Bakan kalkınma kurultayında

 Elazığ Kalkınma Kurultayı’na katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye olarak iddialı hedeflerinin olduğunu ve bu hedeflerle ilgili 25 kritik alanda yol haritası çıkarttıklarını, yakın bir zamanda paylaşacaklarını söyledi.Elazığ Valiliği, Belediye B

 Elazığ Kalkınma Kurultayı’na katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye olarak iddialı hedeflerinin olduğunu ve bu hedeflerle ilgili 25 kritik alanda yol haritası çıkarttıklarını, yakın bir zamanda paylaşacaklarını söyledi.
Elazığ Valiliği, Belediye Başkanlığı, Fırat Üniversitesi, Fırat Kalkınma Ajansı ile Ticaret ve Sanayi Odası tarafından organize edilen Kalkınma Kurultayı’nın 2. gününe Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti Elazığ milletvekilleri, Vali Ömer Faruk Koçak, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz ve çok sayıda davetli katıldı. Kurultayda gelinen aşama ile ilgili bilgi veren Vali Koçak, "17 ayrı masada yaklaşık 150 kişinin katılımıyla hep beraber geleceğimize birlikte karar vermeye karar verdik. Bundan sonra kurultayın 2. safhası olarak birlikte çalışıp, birlikte başaracağımız işleri tanımla bölümünü aradaki teknik çalışmalarla tamamladıktan sonra hedeflediğimiz bütün yerlere hep beraber ulaşacağımızı düşünüyorum" dedi.
Bakan Yılmaz ise, bugünkü dünyada artık her şeyin katılımcılıkla gerçekleştiğini belirterek, sözlerine "Bizim geleneğimizde, inancımızda da istişare dediğimiz mekanizmalar var. İstişare ne kadar fazla yapılırsa, kaliteli yapılırsa sonuçlar o nispette iyi oluyor, doğru oluyor. Burada da çok kaliteli bir katılımın gerçekleştiğini görüyoruz.Gerek sayı itibariyle, gerek katılımcıların profili, çeşitliliği itibariyle, gerek sürece hazırlık anlamında doğru bir gayret sarf edilmesi itibariyle, icra edilmesi itibariyle neresinden bakarsanız bakın son derece kaliteli bir toplantı olduğunu, katılımcılığın sağlandığını görüyoruz" diye konuştu.
"25 KRİTİK REFORM ALANINDA YOL HARİTASI ÇIKARIYORUZ"
Türkiye olarak iddialı hedeflerinin olduklarını vurgulayan Bakan Yılmaz, "2023 hedeflerimiz var biliyorsunuz. 2053-2071 gibi daha uzun vadeli perspektiflerimiz var. Bu çerçevede ortaya koyduğumuz politika dokümanları, yol haritaları var. Türkiye son 12 yılda büyük bir atılım gerçekleştirdi. Demokrasiden ekonomiye, sosyal politikadan hukuk alanına, demokrasi alanına birçok alana kadar önemli ilerlemeler sağladı. Tabi bunlar yetmez diyoruz. Türkiye’nin ikinci bir atılıma ihtiyacı var diyoruz. İkinci bir büyük hamleye ihtiyacı var diyoruz. 230 milyar dolardan 820 milyar dolara yükselmiş bir ekonomimiz var. Bunu 2 trilyon dolara yükselteceğiz diyoruz. İhracatımız 36 milyar dolarlardan bu yıl itibariyle inşallah 160 milyar dolara ulaşacak. Bunu 500 milyar dolara çıkaralım diyoruz. AR-GE harcamalarından turizme, ulaşımdan sağlığa birçok alanda hedeflerimiz var. Bütün bunları en son geçen yıl ortaya koyduğumuz onuncu 5 yıllık kalkınma planında da detaylı hale getirdik. Şuanda o planımızdan kaynaklanan 25 tane kritik reform alanında yol haritalarımızı çıkarıyorum. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda tartışıyoruz şuanda bu yol haritalarımızı. İnşallah yakın bir gelecekte toplumla da bunu paylaşacağız. Bin 20’ün üzerinde eylem, proje, faaliyet bu şekilde hükümet olarak sahipleneceğimiz bir yol haritası şeklinde toplumumuza sunulacak. Bu bizim 2018-2019 yılına kadar yapacaklarımızı ortaya koyacak. Türkiye olarak nereye gitmemiz gerektiğini biliyoruz. Nasıl gideceğimizi de aşağı yukarı tarif etmiş durumdayız. Bunun detaylarını şuanda şekillendiriyoruz. Peki bu yeter mi Türkiye olarak nereye gideceğimizi bilmek, makro olarak, makro çerçevede neler yapacağımızı bilmek yeter mi yetmez. Bizim bu makro hedeflerimizi ülke olarak ortaya koyduğumuz bu makro perspektifi sektörlere indirmemiz lazım. Bunu çok daha detaylı zemine oturtmamız lazım. İşte bu açıdan bugün yaptığımız çalışma bence çok önemli. Türkiye 2023’e giderken, 2053’e giderken Elazığ nereye gidecek. Bunu işte Elazığlıların oturup bu makro çerçeveyi dikkate alarak ortaya koymaları son derece önemli" şeklinde konuştu.
"BİZ MAKRO ÇERÇEVEYİ BELİRLEMELİYİZ"
Artık eskisi gibi sadece merkezden planlama gibi bir anlayış olmadığının altını çizen Bakan Yılmaz, "Merkezde elbette planlama yapıyoruz. Ama bu yetmez diyoruz. Artık her şey Ankara’da masa başında olmaz diyoruz. Her yöre kendisi akıl üretsin, bilgi üretsin, hedef üretsin, kendi sorununu kendisi tarif etsin, çareleri, çözüm yollarını kendisi arasın istiyoruz. Aslında bu zihniyetimizin yansıması olarak yeni bazı kurumlar da kurduk. İşte bir tanesi Fırat Kalkınma Ajansımız. Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli illerini kapsayan bu yörenin aklı olsun diye kurduğumuz bir ajansımız. Sadece projelere mali destek sağlasın diye kurmadık biz bu kurumları. Ondan daha önemlisi bu yörelerimizin aklı olsun, bu yörelerimiz için fikir üretsin, proje üretsin diye kurduk. Bu yörelerimize dışarıdan yatırımcıyı cezbetsin, bu yörelerimizin potansiyelini tanıtsın diye kurduk. İnşallah gelecekte bunların sonuçlarını çok daha iyi göreceğiz. Sadece Fırat Kalkınma Ajansı değil tabi ki. Kırsal kalkınma ajansımız, İş-Kur, KOSGEB, TÜBİTAK birçok kanalla bu yerel kalkınmayı, yerel aktörlerle yerel dinamikleri devreye sokarak yerel kalkınmayı sağlama hedefini gerçekçi bir zemine oturtmuş durumdayız. Böyle de inşallah devam edeceğiz. Elazığ’ın nereye gitmesine karar verirken burada en önemli aktör Elazığlıların bizzat kendileridir. Biz Anakara’da oturup belirlememeliyiz. Biz makro çerçeveyi belirlemeliyiz. Ama onun içini Elazığlılar doldurmalı. İşte bu çalışma aslında bu zihniyetin güzel bir yansıması diye düşünüyorum. Burada tabi birinci sormamız gereken soru nereye gitmek istediğimiz. Birinci husus bu bence. Bütün planlama çalışmalarının aslında ilk noktası bu olmak durumunda. Biz gerçekten ne olmak istiyoruz, nereye gitmek istiyoruz. Bu kolay bir süreç değil. Burada bazen zor tercihler yapmak gerekir. İnsan olarak nasıl belli tercihler yaparken hayatımızın belli kavşak noktalarında zorlanıyorsak, bölgeler olarak da bu doğal bir şey. Bazen zorlanacağız. Bunu mu seçsek, bu yola mı gitsek, diğer tarafa mı gitsek dediğimiz anlar olacak. Ama bu tercihleri yapmadığımız sürece de gerçek anlamda ilerlememiz mümkün değil. Dolayısıyla ilk sorumuz bu. Nereye gitmek istiyoruz? İzleyebildiğim kadarıyla bu soruya dün yaptığımız tartışmalarla büyük oranda bir cevap oluşturmuş durumdasınız. Elazığ’ın üstünlükleri nerede? Nerede cazibesi var, nerede eksileri var, bunu gayet detaylı bir şekilde tartışmışsınız. Nereye gitmek istediğimizi biraz daha hedefleri de tartışarak biraz daha netleştireceğiz. Nereye gitmek istediğimizi belirledikten sonra ikinci bir soru var. İkinci sorumuz şu; nasıl gideceğiz? Bunu nasıl yapacağız? Nasıl gideceğiz sorusuna cevap vermediğimiz sürece bunlar kağıt üzerinde kalmaya mahkum. Dolayısıyla ikincisi sorumuz bence bu. Gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşacağız? Hangi yollarla, yöntemlerle ulaşacağız? Hangi çalışmalarla, hangi projelerle, hangi yatırımlarla ulaşacağız? Kasım ayında anladığım kadarıyla bu çalışmanın ikinci bir safhası var. Orada bu nasıl sorusuna cevap bulmak durumundayız. Elazığ’ın gitmek istediği nokta bazında genel hatlarıyla da olsa bir cevap bulmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
"ELAZIĞ’DA ÖRNEK ÇALIŞMA ORTAYA KOYUP, İLLERİMİZE BUNU YAYGINLAŞTIRSAK"
Kurultayın başarılı geçtiğine değinen Bakan Yılmaz, "Keşke Elazığ’da örnek bir çalışma ortaya koysak bu sonra diğer illerimize de bunu yaygınlaştırsak. Bizim için ülkemiz için, bölgemiz yöremiz için çok anlamlı olur diye düşünüyorum. Bu çalışmaları yaparken kim sorusuna cevap verirken tabi sadece devleti düşünmemek lazım. Hani her şeyi devlet yapar mantığını bir defa bir tarafa bırakmamız lazım. Her şeyi devlet yapmaz. Devletin yapacağı işler var. Devletin destekleyeceği işler var, devletin girmemesi gereken alanlar var, bu noktayı iyi tarif etmemiz lazım. Bugünkü dünyada kalkınma dediğimiz hadise, süreç sadece devletle, sadece kamuyla yöneteceğimiz bir süreç değildir. Özel sektörü de sivil toplumu, meslek kuruluşlarını dikkate almadan bu süreci yönetemeyiz. Son 12 yılda gerçekten muazzam kamu yatırımları yapıldı. Özellikle de doğuya, güney doğuya nispeten geri kalmış yörelerimiz. Yapılması gerekiyor mu elbette gerekiyor. Yapacağız da. Orada bir problem yok. Asıl eksiklik kamu yatırımlarında değil, asıl bizim üzerimizde durmamız gereken bundan sonraki süreçte özel sektörün, sivil toplumun, yerel yönetimin yapacağı işler. Bunlar üzerinde daha fazla kafa yormamız gerekiyor. Bu noktada Elazığ olarak özel sektörü nasıl harekete geçiririz, su ürünleri, turizm madencilik ve onun katma değere dönüşmesinde ne yapabiliriz bu sorulara cevap aramamız lazım. Elazığ’ın geleceği çok parlak olacak inşallah. Elazığ bu bölgemizde, ülkemizde yükselen yıldız şehirlerimizden biri olacak. Bunda benim bir şüphem yok. Bundan 10 yıl önce Elazığ nasıldı şimdi nereye geldi. Bunu hepimiz biliyoruz. Hava alanıyla, yollarıyla, sağlık altyapılarıyla, eğitim altyapılarıyla üniversitesi ile kırsal alanı ile nereden nereye geldiğini hepimiz biliyoruz. Şimdi Tıpkı Türkiye gibi Elazığ da ikinci bir atılım yapması lazım. Kabuğunu kırması lazım. Geleneksel bir takım alışkanlıkların dışına çıkarak yeni bir hamle yapması lazım. Ve bu hamleyi yapabilecek durumda gerçekten. Bunu yaptığı zaman sadece Elazığ’a değil, bütün yöremize de fayda üretecek inşallah. Bu açıdan bu çalışmanın belki belli periyotlarla da yenilenmesi lazım" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri