Türkmenleri yok saymak olmaz

Suriye Oğuz Boyları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Kurucu ve Onursal Başkanı   Av. Ali Öztürkmen’le Suriye’de yaşayan Türkmenler ve iç savaş hakkında konuştuk. Öztürkmen Adana’da yakalanan Mit Tırlarıyla Türkmenlere yardım gidip gitmediğini,  Suriye’de

Suriye Oğuz Boyları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Kurucu ve Onursal Başkanı   Av. Ali Öztürkmen’le Suriye’de yaşayan Türkmenler ve iç savaş hakkında konuştuk. Öztürkmen Adana’da yakalanan Mit Tırlarıyla Türkmenlere yardım gidip gitmediğini,  Suriye’de yalnız bırakılan Türkmenlerin son durumunu, Türkiye’nin Suriye politikasında yaptığı hataları, Suriye’de kimin neyi amaçladığını, iç savaşın  çarpıcı boyutlarını ve hiçbir yerde duyamayacağınız korkunç iç yüzünü bizlere anlattı.
 İşte İki bölüm halinde vereceğimiz röportajın ilk bölümü:
 
“TÜRKMENLERİN YOK SAYILMASI DEMEK SURİYE’DEKİ TÜRK VARLIĞININ YOK OLMASI DEMEKTİR.”
 
Ali Bey bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben Halep Çobanbey doğumluyum. Eğitimini Halep okullarında almış. Halep Barosu’na kayıtlı bir avukatım. Bunun yanı sıra Türk dünyasıyla yakından ilgilenen ve Türk dünyasının çeşitli faaliyetlerine katılan Türkmenlik davasını Türk dünyasına tanıtmak isteyen Suriyeli bir Türkmen’im. Şu anda Suriye Oğuz Boyları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Kurucu ve Onursal Başkanlığı görevlerini yürütüyorum.
 
Suriye’deki bu iç savaşın nasıl başladığını ve  savaşın ilk günlerinde Türkmenlerin durumunu bahseder misiniz?
 
“TÜRKMENLER BU SAVAŞTA ÇOK BÜYÜK TAVİZ VERDİLER HİÇBİR KAZANIM ELDE EDEMEDİLER.”
 
 
Bu savaşın temel başlangıç tarihi 2010 Mart ayının 14 ile 18’ine denk gelmektedir. Dera’daki öğrencilere yapılan işkenceyi protesto eden halka, ateş açılmasıyla başlayan bir halk ayaklanmasıdır. Halkın isteği özgürlük ve onurlu yaşamdı. Sonraki dönemlerde bunun tüm Suriye coğrafyasına dağılması ve dış güçlerinde bu olaya müdahil olmasıyla ayaklanma Sünni-Şii çatışması haline getirildi. Uluslararası  terör örgütleri El Kaide gibi ondan ayrılan diğer gruplarında aktif faaliyet göstermesiyle dünya kamuoyu yanıltıldı. Özgür bir halk direnişinden  uluslararası çatışma sahası haline  dönüştü Suriye. Burada Suriye halkı çok mağdur oldu ama bu durumun en büyük mağduru Türkmenlerdir. Humus’ta, Dera’da, Şam’da Türkmen bölgeleri yağmalandı yakıldı ve Türkmenlere yönelik birçok katliam yapıldı.  Halep’teki Türkmen bölgesi IŞİD’in işgali altına geçti. Diğer Türkmen bölgelerinde de durum aynı. Rakka bölgesi de IŞİD ve PKK’nın eline geçti. Şu an  Lazkiye bölgesi de El Nusra’nın kontrolünde. Türkmenler de bu savaşta çok büyük taviz verdiler hiçbir kazanım elde edemediler.
Suriye’de ne kadar Türkmen yaşıyor ve Suriye’deki Türkmen nüfusunun dağılımından bahseder misiniz?
 
Suriye’de yaklaşık 3.5 milyon Türkmen bulunuyor. Bunlar tarihin çeşitli dönemlerinde özellikle de Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde Suriye’ye çeşitli amaçlarla yerleştirilen ya da kendi istekleriyle göç eden Oğuz boylarındandır. Bunların yaklaşık 1.5 milyonu şu an Türkçe bilmekte ve 2 milyonu Araplaşmış; dilini ve kültürünü kaybetmiş Türkmenler olarak yaşamaktadırlar. Bunların büyük kesimi Halep şehir merkezinde yaşıyor. Halep kırsalında da 150 Türkmen köyü ve kasabası bulunmaktadır.
 
İkinci  bölge olarak da Humus. Humus’ta da yüzde 6’lık Türkmen bir nüfus var. Orada da 55 tane Türkmen köyü bulunuyor. Lazkiye Türkmen dağı bölgesinde yaklaşık  75 tane Türkmen köyü vardır. Diğer  yerleşim noktaları ise Şam, Golan tepeleri ile  Dera ve Rakka bölgesidir. Golan tepelerinde yaklaşık olarak 20 Türkmen yerleşimimiz vardı. İsrail’le olan  savaşlar sonucu o bölge İsrail tarafından işgal edildikten sonra Türkmenler Şam varoşlarına göçmen olarak yerleştiler. Çok zor  şartlar içerisinde yaşamlarını sürdürüyorlar.
 
Türkiye Cumhuriyeti Suriye Türkmenlerine destek veriyor mu? İç savaş öncesinde ve sonrasında Türkiye’nin Türkmenlere karşı olan tutumunu değerlendirir misiniz?
Savaş öncesi Türkmenler özellikle Osmanlı sonrası Fransızlar,  Türkmenleri Osmanlı’nın günah keçisi olarak gördüler. Türkmenlere sürekli baskı ve işkence yaparak  Türkmenleri sindirmeye çalıştılar. Onlardan sonra gelen Arap milliyetçileri de  özellikle Esed döneminde bunun daha aşırısını yaparak baskı ve katliamlarla Türkmen kimliğini yok etmeye çalıştı. En son gelinen 10 yıllık kardeşlik dönemi diye adlandırılan dönem içerisinde de Türkmenler, hiçbir mevki, hiçbir  kazanım elde edemedi. Ne Türkiye’den ne de Suriye’den ilgi ve destek görmediler.  Esed’de o 10 yıllık dönemde baskılarını sürdürdü.
 
Savaş öncesi Başbakan’la Esed’in arası çok iyiydi. O dönemlerde Suriye Türkmenleri için bir şeyler yapıldı mı?
 
“SURİYE HALKI İÇERİSİNDE EN CAHİL, EN EĞİTİMSİZ VE EN KÜLTÜRSÜZ BIRAKILAN SURİYE TÜRKMENLERİDİR.”
 
 
O dönemde Türkmenlere karşı  biraz yumuşama oldu ama özellikle Türkmenler olarak hiçbir yardım görmedik.  Hatta o dönemden önce Türkmenlere ayrılan bir öğrenci bursu vardı. Rahmetli  Turgut Özal döneminde verilmeye başlanan bir burstu bu. O bursları da yine  son dönemlerde Suriye etnik yapısı gözetmeyerek tüm  Suriye halkı üzerinden dağıtmaya başladılar. Eskiden mağdur olan Türkmenler yine üniversite noktasında mağdur oldular. Türkmenler için ayrılan burslar şimdi herkese dağıtılıyor. Türkmenler yine geri kalmış oldular. Burada bizim  dikkat çekmek istediğimiz Suriye halkı içerisinde geçmişten gelen  baskılar ve tecritler sonucu  en cahil, en eğitimsiz ve en kültürsüz bırakılan Suriye Türkmenleridir.
Suriye’de bir çok grup bulunuyor( Araplar, Kürtler, Nusayriler).  O gruplarla diyaloğunuz nasıl?
 
“BİZİM BÜYÜK KAYGIMIZ İLERİKİ AŞAMALARDA PKK TARAFINDAN TÜRKMENLERE YÖNELİK BÜYÜK BİR ETNİK TEMİZLİĞİN YAPILACAK OLMASI.”  
Nusayriler tüm Suriye halkı içerisinde istenilmez oldu.  Çünkü rejim Nusayri halkından olan bir aileden gelen rejimdir. Yani Esed’in ailesi Nusayri’dir. Suriye halkı bu Nusayrilerden çok büyük ızdırap ve zulüm gördü. 
 
Arap kesimiyle bizim bir sorunumuz yok. Bizim  sorunumuz milliyetçi Araplarla. Çünkü milliyetçi Araplar  yılların getirdiği ve Esed’in uyguladığı Arap milliyetçiliği üzerinden sistematik beyin yıkama ve ideoloji yaratma yöntemiyle Türk düşmanlığını bayağı kışkırttı. Suriye olsun diğer Arap ülkeleri olsun Arap milliyetçiliğinin empoze edilmesi ve sürekli canlı tutulması için iki temel  faktör üzerine gidildi. Birincisi Türk düşmanlığı diğeri de Yahudi düşmanlığı. Arap milliyetçiliğini canlı tutmak için sürekli Türk düşmanlığı kışkırtıldı. Özellikle BAAS partisi tarafından. Ondan dolayı bunun ağır vebalini Türkmenler ödedi. Osmanlının günah keçisi olarak. 
 
 Kürtlerle de bizim fazla bir sorunumuz yok ama PKK’nın kışkırttığı Kürt milliyetçiliği ve büyük Kürdistan hayali üzerinden  Türkmenlerde bunların hedefi gibi gözükmektedir. Özellikle Rakka ve Halep bölgesindeki Türkmen yerleşimleri Kürdistan sınırları içerisinde gösteriliyor. Bizim büyük kaygımız ileriki aşamalarda PKK tarafından Türkmenlere yönelik büyük bir etnik temizliğin yapılacak olması.   Özellikle Halep bölgesindeki Türkmen bölgesini yok saymaktalar ve orayı bir Kürt bölgesi olarak göstermekteler. Yani PKK’nın saldırma planı içerisinde Türkmenlerde var. Bundan dolayı Türkmenler PKK’ya yakın grupların hedefi olarak görünüyor. Türkmenler, gerek siyasi gerek askeri teşkilatlanmalarının yeterince  yapılamamasından dolayı herkesin hedefi halinde şu anda.
 
Suriye’deki PKK’nın destekçileri kim?
 
“SURİYE PKK’SI TÜRKİYE VE SURİYE İÇİN BÜYÜK BİR TEHLİKE OLUŞTURMAKTADIR.”
 
 
Suriye’deki Kürt sayısı 1.5 milyon civarındadır. Esed’in Türkiye’ye karşı onlara yaptığı destekten dolayı Kürtler güçlü bir mekanizma oluşturdu. Onun için 1.5 milyon Kürt süper bir teşkilatlanmayla tek merkezden yönetiliyor. Dış güçlerden destek almasının yanı sıra Barzani’den de silah ve para desteği alarak kendi bölgesel yönetimlerini kurmuş durumdalar. Araplara karşı her türlü gücü ve baskı unsurlarını ellerinde tutuyorlar. Bu duruma şu anki siyasi muhalif gruplarda büyük ölçüde razı gibi görünüyor. Suriye PKK’sı Türkiye ve Suriye için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.
Suriye’deki PYD’yi ilk silahlandıran Barzani’dir. Çek  Cumhuriyetin aldığı silahları onlara teslim etti. bunu herkes bilir. Hepsi danışıklı dövüş. Kürtlerin tümünün tek lideri Barzani’dir ve Suriye Kürtleri üzerinde PKK’dan sonra ikinci etken unsurdur. Barzani onların gönüllerinden geçen onursal liderleridir. Oraya sürekli mali kaynak aktarıyor ve onların tek çatı altında toplanmasını sağlıyor. Abdullah Öcalan Türkiye’deki Kürtlerin lideri olabilir ama dünya Kürtlerinin lideri Barzani’dir. Suriye’deki Kürtlerden PKK’ya muhalif olan çok da gruplar vardır. Onlar da yardımsız bırakıldığı için PKK’nın kucağına düştüler. Barzani açıktan desteklemiyor. Esed’le muhalifler arasında gidip geliyordu. Alttan alttan Kürt muhalefetine sürekli yardım ediyor.
 
Suriye’de Kürtlerin ve Arapların direniş grupları yani silahlı bir kanadı var. 3 milyon Türkmen’i orada savunacak ya da onları destekleyecek bir güç yok mu?
 
Halep Türkmenleri ilk önceleri tugaylar kurdu.  Bu tugaylar gösteriş ve show amaçlıydı.  Bunu ne halk tabanı ne de gençler kurmuştu tamamen göstermelik 4  keleşle kurulan tugaylardı. Bunun başında olan kişiler özellikle Türkmen meclisinin başında olan kişiler ve onun diğer tugay komutanlarıydı. Verilen silah yardımları Türkmenlere aktarılmadı, Suriye’nin iç piyasasında satıldı. Ondan dolayı Türkmenler yine  silahsız kaldılar. O göstermelik tugaylar IŞİD’e karşı iki gün bile direnemeden Türkmen bölgesini bırakarak Türkiye’ye kaçtılar. Yine Rakka bölgesinde de Türkmen güçler vardı. Onlarda PKK ve IŞİD’in saldırılarına yeterince  dayanamadılar aynı şekilde teşkilat zayıf ve silahlar yetersizdi. Lazkiye bölgesinde Türkmen teşkilatından olan kişiler kendi çıkarları peşinde kaçakçılık ve silah ticareti ile uğraşarak  Türkmenlerin savunmasına önem vermediler. Türkmen bölgeleri savunmasız kaldı ve El Nusra’nın kontrolüne geçti. Humus  bölgesindeki Türkmenler de kendi silahlı teşkilatlarını kurdular ama oraya götürülen yardımlar götüren kişiler tarafından çalındı. Zamanında ulaştırılamadı ve Türkmenler güçsüz kaldı. Esed’in saldırısına karşı dayanamayıp yenildiler.
Golan Türkmenlerinin  kurdukları bir tugay var onlara da giden yardımlar yetersiz ama onurlu bir şekilde direnişlerini sürdürüyorlar.
 
Türkmenlere bu yardımları kim yapıyor?
 
Bu yardımlar Suriye muhalefetine verilen Türkiye’den Türkmenler adına gelen yardımlardı ama çok yetersizdi. Diğer gruplara gelen yardımlara bakarak değerlendirirsek bize gelen devede kulak kalır. Türkmenlerin güçsüz kalmalarının sebebi  teşkilatlanmanın  olmaması ve doğru dava sahibi insanların yani Türkmen  subayların desteklenmemesidir. Burada öne geçen kişiler genellikle halk tarafından şaibeli  ve kirli  geçmişe sahip olarak bilinen kişilerdi. Rant amacıyla ön plana çıkan bu çıkarcı kişilerden dolayı Türkmen teşkilatları zayıf düştü ve halk tarafından da yeterince destek görmedi.
 
 
 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri