Bir aydır nükleer santraldeki sızıntıyı durduramayan Japonlar dün, nükleer felaket riskinin tarihin en büyük nükleer afeti olan Çernobil düzeyinde olduğunu açıkladı.
Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki deprem ve hemen ardından vuran tsunami 28 bini aşkın kişinin hayatını kaybetmesine, milyonlarca kişinin de evsiz kalmasına sebep oldu. Ancak asıl büyük felaket, doğal afetin sonrasında başladı. 25 metrelik dev dalgaların vurduğu Fukuşima nükleer santralindeki reaktörlerde yaşanan patlamalar ve radyoaktif sızıntı ülkede olağanüstü hal ilan edilmesine sebep oldu.
Önce bilim adamlarının, "Çernobil olma tehlikesi yok. Soğutma çalışması yapılacak" açıklamaları ve içeride soğutma çalışmasına hayatlarını feda edercesine katılan 50 "kamikaze"nin hikayeleri dünya basınında yer aldı. Ancak günler geçip de santraldeki soğutma çalışması başarılı olamayınca bu kez santral çevresindeki radyasyon oranını önce normalin 10 katı, ardından binlerce ve son olarak da 10 milyon katına çıktığı haberleri geldi. Ve bu nükleer felaket senaryolarına dün Japonlar bir yenisini ekledi ve Fukuşima'nın nükleer risk seviyesinde artık Çernobil ile eşit düzeyde olduğunu açıkladı.
TAHLİYE ALANI GENİŞLETİLDİ
Japonya Nükleer Güvenlik Kurumu, Fukuşima Daiçi nükleer santralindeki nükleer felaket riskinin, Çernobil felaketiyle aynı seviye olan Uluslararası Nükleer ve Radyolojik Durum Ölçeği'ne göre 5'ten 7'ye yükseldiğini duyurdu. Şimdiye dek santralden sızan radyasyon miktarının Çernobil'in yüzde 10'u olduğunu bildiren Japon yetkililer, durumun bir an önce kontrol altına alınmaması halinde Fukuşima'dan çevreye yayılacak olan radyoaktif sızıntının Çernobil'i bile geçebileceğini vurguladı. Japon hükümeti sözcüsü Yukio Edano, tesis etrafında şimdiye kadar çapı 20 kilometre olarak belirlenmiş tahliye alanının genişletilmesine karar verildiğini belirtti.
BİLDİK FOTOĞRAF
Japonya hükümet sözcüsü Yukio Edano , Fukuşima bölgesindeki Iwaki kentinden gelen domates ve çilekleri, sebzelerin "radyasyonlu" olduğu iddialarını yalanlamak için kameralar önünde yedi. Bu görüntü Çernobil kazası sonrası, çayda radyasyon olmadığını çay içerek ispatlamaya çalışan dönemin bakanı Cahit Aral'ı hatırlattı.
"EN KÖTÜ SENARYO DEĞİL"
Radyasyon incelemeleri için bölgede bulunan Greenpeace ekibi son 3 haftadır kazanın 7 olarak derecelendirilmesi için çağrıda bulunuyordu. Greenpeace'ten Thomas Breuer, " Nükleer endüstrinin tarihi, kazaların örtbas edildiği ve nükleer kazaların ciddi sonuçlarının saklandığı olaylarla dolu. Japon Hükümeti sonunda durumun ciddiyetini kabul etti. Ancak, bu hala en kötü senaryo değil. Nükleer endüstri tahrip olmuş nükleer tesisleri kontrol altına almaya çabaladıkça, daha fazla radyasyon açığa çıkacak. Şimdi hızlı çözümler bulunmalı, hamile kadınlar ve çocuklar Fukuşima ve Koriyama gibi yoğun nüfuslu bölgelerden tahliye edilmeli ve kazadan etkilenen insanların sağlığının korunması için gerekli tedbirler alınmalıdır" dedi.