Haber61/Haber Servisi - Röportaj Levent Ustabaşı
KTÜ’den neden mutsuz?
İşte bu sorunun cevabını aradık…
Türk Eğitim Sen Trabzon 2 Nolu Şube Başkanı Metin İskenderoğlu, Haber61 Genel Yayın Yönetmenimiz Levent Ustabaşı’nın sorularını yanıtladı.
YÖK’ün üniversiteler içerisinde idari ve akademisyenler üzerinde yaptığı ‘mutluluk’ araştırmasında bana ilginç gelen KTÜ oldu.
Yükseköğretim Kalite Kurulu(YÖKAK), üniversiteler nezdinde yapılan 2019 yılı memnuniyet anketlerini kamuoyuna açıkladığında KTÜ’de çalışan personellerinin çoğunun memnun olmadığı not düşüldü.
Peki KTÜ neden mutsuz?
Aklıma ilk bu soru geldi…
Tabi bana kalsa birçok neden sıralarım lakin
Türk Eğitim Sen Trabzon 2’Nolu Şube Başkanı Metin İskenderoğlu’nun bu konu üzerinde ki yorumları daha bir ilgimi çekti.
Bu nedenle KTÜ’deki şube lokalinde buluştuk.
Öyle şeyler anlattı ki, çok şaşırdım.
Yani bir bilim yuvasında ön açılması gerekirken aslında tam tersi şeyler oluyor.
Şöyle düşünün, sırtınızda bir yükle yürüyorsunuz ve yol her geçen gün yukarı doğru çıkıyor.
Haliyle nefessiz kalıyorsun!
İşte tıpkı buna benzer bir düşünceyle röportajımı bitirdim.
İşte röportajımdan öne çıkan detayla;
KAYGILARILARIMIZ VAR
KTÜ neden mutsuz?
Bunu biz demiyoruz. YÖK’e bağlı yükseköğretim kalite kurulunun yapmış olduğu 2019 yılı memnuniyet anketi sonuçlarıdır.
Evet anladım da peki neden mutsuz?
Anket sonuçlarına bakılınca ve sorulan sorulara bakılınca üniversite çalışanlarının temel anlamda bazı sorunlarının öne çıktığını düşünüyorum.
Nedir bunlar?
Özlük hakları adı altında toplayabileceğimiz haklardır. Örnek olarak doçentlik ve profesörlüğe yükselme ilanları ve idare personelin özlük haklarıdır.
KTÜ’de doktorasını bitirmiş, 30’un üzerinde öğretim görevlisi doktor çalışan var. Ayrıca yapmış olduğu tez ile yılın genç araştırmacı ödülü, yılın doktora tezi alan araştırma görevlisi arkadaşlar var. Bunların ne zaman öğretim üyeliğine atanacağı noktasında kaygıları var.
Ayrıca doçentlik ve profesörlük ünvanını almasına rağmen kadro alamayan öğretim üyeleri var.
Bunların tamamını topladığımızda inanılmaz bir sayıya ulaşılmaktadır.
Bunlarla alakalı olarak bir eylem planın belirleyerek, en kısa sürede kadrolar alınması için bir çalışma yapılması gerekmektedir…
PROJESİNE DESTEK ALMAK İÇİN RTE’YE GİTTİ
Sadece sorun kadro almak mı?
Hayır değil. Bilim sel araştırma ve proje yapmak isteyen, akademisyenlere destek ekonomik nedenler dolayı verilememektedir. Örnek olarak KTÜ Bilimsel Araştırmalar Projesi(BAP)’nde yeteri kadar destek verilmemektedir. Bir öğretim üyemizin KTÜ’de 20 bin lira verilen projesine Rize Tayyip Erdoğan Üniversitesi 60 bin lira vermiştir.
Şimdi ben anlamdım. Projeye 60 bin lirayı nasıl alabildi?
Şöyle aldı; Ben projenin başkanıyım. KTÜ’ye projeyi veriyorum. KTÜ BAP 20 bin lira destek vereceğini söylüyor. Alacağımız miktar projeyi yapmamız için yeterli değil. İletişim halinde olduğum RTE Üniversitesi’nde bir arkadaşa projeyi veriyoruz. Bu arkadaş orada hocadır. Onun başkanlığında projeye ben araştırmacı olarak giriyorum.
Projesi RTE Üniversitesi BAP’a veriyoruz 60 bin lira destek alıyoruz.
Yani burada sanki bir usulsüzlük yok mu?
Hayır asla usulsüzlük yok. Neden çünkü RTE Üniversitesi’nin bilimsel araştırmalar projesindeki fon miktarı ve destek miktarı daha yüksek. KTÜ’nün acil olarak bilimsel araştırmalar projesine ayıracağı fonu artırması ve Trabzon’daki iş insanlarından destekler alarak bilime katkı vermesi gerekmektedir. Çünkü bilim laboratuvarda yapılmaktadır. Laboratuvarda bilim yapmanın maliyeti inanılmaz yükseltir. Bu bağlamda KTÜ’nün merkezi laboratuvar projesini önemsiyor ve destekliyoruz.
Ben doğru mu anladım! Bir bilimsel araştırma kendi üniversitesinde gerekli ekonomik desteği alamaması nedeniyle başka bir üniversitede başka bir isim altında daha büyük destek aldı?
Evet doğrudur. Aynen böyle üzücü durumlarla karşılaşmaktayız. Neden KTÜ mutsuz işte bu örneklerle devam ettirebiliriz.
HAMDULLAH ÇUVALCI’NIN YANINDAYIZ
Bu gibi konuları, idari personellerin sorunlarını, akademisyenlerin sorunlarını KTÜ Rektörü ve KTÜ yönetimine iletiyor musunuz?
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’ya hayırlı olsun ziyaretinde kendisine 8 sayfalık üniversite çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileri adı atlıdan rapor sundum. Bu raporu kamuoyuyla da paylaştım. Bu rapor incelendiğinde üniversitenin çalışanlarının tüm sorunları orada ayrıntılı bir şekilde görülecektir.
Orada ayrıca şunu söyledim;
Çalışanın, mutlu, huzurlu ve üretken olduğu bir kurumda sendikacılık yapmak bizim en büyük hayalimiz ve idealimizdir dedim. Ve kendisinden bu rapor doğrultusunda yardım istedim. Kendisi çok olumlu baktığını ifade etti. Çalışmalarını bu doğrultuda yapabileceğini ifade etti.
Biz yetkili sendika olarak, üniversite çalışanlarının lehine alınacak her türlü kararda kendisini destekleyeceğimizi açıkça ifade ettik.
Sendika olarak 750 üyeniz var. KTÜ’de her 3 kişiden biri sizin sendikanızın üyesidir. (Tıp ve Diş Hekimliği hariç) Siz 16-17 yıldır üniversitede tek en güçlü, (2016 yılı hariç) yetkili sendikasınız. Bu konular her geçen gün artarken neden hiç bir şey yapmadınız?
Görevimiz çalışanların sorunlarını ve çözüm önerileriyle ilgili olarak kendilerine rapor sunmak ve yılda iki kere kurum idari kurulu yapmaktır. Bu kurulların raporlarına bakarsanız ayrıntılı olarak incelerseniz biz her türlü sorunu ilettiğimizi göreceksiniz. Çözüm noktasında her aşamayı maalesef aşamıyoruz.
Örnek vermek gerekirse, KTÜ çalışanları çocuklarının gidebileceği bir kreş yok. Bu kreş sorununu incelediğimde 1982 yılı, 1992 yılı, 2008 yılı çalışanların imza toplayarak yönetimine kreş taleplerini iletmiştik diğer yıllarda da kurum idari kurullarında bu sorunu gündeme getirdik. Ancak sorunu bir türlü aşamıyoruz. Aşılmamasının nedenini hala anlamış ve algılamış değilim.
En basit bir kreş konusunda bile inisiyatif alamayan yöneticileri mi suçlayacağız yoka çalışanın yerine kendisini koyarak empati yapmayan önderlerimizi mi?
Bu soruyu ben cevap veremem.
Bende veremiyorum…
En son yapılan görüşmede halk eğitim merkezi ile ortak bir protokol yaparak bir kreş açalım dedik. Açılma noktasında sendika olarak her türlü maddi manevi desteği vereceğimi belirttik bekliyoruz.
BİZ BU ATAMALARA NEPOTİZM DİYORUZ
İdari personelleriniz size ne çok hangi şikayetlerle geliyorlar?
İdari personellerimizin en büyük karşılaştığı problem düzenli olarak görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavının yapılmaması, kariyer basamaklarının belirlenmemesi ve belirli atamalarda liyakat, işe hakimiyet konularının tamamen göz ardı edilmesidir.
Mesela eski rektörün damadının kızlarının KTÜ’de görev alamsı gibi mi?
O kadrolar akademik kadrolar. İlanla birlikte olur.
MUTSUZLUĞUN ARTMASININ ETKENLERİ
İlanlar sizce doğru mu veriliyor?
İlanlar noktasında tüm kamuoyu yanlış yapıldığını bilmektedir.
Bu konuyla ilgili olarak gerekli kamuoyu bilgilendirmelerini yaptık. Maalesef atamalar gerçekleşmiştir.
Biz buna nepotizm (yakın akraba gözetme) diyoruz.
Üniversitede başarılı ödüllü, genç akademisyenler kadro beklerken bu şekildeki uygulamalar mutsuzluğun artması için bir etkendir.
Bu arada Trabzon Üniversitesi’nde de sizin sendika daha aktif. Hemen aklıma ordaki atamalar geldi. Oradaki sınavlar, ilanlar… KTÜ’deki gibi büyük tartışmalara neden oldu. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bunu ayrı bir röportaj konusu yapalım Çünkü oradaki olaylar ile KTÜ’deki olayları bir birine karıştırmak istemiyorum. KTÜ’deki sorunlar bir ise Trabzon Üniversitesi’ndeki sorunlar 10’dur. Röportajın bütünlüğü açısından bu konulara daha sonra ayrıntılı olarak görüşürüz.
Peki idari personellerin sorunları neler diye devam edelim o halde…
Yemekhane hizmetleri, servis konusu ve şu anda tüm Türkiye’yi saran covid 19 ile mücadelede hala esnek ve uzaktan çalışma uygulamalarına geçilmemesi personel üzerinde huzursuzluğu devam ettirmektedir.
Ben bir üniversite çalışanı memur olarak gerekli eğitimleri aldıktan sonra ilerlememin nasıl olacağını bilemiyorum.
Nasıl bir ilerleme?
Ben bir memur olarak şunu bilmeliyim; görevde yükselme ve ünvan değişiklerinin tarihlerinin belli olduğu, sınava girince başarılı olunca atamamın yapılacağını hiçbir siyasetçi tanıdığım, hoca akrabam olmasa bile hakkımın yenmeyeceğini bilebilmeliyim. Yanlış yapılan bir işleme devlet memurları kanunu çerçevesinde itiraz ettiğimde aferin alacağıma yerimin değiştirilmeyeceğine emin değilim.
CUMHURBAŞKANIMIZIN SÖZÜNÜ DİNLİYORUZ
Yani başarılı olmak bile kellene götürebilir öyle mi?
Aynen öyle. Devlet memurları kanunun en büyük özelliği evlet memuruna işini doğru yapma devletin hakkını savunma ve doğruyu yapma hakkını verir. Devlet memuru doğruyu yaptığı için ödül beklemez. Ancak şunu bilir ki yanlışlığa karşı direndiğinde kanun kapı gibi yanındadır. Tıpkı sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasında, “Yanınızda kapı gibi 657 sayılı devlet memurları kanunu var. Sizden istediğimiz diklenmeden dik durmanızdır. Asıl olan ve hizmet edeceğiniz yer devletin asli unsurlarıdır” dediği söz gibi…
Akademik personeller için söyleyeceğiniz son sözler nelerdir?
KTÜ’nün öğretim üyeliğine atanma ve yükselme yönetmeliğindeki yüksek lisans ve doktorasını KTÜ’de yapanların 3 ay yurt dışı 6 ay yurt içi kurumda görevlendirilmesi şartının kaldırılması, doçentlikteki sözlünün kaldırılması, atamalardaki şeffaflık şartının uygulanması çok güzel olacaktır. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi hep sitesine girdiğinizde akademik personel ilanlarının ne zaman ilana çıkacağı açık bir şekilde bildirilmiştir. Aynı uygulamanın KTÜ’de de olabilir. Böylece akademisyen arkadaşlarımız kendilerini ilana göre ayarlayabilir. Bir oldubittiyle birlikte çıkılan ilanlardan önceden haberdar olması güzel olacaktır.
Rektör hocama güveniyoruz kendisinin de sivil toplum örgütlerinden aktif çalışmışlığı var. Onun başarısı KTÜ’nün Trabzon’un başarısı olacaktır.
Biz her türlü sorunda doğru yaptığı işte yanında olacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.