AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, kentte 1952'de kurulan Türkili Konserve, yılda ürettiği 30 milyon kutu konserveyi iç piyasanın yanı sıra AB ülkeleri, ABD, Avusturya, Çin, Orta Asya ve Afrika ülkelerine ihraç ediyor.
Tuzcular köyü mevkisinde 220 dönümlük arazi üzerinde son teknolojiyi kullanarak üretime devam eden fabrikada her türlü sebze, hazır yemek, haşlama, etli yemek, marmelat, komposto, reçel ve balık konserveleri değişik ebat ve boyutlarda cam ve teneke kutulara dolum yapılarak piyasaya sürülüyor.
Serhat Çörek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurdun değişik yörelerinde üretilen sebze ve bakliyat çeşitleriyle et ve balık ürünlerini çağdaş yöntemler uygulayarak konserve haline getirdiklerini söyledi.
Yurt dışı ve yurt içi piyasaya ilave olarak askeri birlikler tarafından da tercih edilen bir marka olduklarını anlatan Çörek, şöyle konuştu:
''ABD'nin ithal gıda ürünlerinde şart koştuğu gıda ve ilaç idaresi yönetmeliklerine uygun üretim yapıyoruz. Yılda 30 milyon kutu konserveyi iç piyasanın yanı sıra ABD, Çin ve Afrika ülkelerine satıyoruz. Uzun yıllardır AB ülkeleri ile ABD'ye çeşitli konserveler ihraç ediyoruz. Bütün mamullerimizden gönderdiğimiz ABD'ye önceki yıl ilk kez 500 koli hamsi konservesi ihraç ettik. Konserveler çok beğenilmiş. Bunun üzerine ABD'deki bir firma bizimle irtibata geçti ve gönderebileceğimiz kadar hamsi konserve istedi. Tabii bizim de uzun yıllardır iç piyasada oluşan müşteri kitlemiz var. Yılbaşından sonra tarafımıza bildirecekleri talep doğrultusunda ihtiyaçlarını karşılamaya çalışacağız.''
Çörek, fabrikalarında bezelye, bamya, türlü, taze fasulye, et kavurma, salçalı tavuk, sebzeli kebap, ciğer yahni, tas kebap, rosto, barbunya pilaki, biber dolma, yaprak sarma, barbunya, kuru fasulye ve nohut haşlamanın yanı sıra palamut konservesinin de üretildiğini bildirdi.
-''ÇİFTÇİ ÜRETİM YAPMIYOR''-
Çörek, konserveye dönüştürülecek ürünlerin tazeliği ve doğallığının büyük önem taşıdığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Türkili, Bartın'daki 112 dönüm kendi arazisinde ve civar arazilerde doğal ortamda hiçbir suni gübre kullanmaksızın bazı sebze ve meyve çeşitlerini üretip, bu ürünleri işlemektedir. Domates, biber, bezelye, bamya, patlıcan, taze fasulye, biber, yaprak sarma, kuru fasulye gibi ürünleri alım garantisi vermemize rağmen yöredeki çiftçiler yeterli üretim yapmıyorlar. Üreticilere (tohumu, gübreyi biz verelim, siz üretin ve ürettiğiniz ürünü de biz alalım) diyoruz. Ama maalesef insanlar üretimden uzak. Türkiye Taşkömürü Kurumu yöredeki insanları tembelleştirmiş ve tarlalar bomboş duruyor. Köylüler bile sebze ihtiyacını pazardan karşılıyor. Biz de yıllık 200 ton bakliyat, 250 ton sebze ihtiyacımızı yurdun farklı illerinden ve kendi kurduğumuz tarım arazilerinden karşılıyoruz.''