Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Karadeniz Bölge Yürütme Kurulu Başkanı Suat Gürkök, Sümela Manastırı’nın inanç turizmi kapsamına alınmış olmasının turizm açısından olumlu bir karar olduğunu söyledi.
Gürkök, turizmin Türkiye’nin yaşam biçimini değiştirecek, dünya ile entegre olmasını sağlayan, Avrupa Birliği’ne girişi destekleyecek en önemli sektörlerden birisi olduğunu kaydetti.
DÜNYA TURİZMİ KÜÇÜLÜRKEN, TÜRKİYE’DE İSE BÜYÜDÜ
Turizmin, bütçe açığını kapatan, istihdam yaratan, 40’a yakın yan sektöre iş veren, katma değer yaratan bir sektör olduğunu belirten Gürkök, “ Bu sektörde direkt olarak 1 milyon dolaylı yoldan 4 milyon kişiyi istihdam ediyor.50 Milyar Dolar yatırım yapılmış ama, her yıl 22 milyar döviz bırakan bir sektör. 2009 turizm yılına bakıldığında Dünya turizmi 8.4 oranında küçüldü, Ortadoğu %12, Pasifik %6 , Yunanistan ise %5 küçülürken biz %2.8 büyüdük. Dünya sıralamasında 8., Avrupa’ da ise 5. sıradayız,Geçen yıl Türkiye’ye 27 milyon turist geldi, turizm geliri ise 21 milyar Dolar idi. 2010 ‘ da Türkiye’ye 30 Milyon turist ve 25 milyar Dolar döviz bekliyoruz” dedi.
BİREYSEL SEYAHATIN RİSKİ BÜYÜKTÜR
Tatil için erken rezervasyon yapmak tüketici için iki önemli avantajı da beraberinde getirdiğini ifade eden Gürkök, “Birincisi, istediği tatil dönemini kendisi belirler. İkincisi ise, daha uygun fiyatla tatil paketini belirler. Bir de mümkün olduğu kadar sezon dışında seyahat edin. Bu anlamda seyahat acentalarımız çok ekonomik ve cazip seyahat paketlerini tüketicinin hizmetine sunmaktadır.Seyahat, uzmanına yani seyahat acentasına mutlaka danışılması gereken bir iştir. Seyahat acentaları konaklama, ulaştırma ve eğlence gibi farklı alanlarda hizmet ve ürün sunan işletmelerden toptan alım yaptığı için, paket seyahat ürünleri bireysel organizasyonlara göre daha uygun fiyatlarla tüketiciye sunulabiliyor. Ayrıca bireysel seyahatlerin riski de büyüktür. Çünkü, seyahat edecek tüketici bilmediği tanımadığı bir ortama gitmektedir” diye konuştu.
KARADENİZ TÜRKİYE TURİZMİ PASTASINDAN ALDIĞI PAY ÇOK AZ
Türkiye’ye vize uygulamasını kaldıran ülke sayısının 58 olduğunu kaydeden Gürkök, şöyle devam etti:
“İnsanlar artık sahil turizmine doymuş, kendilerine yeni tatil ve gezi arayışları içindeler. Bu anlamda Karadeniz Bölgesi, kültür turları, doğa-yayla turizmi, doğa sporları, termal-sağlık, kongre turizmi, kurvaziyer turizm, folkloru, mutfağı ve sahip olduğu birçok turizm çeşitliliği, zenginliğiyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin tercih ettiği bir destinasyon durumuna gelmiştir.Tüm bu avantajlarımıza rağmen, baktığımızda Karadeniz Bölgesi’nin, Türkiye’nin turizm pastasından aldığı pay diğer bölgelere nazaran çok azdır.… Ve bu bölge bunu hak etmiyor”
BİR ÇOK İL TURİZMDE ATILIM YAPIYOR
Bir çok ilin bilhassa Valilikler, Belediyeler ve Ticaret Odaları kanalı ile Turizmde atılım yapma isteğine şahit olduklarını da vurgulayan Gürkök, “. Eskişehir, Kayseri başarılı kent yönetimlerinin Turizm’de nasıl güzel sonuçlara yol açacağının en güzel örneklerini teşkil ediyor.Bölgemizde turizm mevsiminin kısa olması yatırımcıyı tedirgin ediyor. Turizmi 4 Mevsim 12 Ay, en azından 6 aya çıkarmak için sadece bizim çalışmalarımız yeterli değil. Kamu, özel sektör, sivil toplum örgütleri, bu üç saçayağı uyum içinde üzerlerine düşen görevi yaparsa, tanıtıma daha çok pay ayrılırsa birçok şeyi halletmiş olacağız. Halkın turizme sahip çıkması, turizm bilincinin gelişmesi diğer önemli bir unsurdur” diye konuştu.
SÜMELA’NIN İNANÇ TURİZMİNE ALINMIŞ OLMASI OLUMLU BİR KARAR
Sümela’nın inanç turizmi kapsamına alınmış olması turizm açısından olumlu bir karar olduğunun altını çizen Gürkök, şunları kaydetti:
“Ulaşım olarak deniz ulaşımı hariç, hava ve karayolu ulaşımı açısından bir sıkıntımız yok. 2011 Olimpiyatları yaklaşırken deniz ulaşım sorununun mutlaka giderilmesi gerekmektedir.Yatak kapasitemiz ihtiyacını karşılayacak düzeydedir ancak, yüksek sezonda yayla tesislerimizde sıkıntı yaşanmaktadır.Eğer Turizm mevsimini en az 6 aya çıkarabilirsek yayla tesislerimizin yatak kapasitelerinin artacağını düşünüyoruz.Kentsel dönüşüm projesi ve trafikte yapılan uygulamaların sektörümüze katkıları düşünülürse, bu çerçevede Turizm Danışma Bürosunun da uygun bir yere taşınmasının son derece faydalı olacağına inanıyoruz. Rehber, nitelikli turizm elemanı eğitmek açısından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce turizm okulları ile eğitim ve seminerlerimiz devam etmektedir”
BÖLGEMİZİN GELECEĞİ TURİZMDEN GEÇER
Bölgenin geleceğinin ve en önemli sektörünün turizm olduğuna inandıklarını ve bu inanç doğrultusunda şartlar ne olursa olsun çalışmalarını sürdüreceklerin söyleyen Gürkök, sözlerini şöyle tamamladı.
“Ancak, bizim dışımızda kalan her kesimin de turizm sektörüne değer vermesi, sahip çıkması ve üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Ancak o zaman Bölgenin ülke turizmi pastasından hak ettiği payı rahatlıkla almış olacağına inanıyoruz. Bu görevin en önemli bölümünün de tanıtım olduğunu düşünüyoruz. 2010-2011-2012 yaz periyotlarına rastlayan Ramazan aylarının iç turizmde bir artışa sebep olmayacağına, buna karşın dış turizmde sayısal artış sağlanmasına yönelik tanıtımın yapılması gerektiğine, 2011 yılında ilimiz Trabzon’da yapılacak Yaz Gençlik Olimpiyatlarının tanıtım eksikliğinin giderilmesi kapsamında kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak gördüğümüze inanıyoruz"