Mehmet Ali Yılmaz beraat etti

''İMKB'de manipülatif işlemler yaparak yapay piyasa oluşumuna neden oldukları'' iddiasıyla yargılanan eski bakanlardan Mehmet Ali Yılmaz ile sanatçı Orhan Gencebay'ın da aralarında bulunduğu 9 sanık beraat etti.

İstanbul 16'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklardan katılan olmadı.

Müdahil Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) avukatı Gökçe Tuğran, Cumhuriyet Savcısı'nın geçen celse açıkladığı ve sanıkların beraatlarına karar verilmesi gerektiği yönündeki görüşüne karşı hazırladığı 8 sayfalık yazılı beyanını mahkemeye sundu.

Avukat Tuğran, yerleşmiş içtihatlar doğrultusunda davada en az 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini savundu.

Hakim Raşit Ergin Şeran, dosya kapsamına göre, avukat Tuğran'ın yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki talebini reddetti.

Esas hakkındaki savunmalarını yapan sanık avukatları, müvekkillerinin beraatına karar verilmesini istedi.

Sanıkların iddia edilen suçu işlediklerine dair yeterli, inandırıcı ve cezalandırılmaları gerektirir her türlü şüpheden uzak somut deliller elde edilemediğini belirten Hakim Şeran, bu nedenle 9 sanığın beraatlarına karar verdi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, İMKB'de işlem gören Tek-Art Turizm Zigana A.Ş. hisse senetleri üzerinde 21 Aralık 2005 ile 31 Ocak 2006 tarihleri arasında "manipülatif işlemlerle yapay fiyat ve yapay piyasa oluşumuna neden olunduğu" öne sürülüyordu.

İddianamede, soruşturma aşamasında hazırlanan bilirkişi raporuna göre, alım ve satım işlemlerinin gerçekleştirildiği tarihlerde tek tek şüphelilerin işlemlerinin küçük oranlarda oluşu nedeniyle yapay piyasa oluşmasına yetmeyeceği ifade ediliyordu.

SPK raporları ile bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve delillerin takdirinin mahkemeye bırakıldığı anlatılan iddianamede, Mehmet Ali Yılmaz, Orhan Gencebay, Ahmet Eroğlu, Seyit İbrahim Ungan, Ali Rıza Aksoy, Hakan Avcı, Ömer Dede, Tuğrul Dadaloğlu ve Murat Aksoy'un, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47'nci maddesi uyarınca 2 ile 5'er yıl arasında hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyordu.