Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, illerin dış ticaret potansiyelini belirlerken, her ilde 500 sektörü ve bu sektörlerin 100 ülkeyle tamamlayıcılığını incelediklerini bildirdi.
Olası kriz dönemlerinde ilerinin görülmesi için proaktif çalışmaların oldukça önemli olduğunu ifade eden Çağlayan, şunları söyledi:
''İhracat ve ürün desenimizi, hangi ülkelerde ne satabileceğimizi çalışma altına aldık. Araştırma Planlama Koordinasyona önceden kızağa çekilenler gelirdi. Ama artık bu kuruluş artık bakanlığımızın beyni olacak. Sektörlerin hangileri cari açığa daha çok neden oluyor, ithalata hangi konularda ne kadar gerek duyuyor. Temel amacımız oydu. Sonra bunları hangi ülkelerden daha ucuza sağlayabiliriz. Alternatif pazarlar bulmayı hedefledik, başka bir deyişle. Hangi mekanizmaları devreye sokabiliriz? Yurt içinde üretim potansiyelimiz nedir? Hangi mekanizmaları devreye sokarsak daha fazla yarar sağlarız, bunu öğrenmek istedik. O yüzden bu çalışmayı çok önemsiyoruz. Bu çerçevede en fazla açık verdiğimiz 6 sektörü belirledik. Otomotiv, demir çelik ve makina sektöründeki çalışmayı tamamladık. İthalatçı ve ihracatçı firmalarla bu değerlendirmeler yapıldı. Tekstil, tarım ve kimya sektöründeki çalışmalarını sürdürüyoruz. Yıl sonuna kadar bunu da bitireceğiz. 2012 yılı itibariyle üretim ve istihdam konusunda hangi destekleri hangi ölçüde verelim ki, potansiyelimizi kullanalım.''
Üç entegre tesis dışındaki firmaların demir çelik üretiminin tamamını hurda demir çelikten yapabildiğine işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:
''Ama biz Türkiye olarak dünyanın en büyük ithalatçıyız. Hurda demir çelik alan fazla ülkeyiz ve en pahalıya alan ülkeyiz. Bunda sektördeki rekabet ve aradaki aracılar neden oluyor. Aslında en fazla malı alan fiyatı belirler. Sektörde 9 milyar dolar ithalat yapıyor Türkiye. 20-25 milyon ton ithalat yapıyoruz. Hemen İçişleri Bakanlığı aracılığıyla valiliklere mektup yazdık ve valilikler aracılığıyla hurda demir olup olmadığını araştırdık. 5 milyon ton demir çelik hurdasını ülkeden sağlarken, bir o kadar da değerlendirilebilir olanı gördük. Bunun fiyatı da 2,5 milyar dolar. Diğer taraftan sektör bunun için bize teşekkür ediyor. Artık ortak temin etme, ortak satın alma yoluna gidecekler. En fazla ithalatı yapan ülkeyiz fiyatı da bizim belirlememiz lazım.''
-İLLERİN PROFİLİ-
Çalışma sayesinde yıllara göre ülke genelinde yaşanan değişimlerin de kayıt altına alındığını bildiren Çağlayan, ''1980'lerde sebze meyve, konfeksiyon ve orman ürünleri varken, 2010'dan sonra ise makina otomotiv ve kimya-elektronik ağırlık kazanıyor. İhracatımızın yüzde 80'ini Avrupa'ya yapıyor olmamız ve bunun da yüzde 95'nin sanayi ürünü olması, gelişmemizin göstergesi'' dedi.
Türkiye ihracatının teknolojik dağılımının 2000 yılından günümüze nasıl değiştiğini de incelediklerini ifade eden Çağlayan, şunları söyledi:
''Sonuç olarak gördük ki, 52 ilimizde hem yüksek teknoloji ürünlerin ihracatının payı hem de orta teknolojili ürünlerin ihracatının payı 2000 yılından 2010 yılına artış göstermiştir. Bu, illerimizin ihracatında son 10 yılda önemli bir dönüşümün olduğunu açıkça göstermiştir. Diğer taraftan 43 ilimizin doğal kaynağa dayalı ihracatının payının ve 31 ilimizin düşük teknolojili ürün ihracatının payının son 10 yılda artış göstermesi, özellikle bu illerimize yönelik ihracat politikalarımızın teknoloji seviyesi yüksek ürünleri hedeflememiz gerektiğini bize söylemekte. Bu çalışma ile illerimizin sıçrama yapabilecekleri sektörlerin belirlenmesi, bu noktada bize önemli bir yol haritası olacaktır.''
-''REKABET GÜCÜ ARTAN İLK 5 İL İSTANBUL, BURSA, SAKARYA, KOCAELİ, GAZİANTEP''-
Bakan Çağlayan, illerin ihracatının rekabet gücü değişimlerinin de analiz edildiği çalışmayla ilgili şu bilgileri verdi:
''2000-2009 yılında yılları arasında illerimizin 64 tanesinin rekabet gücünde artış yaşanırken, yalnızca 17 ilimizin rekabetçi gücünde gerileme yaşanıyor. Bu yıllar arasında rekabet gücü en fazla artış gösteren ilk 5 sırayı, İstanbul, Bursa, Sakarya, Kocaeli ve Gaziantep'tir.
İşte bundan dolayıdır ki, sanayi stratejisi ve ihracat stratejisi ile ortaya koyduğumuz 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat ve dünyada ilk 10 ekonomi arasına girme hedeflerini iller bazında nasıl gerçekleştirebileceğimizin yol haritasını çıkardık. Türkiye, Avrasya'nın mal ve hizmet üretim üssü haline gelmek ve ihracatta yüksek teknolojili ve katma değerli ürünlerin ihracatına geçmek istiyorsa, bunu iller bazında nasıl gerçekleştirebileceğimizin net bir şekilde ortaya konulması şarttır.
Sanayi stratejisi, ihracat stratejisi ve bölgesel kalkınma olguları, aynı resmin olmazsa olmaz 3 parçasıdır. Her bir ilimizin üretimini doğru pazarlara yönlendirebilirsek, illerimizin üretim imkanlarına ve yeteneklerine uygun potansiyel üretim alanlarını doğru şekilde tespit edebilirsek ve her bir ildeki işadamlarımızın iştahlarını yatırım, ihracat ve diğer alanlardaki kamusal destek ve teşvik mekanizmaları ile bu belirlediğimiz alanlara yönlendirebilirsek, işte o zaman Türkiye'nin gerçek gücünü ortaya çıkarma imkanına sahip olacağız.
Yaptığımız çalışmada gördük ki, özellikle sınır illerimizde önemli bölgesel güç merkezlerimiz var. Bu illerimize dış ticaret canlılık veriyor, hareket kazandırıyor. işte bu noktadan hareketle söz konusu bölgesel güç merkezlerinin ihracat kanalıyla harekete geçirerek bölgesel kalkınma adına adımlarımız olduğunu anlıyoruz.''
-İLLERİN ''MÜŞTERİLERİ''-
Çalışma kapsamında birbirine komşu illerin ihracata konu ürünlerinin üretiminde benzer türden ürün desenlerine sahip olduğunun belirlendiğine işaret eden Çağlayan, bu kapsamda oluşturulan 14 bölgesel güç merkezini şöyle sıraladı:
''Edirne ve Kırklareli'nin giyim eşyası, hububat ve sebze meyve sektörlerinde benzer türden ürünleri ürettiklerini ve İngiltere'nin bu illerin doğal tamamlayıcı ülke olduğunu gördük.
- Kilis ve Osmaniye, tekstil elyafı sektöründe ortak üretim desenine sahip ve bu illerin tamamlayıcısı olanı Romanya'dır.
- Isparta ve Afyon ihracatta metal dışı mineraller ve yağlı tohumların üretiminde benzerlik göstermekte ve İsrail ile Brezilya'nın ithalatı ile örtüşmekte.
- Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş, giyim eşyası, tekstil elyafı ve makine-cihaz üretiminde birbirine yakın ve İngiltere ile Danimarka bu illerimizin ihracatında tamamlayıcı ülke konumunda.
- Diyarbakır ve Şanlıurfa bölgesel güç merkezi konusunda hububat, elektrikli makine ve metal dışı minerallerin üretiminde benzerlik gösteriyor, bu da İsrail ile doğal partner olabileceğini gösteriyor.
- Bölgesel birlikteliklerin Niğde ve Aksaray'dan oluşturduğu grup, kara ulaşım araçları, mineral maddeler ve gübre ham maddelerinde, Rusya ve Nijerya ülkelerinin doğal tamamlayıcı.
- İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Yalova, giyim eşyası elektrikli makine, kara ulaşım araçları ve tekstil ürünlerinde benzerlik gösterirken, Rusya, Kanada, Nijerya ve Suudi Arabistan ile tamamlayıcı.
- Zonguldak, Karabük, demir çelik metal nihai ürünlerinin üretiminde Cezayir ile, Hakkari, Şırnak ve Mardin, demir çelik, tekstil elyafı, giyim eşyası ve hububat üretiminde Ortadoğu ile uyumlu.
- Balıkesir, Manisa ve Aydın mineral madde, sebze meyve üretimi ürünlerinde Malezya ve Romanya ile örtüşmekte.
- Bilecik, Kütahya ve Uşak, mineral madde, gübre hammaddeleri, metal dışı mineral mamuller üretiminde, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri (BEA) ve Romanya ile birbirine yakın.
- Antalya, Mersin, Hatay ve Adana, sebze-meyve, tekstil elyafı ve demir çelik üretiminde ortak ve Rusya, BEA, İngiltere ve Cezayir ile yakınlık söz konusu.
- Gümüşhane, Erzincan, Elazığ ve Bingöl, mobilya, sebze ve meyve, hububat, mineral madde ve gübre ile et mamullerinde ortak. Cezayir ve Danimarka ise müşterisi.
- Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon, kara ulaşım araçları, makine ve cihazları, sebze meyve üretiminde Danimarka, Rusya Hollanda ile tamamlayıcı olduğu anlaşılmıştır.''
Bakan Çağlayan, çalışma sırasında her ilden 500 sektörün incelendiğini vurguladı.
-BUNDAN SONRA YAPILMASI GEREKENLER-
''Bundan sonra yapmamız gereken bu bölgelerin her birini sanki bir ilmiş gibi kabul ederek, birlikte hareket etmelerini sağlayacak ortak politikalar geliştirmektir'' diyen Çağlayan, şöyle devam etti:
''Amacımız bu illerin ihracatta birlikte hareket etmelerini ve bu şekilde birlikte kalkınmalarını temin etmektir. İhracat desteklerimizi ve politikalarımızı da buna göre yönlendirmemiz şarttır. Evet Türkiye'nin üzerinde tek bir ceket var. Ancak illerimizin her biri bu ceketin farklı parçaları. Kimisi ceketin kolu, kimi cepleri, kimi de yakası. Nasıl ki, ceketin her bir parçasının dikimi farklı ise illerimizin de farklı türden yapıları ve özellikleri var. Bu özellikleri göz önünde bulundurmak suretiyle il bazında farklı yol haritası olması lazım.
Örneğin Mersin'in mevcut imkanları ve potansiyeli göz önünde bulundurulacağında hangi sektörler geleceğe yönelik büyüme ve sıçrama eğilimine sahipse bu sektörleri kolundan çekip öne çıkarılması gerekiyordu. İşte bu çalışma ile biz bunun projeksiyonunu yaptık.''
Her bir ilin ihracatta daha nitelikli ürünler üretmesi ve ihraç etmesi için hangi sektörlere ağırlık verilmesi gerektiğini tek tek her bir il için belirlendiğini söyleyen Çağlayan, şunları kaydetti:
''Buradaki amacımız ölüyü diriltmek değil. Önemli olan o ildeki bütün paydaşların mutabakatıyla ilimizin üretimini ve ihracatını canlandırmak. Bunun için kalkınma ajansları ile sanayi ve ticaret odaları, ihracatçı birlikleriyle irtibat halindeyiz. Bundan sonra atacağımız ilk adım, bu çalışma ile belirlediğimiz ihracatta her bir ilde potansiyel arz eden sektörleri ve o ile ilişkin diğer tespitlerimizi yereldeki tüm birimler ile paylaşmak. Onlar ile mutabakat halinde tüm illerimizde ihracatta hedeflediğimiz sıçramaya yönelik farkındalık yaratmak.
Yeni dönemde ekonomi genelinde kurulması düşünülen üçlü yönetim anlayışına uygun olarak, her bir il potansiyel üretim alanlarına işaret etmek suretiyle üretim deseninin ihracatımızı destekleyecek şekilde dizayn edilmesine imkan sağlamak, özellikle az gelişmiş yörelerimizdeki bölgesel güç merkezlerini harekete geçirmek suretiyle bölgesel kalkınmayı desteklemek, bu amaçlara uygun teşvik ve destek mekanizmalarının geliştirilmesini sağlamak.
İlleri yönlendireceğiz. Bir nevi çöpçatanlık yapacağız. İlleri birbiriyle örtüşen ülkelerle evlendireceğiz.''