenmeyi ve yeni yaptırmaya başladığı ancak halen inşaatı süren evinde yaşamayı planladığını anlatan Baba Çelik, oğlunun ölümünün ardından sürekli mezarına giderek gözyaşı döktüğünü ifade etti.
-LİBYALILAR, TÜRKLERİ ÖN PLANDA TUTAR-
Baba İsmail Çelik, ''Oğlum öldürüleli 7-8 ay oluyor. Ben her hafta mezarına geliyorum, annesi ise her gün geliyor. Buraya gelince üzüntü, yokluk hissediyoruz. Evladımızı kaybettiğimiz için çok üzgünüz. Söyleyecek söz bulamıyorum'' diye konuştu.
Kendisinin de Libya'da çalıştığını ve Libya halkının Türklere herhangi bir kötü muamelesini görmediğini anlatan Baba Çelik, ''Ben 1984-1986'da orada kaldım. O dönemde de ABD Libya'yı bombaladı. Libya vatandaşı Müslüman insanlardır, yabancılar arasında Türk'leri daha ön planda tutarlar. Benim evladımın Türk olduğunu bilselerdi öldürmeyeceklerini sanıyorum'' dedi.
İsmail Çelik, yeni Libya yönetiminin de Libya halkına hayırlı olmasını diledi.