Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ekim ayında, üretici fiyatları ile tüketicinin ödediği fiyatlar arasındaki farkın, marketlerde, sebze meyvede yüzde 464,7'ye, kurutulmuş ürünlerde yüzde 332,4'e, baklagillerde yüzde 314,8'e, pirinçte yüzde 268,4'e, hayvansal ürünlerde yüzde 212'lere kadar çıktığını belirtti.
Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, mevcut sistemde tüketicinin ödediği fiyatın, üreticiye yansımadığı gibi bu durumdan ne üretici ne de tüketicinin karlı çıktığına dikkat çekti.
Tüketicinin ödediği fiyatlardan üreticilerin yeterince yararlanamadığını ortaya koymak, fiyat artışlarının üreticiden mi yoksa aracı veya perakendecilerden mi kaynaklandığını ortaya koymak amacıyla, bazı gıdalardaki aylık fiyat gelişmelerini açıkladıklarını hatırlatan Şemsi Bayraktar, üretici ile tüketici fiyatları arasındaki farkın üreticiden kaynaklanmadığını belirtirken, şöyle devam etti:
''Tüketicilerimizin gıda ürünlerini pahalıya tüketmesinin sorumlusu, üretici değildir. Ürünün tüketiciye ulaşıncaya kadar geçtiği hal, pazar ve market zinciri halkalarının fiyat artışlarında önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.''
Açıklamadaki verilere göre, üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki en yüksek farkın, marketlerde olduğu belirlendi. Üreticide kilogram fiyatı 0,50 YTL olan domates, halde 0,90 YTL, pazarda 1,47 YTL, markette 2,36 YTL'ye satılıyor. Üretici fiyatı ile hal fiyatı arasında yüzde 80, pazar fiyatı arasında yüzde 194, market fiyatı arasında yüzde 372 fark bulunuyor.
SALATALIKTA FARK YÜZDE 86
Salatalıkta ise üretici fiyatı ile hal fiyatı arasındaki fark yüzde 86'ya, pazar fiyatındaki fark yüzde 273,1'e, market fiyatındaki fark yüzde 464,7'ye çıkıyor.
Bayraktar, üretici fiyatı ile tüketici fiyatı en fazla olan 5 ürünün, yüzde 464,7 ile salatalık, yüzde 372 ile domates, yüzde 348 ile mandalina, yüzde 346,9 ile elma, yüzde 341,6 ile patlıcan olduğuna işaret ederken, bu fiyat farklarının tümünün marketlerde tespit edilmesi dikkat çekti.
Sistem böyle devam ettiği sürece, enflasyon artışının körüklendiğini, dar gelirli insanların bu ürünlere ulaşmasının giderek zorlaştığını belirten Bayraktar, ''Halkımızın alım gücü dikkate alınarak sağduyulu davranılmalıdır. Aksi takdirde tüketicilerimiz daha da zorlanacaktır. Ayrıca gıda üretim ve tüketim yerleri denetlenerek, denetim boşluğu ortadan kaldırılmalı, gıda denetimi sahipsiz bırakılmamalıdır'' görüşlerine yer verdi.
Ekim ayında gıdalardaki fiyat değişimlerini de açıklayan Bayraktar, market raflarında, domateste yüzde 65,7, patlıcanda yüzde 48,7, salatalıkta yüzde 37,4, sivri biberde yüzde 32,7, elmada yüzde 28,2, armutta yüzde 9,7, fındıkta yüzde 8,6 yumurtada yüzde 8,3, kuru kayısıda yüzde 3,4, ette yüzde 2,8, havuçta yüzde 2,7 kuru fasulyede yüzde 2,6 artış olduğunu, kırmızı mercimek, yeşil fasulye, limon ve pirinç fiyatlarında ise düşüş kaydedildiğini belirtti.
Toptan fiyatların ise kuru fasulyede yüzde 25, nohutta yüzde 23,1, kırmızı mercimekte yüzde 34,6 yeşil mercimekte yüzde 22,2, pirinçte ise yüzde 22,9 arttığına dikkati çeken TZOB Genel Başkanı Bayraktar, baklagillerde yaşanan fiyat artışında, hasadın tamamlanması ile birlikte üreticinin elinde az miktarda ürün kalmasının etkili olduğunu kaydetti.
Bayraktar, ürün azlığı nedeniyle artan fiyatların üreticinin yeterli gelir elde etmesini sağlayacak seviyede olmadığını, girdi fiyatlarından mazotta yüzde 40, elektrik fiyatlarında yüzde 50, gübrede yüzde 180 fiyat artışı yaşandığına dikkat çekti.
Çiftçilerin gelirlerinin artırılmasının üretim ve verim artışı yanında, ürünlerini daha iyi değerlendirmeleri ile mümkün olabileceğini anlatan Bayraktar, tüketicinin ödediği fiyattan üreticinin daha fazla pay alması gerektiğini, bunun için de üreticinin kooperatif, ziraat odası ve üretici birlikleri gibi örgütlere daha fazla sahip çıkmasının zorunlu olduğunu vurguladı.