MEB'den şiddet rehberi!

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), “şiddet” konusunda veliler için rehber hazırladı. Rehberde, çocukların okulda şiddet görüp görmediğinin nasıl anlaşılacağı, hangi özelliklere sahip çocukların daha çok şiddet görebileceği, çocuğun şiddet gördüğü anlaşıldığınd

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), “şiddet” konusunda veliler için rehber hazırladı. Rehberde, çocukların okulda şiddet görüp görmediğinin nasıl anlaşılacağı, hangi özelliklere sahip çocukların daha çok şiddet görebileceği, çocuğun şiddet gördüğü anlaşıldığında neler yapılabileceği konusunda öneri ve uyarılarda bulunuluyor.

“Çocuğum Okula Gidiyor” başlıklı rehber hazırlayan MEB, velilerin ihtiyaç duyabileceği bilgilere yer verildi. Akademisyenlerce hazırlanan rehberde, “Okulda Şiddet” konusuna özel bir bölüm ayrıldı.

Rehberde, şiddet, “her türlü güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel, ruhsal veya cinsel açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümü” şeklinde tanımlanarak, fiziksel, psikolojik ve cinsel olmak üzere üç tür şiddet olduğu belirtildi.

Fiziksel şiddetin “İteklemek, yumruklamak, vurmak, çimdiklemek, ısırmak, tekmelemek, yakmak, ağzı kapatarak boğmaya teşebbüs etmek, şiddetli bir şekilde sarsmak ya da herhangi bir başka şekilde çocuğun bedenine zarar vermek” olarak tanımlanan rehberde, bu yaralanmaların bir kısmının çocuk oyun oynarken kaza ile olmuş olabileceği ancak yaraların yerinin ve yaralanmanın sıklığının fiziksel istismardan şüphelenmeyi gerektirdiği vurgulandı.

Duygusal şiddetin “Bir kişiyi yapmak istemediği bir şeyi yapmaya razı etmek için duygusal durumundan yaralanarak psikolojik baskı uygulamak” olarak tanımlandığı rehberde, “eziyet etmek, aşağılamak, küfretmek, dalga geçmek, isim takmak, dedikodu çıkarmak, tehdit etmek, hakaret etmek, kızmak, küçümsemek, küçük düşürmek, gruptan ya da yapılan faaliyetlerden dışlamak ve alay etmek” gibi davranışlar psikolojik şiddete örnek gösterildi. Psikolojik şiddetin, fiziksel şiddet kadar zedeleyici ve incitici olduğu ve hatta gözle görülemediğinden daha da kötü olduğu vurgulandı.

“Bir kişinin rızası olmadan veya fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kalarak cinsel amaçlar için kullanılması”nın “cinsel şiddet” olarak anlatıldığı rehberde, bunların, “İstenmeyen fiziksel yaklaşımlar, cinsellik içeren sözler, davranışlar ve dokunmalar, sarkıntılık, sıkıştırma, cinsel flört etmeye zorlama, cinsel ilişki için baskı kurma” gibi davranışlar olabileceği belirtildi.

Rehbere göre, şiddet gören çocuklarda görülebilecek belirtiler şöyle sıralandı:

 

- Çocuğun eve bedeninin herhangi bir yerinde veya çeşitli yerlerinde morluk, kesik, şişlik, yanık, sıyrık, kırık, çıkık veya yarayla gelmesi

- Bedeninde şiddet gördüğüne işaret edebilecek darbe, morlukları görülmesin diye giysilerle saklaması

- İyileşmeyen, sebebi belli olmayan yaralar

- Kendisine ait eşyaları kaybetmesi veya yırtılmış kıyafetlerle eve gelmesi

- Eşyalarını sık sık kaybetmesi veya eşyalarının çalınması

- Her zamankinden daha çekingen, içe dönük veya pasif davranması

- Aileyle veya çevresindekilerle iletişim kurmaktan kaçınması

- Çevresindekilerle ilişkilerinin azalması

- Evde odaya kapanma davranışının artması

- Başkalarına güvenmemesi

- Okula gitmek istememesi veya okuldan kaçması, devamsızlık yapması

- Uykusunda ve yeme davranışında belirgin değişiklikler olması

- Yatağını ıslatma, kekeleme veya konuşmada tutukluk göstermesi,

- Gece kabusları

- Okul başarısında anlam verilemeyen düşüş

- Normalin dışında çok sakin görünmesi veya çok saldırgan davranması (öfke patlamaları), söz dinlememe biçiminde belirgin davranış değişiklikleri,

- Gösterdiği tutum ve davranışlarıyla ilgili sorulara akla yatmayan, yalan söylediği duygusu yaratan cevaplar vermesi, hikayeler uydurması

- Dinlediği müzikte, çizdiği resimlerde veya yazdığı yazılarda ve karalamalarda şiddet içeren, cinsel tacizi andıran öğeler bulunması

- Vücudunun kirli olduğu veya cinsel organları bölgesinde bir sorun olduğu gibi düşüncelere sahip olması

- Cinsellik veya seks konularına anormal ilgi göstermesi veya tamamen ilgisiz kalması

- Oyuncak bebeklerle veya başka çocuklarla oynarken cinsellik veya şiddet içerikli oyunları tercih etmesi.

 NE YAPMALI?

Çocuğun şiddet gördüğü anlaşıldığında ailelerin “huzursuz olmasının, yoğun öfke duymasının, kızgınlık ve suçluluk hissetmesinin son derece doğal olduğu” vurgulanan rehberde ailelere, şu önerilerde bulunuldu:

 

- Aşırı tepki göstermemeye ve sakin olmaya çalışmanız, enerjinizi sorunun çözümüne yönlendirmenize ve sorunu daha kolaylıkla çözmenizi sağlayacaktır

- Çocuğunuzu ve şiddet gösteren kişi/kişileri suçlamaktan kaçının. Suçlamak, sorunun çözümüne katkıda bulunmayacağı gibi sorunu daha da karmaşık hale getirecektir. Bu nedenle güvenli ve koruyucu ortamı yaratmak için gerginliklerden kaçının

- Çocuğunuzu karşınıza alıp onunla konuşmaya çalışın. Bu konuşmada şiddetin kabul edilemez bir davranış olduğunu, hiçbir kişinin kendisine şiddet göstermeye, istismar etmeye hakkı olmadığını ona anlatın

- Daha sonra çocuğunuzun duygularını ifade etmesi yönünde cesaretlendirin ve onu dinleyin

- Yaşadığı korku, kaygı, utanç, suçluluk gibi olumsuz duygularının normal olduğunu, ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu belirtin, hissettirin ve ona güven vermeye çalışın. Şiddeti önlemek için bunu paylaşması gerektiği konusunda çocuğunuzu teşvik edin. Şiddete maruz kalıp bunu anlatmazsa durumun daha kötüye gidebileceğini belirtin

- Şiddet gösteren kişi/kişilerin amacının özellikle kendisini korkutmaya, kontrol etmeye çalıştığını ve bu durumda onun suçu olmadığını, utanmaması gerektiğini anlatın

- Çocuğunuzun bundan sonraki ne tür tepkiler gösterebileceği üzerinde durun. Bu tür çocuklarla dalaşmamak, yanında bulunduğu arkadaşlarından ayrılmamak, oradan uzaklaşmak, tepki vermemek, yardım istemek, oradan uzaklaşıp gitmek gibi tepkiler arasından çocuğunuzun özelliklerini de dikkate alarak hangisi veya hangilerini gösterebileceği üzerine konuşun

- Çocuğunuza özellikle, şiddete şiddet ile tepki vermemesi konusunu vurgulayın. Bu tür davranmanın çözüm olmayacağını, aksine sorunu daha zorlaştıracağını belirtin

- Çocuğunuzun öğretmeni/öğretmenleri, okul idarecileri ve rehber öğretmenleriyle durumu paylaşarak ayrıntılı bilgi almaya çalışın. Onlara, bu sorunu çözme konusunda ne tür önerileri olduğunu sorun

- Eğer profesyonel bir yardım alması gerekiyorsa psikolog, psikiyatrist gibi kişilere başvurarak yardım alın

- Evdeki ilişkilerinizi gözden geçirin. Daima onunla iletişime açık olun. Ona vakit ayırın

- Çocuğunuzun kendini ifade edici, hakkını arayıcı ve atılgan davranışlarını destekleyerek kendisine güven duyması yönünde destekleyin

- Arkadaşları ile ilişki kurmasına ve bu ilişkilerini güçlendirmesi konusunda ona yardımcı olun

- Onlarla çeşitli etkinlikler planlaması ve yapmasını sağlayın

- Çocuğunuzun davranışlarını ve etkileşim biçimini gözlemleyin ve gerekiyorsa yeni beceriler öğrenmesine yardımcı olun. Bu konuda okulunuzdaki psikolojik danışmandan yardım alabilirsiniz

- Ona günlük tutmasını önerin.

 

HANGİ ÇOCUKLAR RİSKTE

 

Rehberde, “Çekingen, içine kapanık, pasif, kendine güveni olmayan, düşük benlik saygısına sahip, çevreyle ilişki kurma becerisi yeterince gelişmemiş, az sayıda arkadaşa sahip, kendini savunamayan, hakkını arayamayan, ev ortamında da ailesi tarafından sindirilen, çok kolay suçluluk ve utanç duygusu yaşayan, istenmeyen, ihmal edilen, sevilmeyen, fiziksel ya da zihinsel engelli, küçük yaşta fiziksel olarak zayıf olan, duygusal olarak zayıf, daha küçük yaşlarda tacize uğrayan veya başkalarının tacize uğramasına tanık olan” çocukların şiddet görme riskiyle karşı karşıya bulundukları vurgulandı.

 

Çocuklara okulda veya okul ile ev arasında şiddet gösterebilecek kişiler rehberde “Kendisinden yaşça veya fiziksel olarak büyük okul çocuklarından, arkadaşlarından, öğretmenlerden, okul idarecilerinden, okulda çalışan yardımcı elemanlardan ve personelden, okul içindeki ve dışındaki gruplardan, okuldaki çocukların velilerinden, komşulardan, herhangi yabancı bir kişiden şiddet görme olasılığı” bulunduğu belirtildi.

 

Çocuklara yönelik şiddetin, sanılanın aksine yabancılar tarafından gösterilmediği, genellikle ya aile bireylerinden ya da yakın akrabalar tarafından gerçekleştirildiğinin altı çizilen rehberde, “Bu nedenle çocukları sadece yabancılardan korumak yeterli değildir. Şiddet gösterenlerin çoğunlukla çok yakın çevresinde olan ve güvendikleri kişiler olduğu unutulmamalıdır” denildi.

Rehberde, ailelerin çocuklarıyla şiddet konusunda konuşmaları gerektiği ifade edilerek, şunlar önerildi:

 

 

- Olası şiddet durumu ile karşılaşırsa veya tanık olursa kendisiyle, okul yönetimiyle, öğretmenleriyle ve rehberlik servisiyle mutlaka paylaşması gerektiğini belirtin

- Kendini nasıl koruyabileceğini ve ne tür tepkiler gösterebileceği üzerinde durun

- Çocuğunuzun cep telefonu, iPhone, MP3, gibi maddi değeri yüksek olan eşyaları yanında bulundurmamasına izin vermeyin

- Çocuğunuzun yanında fazla para taşımasını engelleyin

- Çocuğunuza, okula yakın ve iyi arkadaşlarıyla birlikte gidip gelmesini önerin

- Çocuğunuz toplu taşıt araçlarını kullanırken herhangi bir tehlike ile karşı karşıya kalır ise bir yetişkinden yardım istemesini söyleyin.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri