TÜİK, Ağustos 2023 Konut Satış İstatistik Raporunu yayımladı. Gerçekleşen rakamlar, gayrimenkul sektöründeki gelişmeler ve ekonomik konjonktür dikkate alınarak incelendiğinde verilerin gayrimenkule zaman kaybetmeden yatırım yapılması gerektiği mesajını verdiğini söyleyebiliriz.
TÜİK’in açıklamış olduğu Ağustos 2023 Konut Satış İstatistik Raporunu göre Ağustos ayında Türkiye genelinde 121.091 konut satışı gerçekleşti. Bu bir önceki yılın aynı ayıyla karşılaştırıldığında %1,1’lik azalış anlamına geliyor. Ocak – Ağustos toplam değerini ise bir önceki yılla karşılaştırdığımızda %15,5’lik bir azalış olduğunu görüyoruz.
Bu azalışta ipotekli konut satışları ve yabancılara konut satışlarındaki veriler dikkat çekiyor. Ocak-Ağustos döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre %28 azalırken, aynı dönemde yabancılara satılan konut miktarında %43,6’lık bir daralma olduğunu görüyoruz. Buna karşılık aynı dönemde ilk el konut satışlarında %13,8, ikinci el konut satışlarında ise %16,2’lik bir daralma görülüyor.
Bu veri, yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele kapsamında almış oldukları kararlar neticesinde daralan krediler ve artan kredi maliyetleri nedeniyle ipotekli konut talebinin gerilediğini, yabancılar için ise Türk emlak piyasasına konut talebinin doyum noktasına yaklaştığının sinyallerini veriyor. Buna karşılık kredi kullanılmadan gerçekleşen ilk ve ikinci el konut satışlarının azalış oranının nispeten daha düşük olması yatırımcıların enflasyon karşısında gayrimenkulü hala güvenli liman olarak gördüklerinin bir göstergesi niteliğinde.
Konut satışlarındaki bu azalmaya rağmen konut satış fiyatları ise Ağustos 2022 – Ağustos 2023’ü kapsayan 1 yıllık dönemde %96’lık bir artış gösterdi. Talebin daralmasına rağmen fiyatların %100’e yakın artışındaki en önemli etkenin konut arzının talebi karşılayamamasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Peki bu veriler bize gayrimenkul piyasasının geleceği ile ilgili ne gibi ip uçları veriyor?
Öncelikle gayrimenkul sektörünün seyrini belirleyen en önemli faktörlerin arz & talep dengesi ve ekonomik konjonktür olduğunu söylemeliyiz. Ekonomik konjonktüre baktığımızda yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadeleye yakın gelecekte de kararlılıkla devam edeceğini, bu doğrultuda da faiz artışlarının süreceğini ön görebiliyoruz. Bu da krediye ulaşımı daha da zorlaştırırken kredi maliyetlerinin daha da artmasına neden olacaktır.
Böylece ipotekli konut satışlarındaki daralmanın artarak devam edeceği ön görülebilir. Kredi maliyetinin ve kur artışları neticesinde de hammadde maliyetlerinin yükselmesi konut arzının artışını engelleyen en önemli unsur olarak karşımıza çıkacaktır. Yakın gelecekte enflasyonun da yine yüksek seyredeceği düşünülürse birikimi olanların bu birikimi enflasyona karşı korumak için önceki dönemlerde olduğu gibi yine gayrimenkule yönlendireceklerini ön görmek yanlış bir tahmin olmaz.
Daralan konut arzına rağmen birikime sahip olanların konut taleplerinin canlılığını koruması yakın gelecekte de konut fiyatlarını yukarı yönde etkileyecektir. Konut fiyatlarının yükseliş trendine rağmen hem sektördeki hem de ekonomideki konjonktür, gayrimenkulde yakın gelecekte de halen yüksek primlerin olacağına yönelik güçlü sinyaller veriyor.
Bu veriler ışığında birikimi olanlara zaman kaybetmeden gayrimenkule yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum. Birikimin miktarına göre yatırım bir konuta veya arsa & araziye yapılabilir ancak unutulmamalıdır ki gayrimenkulde bugün yapılmayan yatırımlar gelecekte keşkelere dönüşebilir.
Ben Gayrimenkul Yatırım Uzmanınız Semih Sarıalioğlu. Gayrimenkuldeki 24 yıllık tecrübemle köşemde gayrimenkul ile ilgili konuklarda siz aydınlatmaya, sorularınızı cevaplamaya, gayrimenkul alanında rehberiniz olmaya çalışacağım. Gayrimenkul alanındaki tüm sorularınızı bekliyorum.