Çin'in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan corona virüsü, Türkiye dahil 118 ülkeye yayılım göstererek pandemik bir salgın haline dönüştü.
110
Çin'in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan corona virüsü, Türkiye dahil 118 ülkeye yayılım göstererek pandemik bir salgın haline dönüştü. Son verilere göre Dünya'da yeni tip corona virüsü bulaşan sayısı 145 bini aşmışken, salgından ölenlerin sayısı ise 5 bin 436'ya ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz günlerde koronavirüsü pandemi yani küresel salgın ilan edince konu farklı bir boyuta taşındı.rnrnİlk etapta tüketiciler, önceden satın aldıkları turlarını iptal edebilmek için tur operatörlerinin kapısını çaldı. Turlarının iptalini talep edip, ödedikleri paraları da geri istediler.
210
Tüketici tarafından bakınca küresel salgından korunmak için seyahatlerini iptal etmek en mantıklı adımlar arasında görülüyor. Ancak şirket tarafından bakıldığında ise ticaretini devam ettirebilmesi ya da virüs öncesinde çektikleri banka kredilerini ödeyebilmesi için işine devam edebilmesi gerekiyor. Burada şirket sahiplerinden, ticari faaliyet yürütenlerden gelen soruların başında ise şu yer alıyor:
310
Hürriyet'ten Burak Coşan'ın haberine göre; Eğer pandemi ilanı tüketici için mücbir sebep ise ticari faaliyet yapanlar için de mücbir sebep olmaz mı? Yani u2018ben bir tur satıyorsam ya da virüs sebebiyle hammaddeye ulaşıp üretim yapamıyorsam, ticari faaliyetleri mi devam ettiremiyorsam bankaya borcumu nasıl ödeyeceğim? Bu kritik soruları işin uzmanı avukatlara sorduk.
410
Ortak nokta tüketici için mücbir sebep olan bir gerekçenin, şirketler için de aynı olacağı ancak bankalarla ilişkilerinin farklı ilerleyebileceğini ifade ettiler. Bankalara olan kredi borcunun ödenmemesi gibi bir durumun uzun yıllar sürecek mahkeme süreçlerini ortaya çıkaracağını belirten uzmanlar, “Devlet ya da Bankalar Birliği bu noktada devreye girerek virüsten etkilenen şirketlere 6 ay ya da 1 yıl ödeme ertelemesi kararı alabilir. Bu da şirketleri rahatlatacaktır. Eğer iş dava sürecine gider ve şirketler bankalara dava açarsa iş sonuçlanıncaya kadar çok vahim durumlar ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı. İşte avukatların görüşleri...
510
Avukat Melek Elden Aydın: Türk Borçlar Kanunu'nda bir tanımı olmayan mücbir sebep, Yargıtay içtihatlarına göre : Borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlâline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır. Bu anlamda deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetler mücbir sebep sayılır. Yargıtay içtihatlarına göre sadece doğal olaylar değil, sosyal, hukuki veya insana bağlı beşeri bir olay da mücbir sebep olabilir.
610
Yargıtay içtihatlarına göre sadece doğal olaylar değil, sosyal, hukuki veya insana bağlı beşeri bir olay da mücbir sebep olabilir. Mesela Yargıtay ihraç-ithal yasaklamalarını mücbir sebep saymıştır. Mücbir sebebin varlığını ve borcu ifa etmenin imkansızlığının bu sebepten ileri geldiğini ispat eden borçlunun borcu sona erer. Başka bir anlatımla, önce bir mücbir sebep olmalı ve mücbir sebep sayılan bu olay ile borcun yerine getirilememesi arasında bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmalıdır. Mücbir sebep, kusurdan uzak, sezilemeyen, karşı konulamayan gerçek bir olay olmalıdır. Buna göre, gerçekleşmiş bir deprem bir mücbir sebep iken, deprem olabilir beklentisi bir mücbir sebep değildir.
710
Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüs pandemik olarak tanımlaması tehdidin küreselleştiğini vurgulamak için yapılmış olup gerçekleştiğini göstermez. Salt tehdidin boyutuna ilişkin yapılan bu açıklamanın hukuki olarak bir mücbir sebep sayılamayacağı görüşündeyim. Zaten, borçlu mal varlığından veya başkalarından kredi (borç) almak suretiyle para borcunu ödeme olanağına her zaman sahip olduğundan, para borçlarında ifa imkansızlığı da söz konusu olamaz.
810
Avukat Uğur Poyraz: Çok alışık olunmayan bir durumla karşı karşıyayız. Mücbir sebep telafisi olmayan bir durum için kullanılır. Tüketiciler, pandemi durumunu haklı olarak mücbir sebep olarak kullanıyor. Ancak şirketler tüketicilere ödeme yaparken kendileri zor durumda kalıyor. Bu durum yukarıdan aşağıya tüm ödemeleri ve sistemleri etkiliyor.
910
Hükümettin devreye girerek bu durumdaki işyerni koruma altına alması gerekiyor. Yani kredilerin ertelenmesi ya da makul şekilde yeniden vadelendirilmesi için bir karar alınabilir. 6 ay ya da 1 yıl ödeme ertlemeleri düşünülebilir. İşyeri sahibi virüsten etkilense dahi bunu mücbir sebep göstererek kredinin iptalini isteyemez. İstese de banka bunu kabul etmez. Süreç mahkemeye taşınır. Bu da çok uzun yıllar sürer. Karar çıkana kadar şirket iflas eder alınacak olumlu bir sonucun da pek bir anlamı olmaz. Şirketin iflası beraberinde çok daha fazla kişiyi etkilemiş olur.
1010
İŞTEN ÇIKARILAN İÇİN DE YAPILANDIRMA PLANLANMALIrnrnAvukat Şevket Çelik: Teknik olarak bakıldığında mücbir sebep olması için Cumhurbaşkanlığı'nın bir kararnamesi olması gerekiyor. Mücbir sebep, salgın, grev, iç savaş ve olağanüstü hal gibi durumları içerir. Bu son yaşanan durumda da bana göre virüsten etkilenen şirketlere bankaların kredileri yeniden yapılandırma ya da öteleme şansı vermesi gerekiyor. Eğer bir çalışan virüsten etkilenen bir işyerinden haklarını almadan kovulduysa ve bir bankaya kredi borcu bulunuyorsa yaşadığı durumu bankaya bildirmeli. Banka da aynı şirketlere yaptığı gibi bireysel tüketiciye de yapılandırma veya öteleme uygulamalı.