Son 6 ayın dip seviyesine kadar gerileyen altının güvenli liman olma özelliği tartışılmaya başlandı. Analistler, altın fiyatlarında düşüş trendinin derinleşerek sürmesinden endişe ediyor.
Küresel ekonomideki toparlanma sinyalleri, büyük yatırımcıların altın varlıklarını azalttıklarını gösteren raporlar ve hedge fonların altına olan ilgisinin azalmasının yanı sıra Asya piyasalarındaki tatilin fiziki altın talebini azaltması geçen hafta altın fiyatlarını aşağıya iten ana unsurlar oldu.
Altı ayın dip seviyesine gerileyen altının güvenli liman özelliği tartışılmaya başlanırken, geçen yıl Eylül ayına 1.691,78 dolardan başlayan altının ons fiyatı geçen Cuma yaşanan sert satışlarla birlikte altı ayın en düşük seviyesi 1.598,21 dolara kadar geriledi.
Kapalıçarşı’da işlem gören külçe altının gram satış fiyatı 91,60 liraya, genelde Türk yatırımcısının tercih ettiği yastık altında biriken Cumhuriyet Altını 617 liraya kadar geriledi.
Analistler, ABD ekonomisindeki toparlanma belirtileri, Asya’daki tatilin fiziki altın talebini azaltması ve Çin’den altın fiyatlarını destekleyecek bir veri açıklanmamasının, küresel ekonomiye yönelik endişelerle altında alınan uzun pozisyonların çözülmesine neden olduğunu belirtiyor.
Büyük yatırımcıların da satışa geçmesiyle sert düşen altında ilk desteğin 1.597 dolar, sonrakinin ise 1.530 dolar seviyesinde olduğunu kaydeden analistler, düşük seviyelerde merkez bankalarından gelebilecek altın talebinin fiyatları etkileyeceğine işaret ediyor.
Küresel oyuncular altın yatırımlarını azaltıyor
ABD’de ”Mali uçurum” sorunu çözüldü, borç tavanı problemi en azından ötelendi. Analistler bu durum karşısında, doların diğer para birimleri karşısında değer kaybedeceğini, altın, kıymetli metal ve petrol fiyatlarının yükselen trende girebileceğini kaydetmişti.
Ancak altın fiyatları, dev yatırımcılar George Soros ve Louis Moore Bacon’ın sahip oldukları altın stoklarının bir kısmını erittiklerini gösteren raporların da etkisiyle çatırdamaya başlarken küresel büyümenin bu yıl ivme kazanacağı spekülasyonlarının da çok büyük etkisi var.
Analistler dünya ekonomisinin yavaş da olsa finansal krizden çıkış için göz kırpmasının, küresel pazardan pay alma yarışını da ön plana çıkardığını dile getiriyor.
Yatırım fonlarının, altın ve diğer kıymetli metaller gibi kazancı öngörülemeyen araçlardan çekilerek, Japon Yen;i gibi düşüş eğilimindeki para birimlerinden borçlanma yoluyla, finansal krizden çıkma sinyali veren, yüklü kamu borcu bulunan Avrupa tahvillerine yöneldikleri gözleniyor.
Çok fazla veri fiyatlanıyor
Yaklaşık 12 yıldan beri artış trendinde olan altın fiyatlarındaki dalgalı seyir yüzünden artık altının güvenli liman olup olmadığı sorgulanıyor.
Kimi analistler geçen hafta görülen ve altın yatırımcısındaki tedirginliği ayyuka çıkaran sert düşüşü Çin Borsasının bir haftadır kapalı olmasına bağlarken, altın fiyatlarındaki en önemli sıkıntılardan biri belki de, fiyatlanacak çok fazla veri ve gelişmenin olması.
Ortadoğu bölgesindeki Suriye gerginliği, Kuzey Kore’nin nükleer füze denemelerinin meydana getirdiği huzursuzluk, kur savaşları söylentisi, ABD’de vergi artışı ve bütçe kesintileri, Avrupa’daki daralma ve buna benzer onlarca girdi fiyatlanıyor.
Yatırımcı acele karar vermemeli
2011 Yılı Eylül ayında 1.921,15 Dolar/ons tarihi zirvesini gören altın fiyatları için 2013’ün 2. yarısında bu seviyenin yakalanacağını savunan analistler de yok değil. Kimi analistler altının bu yıl 2 bin Dolar/onsu göreceğini savunurken kimileri de enflasyonist politikaların da etkisiyle altının sınırlı da olsa yükseleceğini öngörüyor.
Ancak analistler küçük yatırımcıya tavsiyelerde bulunarak, karar verme süreçlerini belirli bir zaman aralığına yaymalarını ve trendleri kaçırmamak adına sonunu görmedikleri tünele girmemelerini öneriyor.