Katıldığı bir TV programında açıklamalarda bulunan Bakan Kirişci'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
(Tarımsal üretim hedefleri) Önce pandemi sonra savaş yaşanmasına rağmen ülkede rafta hiçbir şeyin eksikliği hissedilmedi. Tarım sektörü dış ticaret fazlası veren bir sektör. 2022 için arzuladığımız üretimi yapacağız. Şu anda 125-126 milyon tonlara geldi. Bu önceki yıla göre yüzde 6'lık artış anlamına geliyor. Ayçiçeğinde bu yıl yüksek rekolte bekliyoruz, hububat da öyle. Bu yıl yağışlar gayet güzel gidiyor. 2022 rakamı 2020 rakamını inşallah yakalayacak.
"TÜRKİYE SU FAKİRİ DEĞİL"
Uzun yıllar eylül ortalamamız 20,9, bu yıl 21,9 gibi daha sıcak geçti. Kuraklık adına atılması gereken adımlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Türkiye su fakiri değil ama su zengini de değil. Biz kuraklık eylem planıyla kendi su miktarımızı dikkate alarak buna uygun ürün planlamaları yapmakla mükellefiz.
"FAİZSİZ KREDİ LİMİTİNİ 200 BİN TL'YE ÇIKARDIK"
(Çiftçi destek ödemesinin öne alınması) Üreticilerimizin büyük bir memnuniyeti var. Üreticiler finansman yönetiminde güçlük çeken insanlar. Ödemeyi 6 ay öne çektik. Sadece mazot ve gübre alımında kullanılabilecek. İkincisi faiizsiz olarak ihtiyacı olan finansman sağlanması için 100 bin liralık kredi limitini de 200 bin liraya çıkardık. Mazot ve gübre desteği hafta sonuna doğru yapılacak.
(Et ve sütte fiyat artışına önlem) Burada altı çizilmesi gereken üretim planlaması. Pek çok geliştirdiğimiz uygulamalarımız var. Et Süt Kurumu sözleşmeli besicilik çerçevesinde alım ve fiyat garantisi sağlanıyor. Süte gelince dünya olağanüstü bir dönem yaşıyor. Hayvancılıkla ilgili biz daha iyiyi yapmanın gayreti içindeyiz. Süt hayvancılığı olmazsa olmazdır. Son yaptığımız uygulamada da 8,5 lira olarak açıklandı. Primi 50 kuruş artırdık, 9 liraya getirdik.
"ANTALYA'DAN İSTANBUL'A DOMATES 4 GÜNDE GELİYOR"
(Gıda fiyat artışları mercek altında) Örtü altı yetiştiriciliği konusunda bir üretim tarafı, iki üretimden tüketime olan zincirle ilgili süreçler. Antalya'da bir kilo domates İstanbul'a 4 günde geliyor. Diyoruz ki, kent tarımı. Bu zinciri kısaltıyor. Türkiye'de hallerde işlem gören toplamın yüzde 50'si. Oralardaki mekanizmaları da alt komite incelemeye başladı. Bunları ne kadar kısaltır, şeffaf hale getirirsek o kadar mesafe kat ederiz.
Ekmekte unun maliyet içindeki payı yüzde 27. İşçilik maliyeti, yakıt var. O etkileri de dikkate alıyor olmamız lazım. Tek başına gıda enflasyonu olarak ifade ediyor olmak çok doğru olmuyor. Bu zinciri biz masaya yatıracağız.
Kent tarımına ağırlık vereceğiz. İlkini Dikili'de yaptık. Seraların kullanım süresini artırmış olacağız. Yerinde üretim, yerinde istihdamın üzerinde ağırlıklı olarak duruyoruz.