Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, bugün için Merkez Bankası’nın ihracatçının tüm serzenişlerine kulak tıkayarak, döviz kurlarının ihracatı köstekler, ithalatı destekler durumuna seyirci kalmasına bir anlam veremediklerini belirtti.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Gürdoğan, Ağustos ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat artışı yaşandığını ancak yaşanan bu artışa rağmen genel ihracatta önceki aylarda ihracatta görülen çift haneli artışın Ağustos ayında tek haneye düştüğüne dikkat çekti. Buna karşılık ithalatta hızlı bir artış trendi başladığını kaydeden Gürdoğan “Şu anda ihracatçılarımızın en büyük endişesi döviz kurlarının ihracatı destekleyici noktadan uzaklaşmasına bağlı olarak hızla rekabet imkanını kaybetmeye başlamaları, buna mukabil rakip ülkelerin ihracatı destekleyici mekanizmaları artırmalarına bağlı olarak ihracatçılarımızın bu rakip ülke firmaları ile rekabet imkanlarını kaybederek yaşayacakları pazar kayıplarıdır. Bugüne kadar, kardan fedakarlık yaparak ve krizin yıkıcı etkileri ile kıyasıya mücadele ederek elimizde tutmaya çalıştığımız ihraç pazarlarımız, yoğun küresel rekabet karşısında yeterli destekleyici mekanizmaların olmaması ve özellikle döviz kurlarının ihracatı köstekleyici durumunun halen düzeltilmemiş olmasından dolayı elimizden çıkmaya başlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Açıklamasında “Bugün için Merkez Bankası’nın bunca serzenişlerimize kulaklarını tıkayarak, döviz kurlarının ihracatı köstekler, ithalatı destekler durumuna seyirci kalmasına bir anlam verememekteyiz” ifadelerini kullanan Gürdoğan “Bu döviz kuru sisteminin yol açtığı ithalat artışı ve yüksek oranlı cari açık son açıklanan Ağustos ayı verilerinde açıkça görülmektedir. Artık imalat sanayicimiz bu sistem içinde yerli malı kullanamaz duruma gelmiş ve hammadde ve ara mallarının neredeyse tamamı yurt dışı piyasalardan ithalat yoluyla temin edilmeye başlanmıştır. Yani merkez bankamız kendi sanayicisini desteklemek yerine yabancı Ülke sanayicisini destekleyen politikalar üretir duruma gelmiştir” görüşünü savundu.
İhracatçılar olarak hiçbir zaman rant haline gelecek spekülatif kaynaklı döviz artışları beklemediklerini, ulusal paramızın itibar kaybetmesini talep etmediklerini kaydeden Gürdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ancak, spekülatif amaçlı ülkeye giren sıcak paranın kontrol altına alınmasını, bununla birlikte ihracatçıya rekabet imkanı kazandıracak, sanayi üretimini destekleyecek ve cari açık problemini ortadan kaldıracak bir döviz kuru sisteminin tesis edilmesini talep etmekteyiz. Ülkemizle benzer ekonomik performans gösteren ülke örnekleri ve özellikle ülkemiz gibi dalgalı kur sistemini uygulayan Brezilya, Güney Kore ve Asya ülkelerinin döviz kuru sistemleri incelendiğinde bu durum açıkça görülmektedir. Bu ülkelerin Merkez Bankaları da fiyat istikrarını sağlamakta, enflasyon hedeflemesini yürütmekte ancak sanayi üretimi ve ihracatı desteklemek açısından da sık sık döviz kurlarına müdahale ederek, piyasalarda dolaşan spekülatif amaçlı dövizi emmekte, döviz kurlarını rekabetçi düzeylerde tutmaktadırlar. Yani bu ülke merkez bankaları ülkemiz gibi dalgalı döviz kuru sistemi uygulamasına rağmen, döviz kurlarına ülke lehine müdahale edebilmektedir. Bunun yanında yine dünya geneli cari açıkla karşılaşan ülkeleri incelediğimizde bu ülke merkez bankalarının cari açığı etkileyen gelişmeler üzerine yoğunlaşarak döviz kurlarına müdahale ettiklerini görmekteyiz. Bu sayede bu ülkelerde, cari açık probleminin azaldığı, ihracatta sürdürülebilir ve yüksek oranlı artışların yaşandığı ve hepsinden önemlisi de sanayi üretiminin artışıyla işsizliğin hızla düştüğü görülmektedir. Ancak ülkemizde hükümetimizin ihracatı destekleyici mekanizmaları uygulamasına rağmen sanayi üretimini artırmak ve istihdam sorununu çözmeye yönelik politikaların Merkez Bankası’nca yeterli düzeyde desteklenmemesi ve dolayısıyla bu politikalarla bütünleşen döviz kuru sisteminin Merkez Bankasınca uygulanmaması sonucu ihracatımızda istenilen başarıyı yakalayamamaktayız.”
Gürdoğan, bunun için ülkemizde de, Merkez Bankası’nın artık son nefesine dayanan ihracatçının serzenişine kulak vermesini isteyerek “Döviz kurlarını ihracatçı ve Ülke sanayicisi lehine bir dengede tutmak zorundadır. Aksi takdirde bu döviz kuru sistemi hızla ithalat artışına yol açarak cari açığı tetiklemeye devam edecek ve ihracatı köstekleyecektir. Artık bütün dünya tarafından bilinmektedir ki, ihracata dayalı üretim modelini uygulamayan, para politikalarını bu eksende belirlemeyen Ülkeler başarılı olamamakta, ekonomide sınıf atlayamamakta ve refah düzeyini yükselterek işsizlik sorununu çözememektedir. Bundan dolayı ihracatçılar olarak bu taleplerimizin yerine getirilmesini, ihracatçıya kur garantisi sağlayacak sistemin veya ihracatçıya yönelik özel bir kur sisteminin tesis edilmesini talep etmekteyiz” ifadelerini kullandı.