Şu an 73 yaşında olan, Abdi İpekçi Türk- Yunan Barış Ödülü sahibi Yunanlı Yorgo Andreadis'in 10 yıldır Türkiye'ye girişi yasak. Gerekçe ise Karadeniz bölgesinde "Pontusçu" faaliyette bulunması...
Dışişleri'nin "persona non grata" (istenmeyen insan) ilan ettiği Andreadis aleyhinde kampanya başlatan kişininse, o dönemde Karadeniz bölgesinde görev yapan, halen Ergenekon davasından tutuklu emekli tuğgeneral Veli Küçük olduğu iddia ediliyor. Kendisini Ege'de barışa adıyan Andreadis 1993'te Abdi İpekçi Türk-Yunan Barış Ödülü aldı. 50 kitap yazdı, bunların 7'si Türkçe'ye çevrildi. Barış ödülüne layık görüldüğü "Tamama, Pontus'un Yitik Kızı" adlı kitabı Yeşim Ustaoğlu tarafından "Bulutları Beklerken" adıyla sinema filmi de yapıldı. 1996'da Kardak krizinde savaşın eşiğine gelindiğinde Andreadis, TÜYAP İzmir Kitap Fuarı'nın onur konuğuydu.
DAMADI DA TRABZON'DAN...
Daha sonra babasının doğduğu Trabzon'a giden ve yüzlerce Trabzon kökenli Rum'u buraya götüren Andreadis, bu insanların aynı sofraya oturmalarını sağladı. Ancak bu iyi niyetli çabası iki taraftaki milliyetçilerin tepkisini çekti. Barış ödülü aldığı kitapları, hem Türk milliyetçilerini, hem de Yunan milliyetçilerini kızdırdı. Tüm bunlar yaşanırken Trabzon'da tanıştığı Hüsnü Paşaoğlu'nun oğluyla kızını evlendirerek, Türkiye ile olan bağlarını bir kat daha perçinledi.
DEPREMDE YARDIM YOLLADI
İddiaya göre, barış adına yapılan bu faaliyetlerin ardından, dönemin Giresun Jandarma Alay Komutanı Tuğgeneral Veli Küçük, Andreadis hakkında kampanya başlattı. Küçük, serbestçe satılan kitaplarının el altından bölgede dağıtıldığını iddia etti. Andreadis hakkında "Pontusçu" diye haberler çıktı. Yunanistan'da ise Türk ajanı diye damgalandı. Uğradığı muamele karşısında büyük üzüntü yaşıyan Andreadis, dünürü ölünce de "Neden Kardeşim Hüsnü" diye bir kitap yazdı ve mezarına iki halkın barışına yaptığı katkı için Türkçe ve Rumca teşekkür yazısı olan bir mermer plaket koydu. Pontusçu iddialarına yanıt vermek için 4 Aralık 1998'de Türkiye'ye gelmek istedi. Ancak havalimanında durduruldu ve "persona non grata" ilan edildiğini öğrendi. 10 yıldır da bir daha Türkiye'ye ayak basamadı. Ama Türkiye sevgisini kalbinden hiç çıkarmadı. Öyle ki 17 Ağustos depreminde üç kamyon yardım malzemesi topladı. Kendi getiremediği için de eşiyle Türkiye'ye gönderdi. Ülkeye giriş yasağının kalkması için Yaşar Kemal ve onlarca aydın 2004'te imza kampanyası düzenledi. "Pontusçu" suçlamalarına verdiği yanıt ise, "Osmanlı'nın en zayıf döneminde bu yapılamamış, şimdi mi yapılacak?" oldu. 73 yaşına gelen Andreadis, geçtiğimiz günlerde son çare olarak Başbakan Tayip Erdoğan'a, azınlıklara yönelik sözlerinden de cesaret alıp, bir mektup yazdı. Tek isteği ise, yasağın kalkması ve "memleketim" dediği babasının doğduğu Trabzon'a gömülmek...
ERDOĞAN'A YAZDIĞI MEKTUP
"10 yıl bekledim. Bana 'AİHM'ye git' dediler gitmedim. Dava açmadım. Sabırla bekledim, bu haksızlığın giderilmesini, iftiraların geri alınmasını. 73 yaşında olduğumu ve bana karşı yapılan adaletsizliğin giderilmesi için daha birkaç 10 yıl bekleyecek zamanımın kalmadığını hesaba katın. Gerçekten de bu adaletsiz, yersiz ve kabul edilemez kararı düzeltemeyecek durumdaysanız ve Türkiye'ye girişimin yasaklanmasındaki ısrarınız sürüyorsa, o zaman lütfen son arzumun yerine getirilmesine ve ecelim geldiğinde, 90 kuşaktır atalarımın ebedi istirahatgâhlarında yattıkları Trabzon'a gömülmeme izin verin."
YUNANLILAR 'TÜRK AJANI' İLAN ETTİ
Yüzlerce Trabzon kökenli Rum'u, Trabzon'a getirip Türklerle bir sofra etrafında toplayan Yorgo Andreadis'in bu çabaları, her iki ülkedeki milliyetçileri de hayli kızdırdı. Hatta Yorgo'ya kendi ülkesinde "Türk ajanı" damgası bile vuruldu.
DAMADI DA TRABZON'DAN...
Daha sonra babasının doğduğu Trabzon'a giden ve yüzlerce Trabzon kökenli Rum'u buraya götüren Andreadis, bu insanların aynı sofraya oturmalarını sağladı. Ancak bu iyi niyetli çabası iki taraftaki milliyetçilerin tepkisini çekti. Barış ödülü aldığı kitapları, hem Türk milliyetçilerini, hem de Yunan milliyetçilerini kızdırdı. Tüm bunlar yaşanırken Trabzon'da tanıştığı Hüsnü Paşaoğlu'nun oğluyla kızını evlendirerek, Türkiye ile olan bağlarını bir kat daha perçinledi.
DEPREMDE YARDIM YOLLADI
İddiaya göre, barış adına yapılan bu faaliyetlerin ardından, dönemin Giresun Jandarma Alay Komutanı Tuğgeneral Veli Küçük, Andreadis hakkında kampanya başlattı. Küçük, serbestçe satılan kitaplarının el altından bölgede dağıtıldığını iddia etti. Andreadis hakkında "Pontusçu" diye haberler çıktı. Yunanistan'da ise Türk ajanı diye damgalandı. Uğradığı muamele karşısında büyük üzüntü yaşıyan Andreadis, dünürü ölünce de "Neden Kardeşim Hüsnü" diye bir kitap yazdı ve mezarına iki halkın barışına yaptığı katkı için Türkçe ve Rumca teşekkür yazısı olan bir mermer plaket koydu. Pontusçu iddialarına yanıt vermek için 4 Aralık 1998'de Türkiye'ye gelmek istedi. Ancak havalimanında durduruldu ve "persona non grata" ilan edildiğini öğrendi. 10 yıldır da bir daha Türkiye'ye ayak basamadı. Ama Türkiye sevgisini kalbinden hiç çıkarmadı. Öyle ki 17 Ağustos depreminde üç kamyon yardım malzemesi topladı. Kendi getiremediği için de eşiyle Türkiye'ye gönderdi. Ülkeye giriş yasağının kalkması için Yaşar Kemal ve onlarca aydın 2004'te imza kampanyası düzenledi. "Pontusçu" suçlamalarına verdiği yanıt ise, "Osmanlı'nın en zayıf döneminde bu yapılamamış, şimdi mi yapılacak?" oldu. 73 yaşına gelen Andreadis, geçtiğimiz günlerde son çare olarak Başbakan Tayip Erdoğan'a, azınlıklara yönelik sözlerinden de cesaret alıp, bir mektup yazdı. Tek isteği ise, yasağın kalkması ve "memleketim" dediği babasının doğduğu Trabzon'a gömülmek...
ERDOĞAN'A YAZDIĞI MEKTUP
"10 yıl bekledim. Bana 'AİHM'ye git' dediler gitmedim. Dava açmadım. Sabırla bekledim, bu haksızlığın giderilmesini, iftiraların geri alınmasını. 73 yaşında olduğumu ve bana karşı yapılan adaletsizliğin giderilmesi için daha birkaç 10 yıl bekleyecek zamanımın kalmadığını hesaba katın. Gerçekten de bu adaletsiz, yersiz ve kabul edilemez kararı düzeltemeyecek durumdaysanız ve Türkiye'ye girişimin yasaklanmasındaki ısrarınız sürüyorsa, o zaman lütfen son arzumun yerine getirilmesine ve ecelim geldiğinde, 90 kuşaktır atalarımın ebedi istirahatgâhlarında yattıkları Trabzon'a gömülmeme izin verin."
YUNANLILAR 'TÜRK AJANI' İLAN ETTİ
Yüzlerce Trabzon kökenli Rum'u, Trabzon'a getirip Türklerle bir sofra etrafında toplayan Yorgo Andreadis'in bu çabaları, her iki ülkedeki milliyetçileri de hayli kızdırdı. Hatta Yorgo'ya kendi ülkesinde "Türk ajanı" damgası bile vuruldu.