Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da katıldığı Ankara Sanayi Odasının (ASO) aylık Meclis Toplantısında, sektör temsilcileri yaşadıkları
sıkıntıları aktardı.
Toplantıda ASO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, ödenmeyen vergi borçlarının banka hesaplarından tahsili ile ilgili "bir
arkadaşının" yaşadığı sıkıntıyı anlattı. Çok iyi bilinen, vergi rekortmeni olarak ödül kazanan bu şirket için 1997 yılındaki 300 liralık bir yanlışlığın sonucu olarak bugün 7 bankada 1.200 YTL'lik haciz işlemi yapıldığını anlatan Kaya, 7 bankadan da 1.200'er YTL tahsil edildiğini, ancak şirketin asıl sorununun meblağ değil, haciz sürecinde yaşanan sıkıntı ve stres olduğunu söyledi.
Unakıtan, konuşmasında bu konuya değinerek, söz konusu firmayı bildiğini
belirterek, "Özür diliyoruz" dedi ve konu üzerinde özellikle
duracağını kaydetti. Arada sırada böyle olayların meydana gelebildiğini
ifade eden Unakıtan, "Siz de affediniz, alacağımızı da alırız, kusura
bakmayın" dedi.
Yakında mükellefleri cep telefonundan kısa mesajla da uyaracaklarına işaret eden Unakıtan, mesajın altına da "günah benden gitti" yazacaklarını belirterek, espri yaptı. Geçtiğimiz günlerde bir iş adamının kendisine "Devlet baba, biz de evlat gibiyiz. Hesaplara böyle bloke koymayın" dediğini aktaran Bakan Unakıtan, "Ben de kendisine (Evlatlara söyle, babanın paraya ihtiyacı var. Ödesin parayı, evlatlığını yapsın) dedim" diye konuştu.
"ÇED RAPORUNU SORUNUNU, ÇEKEN BİLİR"
Bir sanayicinin ÇED raporu konusunda dile getirdikleri sıkıntıları da
ele alan Unakıtan, "O ÇED raporunu, bilen bilir. O öyle illet bir iştir
ki, sıkıntılı bir iş. Benim başımdan da geçti" dedi.
ÇED Raporu alabilmek için "bir otobüs adam toplaması" gerektiğini
anlatan Unakıtan, "Adam iş yapacak ya... Burada işçi çalıştıracağım,
üretim yapacağım, ihracat yapacağım, Gayri Safi Milli Hasıla'ya katkı
sağlayacağım... Yok yapamazsın. Yaparsın ama ha böyle düz duvara tırman
ha ÇED raporunu al" diye konuştu.
Sözleri salondakilerin alkışıyla kesilen Unakıtan, konunun Bakanlar
Kurulu'nda da bir kaç defa gündeme geldiğini, Çevre ve Orman Bakanının
ÇED raporunu "fevkalade basit hala getireceğini söylediğini" kaydetti.
ÇED Raporu sorununun çözümü için ASO yetkilileri ile birlikte Çevre ve
Orman Bakanına gitmeyi öneren Unakıtan, "Bana gelin, çevre bakanına
beraber gidelim. Çok çalışkan işini bilen bir bakanımızdır, detayları da
bilir. Bu durumu anlatalım. Ben, Ankara Sanayi Odasının sanki bir
temsilcisi gibi gideceğim. Çünkü çeken bilir bunu" dedi.
Unakıtan, ÇED Raporu konusundaki sıkıntının azaldığını düşündüğünü, bu
toplantı sayesinde devam ettiğini anladığını belirterek, sıkıntının
üzerine el birliğiyle gitmek ve çözüm üretmek gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından
ölçülen "iş yapma kolaylığı" açısından önemli mesafe katettiğini ifade
eden Unakıtan, 2002 yılında ülkenin 91-92. sıralarda seyrettiğini, bugün
57. sıraya yükseldiğini belirtti. İş dünyasına kolaylık sağlayabilmek
için bir çok yasal düzenleme yaptıklarını, vergi düzenlemeleri
gerçekleştirdiklerini anlatan Unakıtan, bürokrasinin ise hala tam olarak
aşılamadığını kaydetti. Unakıtan, ÇED raporu ile ilgili sorunun
çözümünün bu açıdan da önem taşıdığını belirterek, bu tür sorunlar
aşıldığında, Türkiye'nin sıralamada daha iyi noktaya geleceğini söyledi.
"PARASI OLAN ADAMIN YÜRÜYÜŞÜ DEĞİŞİR"
Ülke ekonomisinde sağlanan gelişmeler hakkında bilgi veren Unakıtan,
Türkiye'nin zorlukları fırsata çevirme kapasitesi bulunduğunu, 2001
krizinden sonra bunun kendini gösterdiğini belirtti. Söz konusu kriz
yaşanması Türk Milletinin siyasi tercihlerinin aynı şekilde devam
edeceğini, aynı sıkıntıların yaşanacağını ifade eden Unakıtan, "bugün
gelinen noktada ekonomik istikrarın, güven ortamının sağlandığını"
kaydetti.
Unakıtan, 1993-2002 döneminde ortalama büyümenin yüzde 2,6 olduğunu,
iniş çıkışlı bir seyir izlendiğini kaydederek, yüzde 2,6 büyümenin
nüfusu hızla artan bir ülke için küçülme anlamına geldiğini söyledi.
Gerçek anlamda, istikrarlı büyümeyi yakalayabilmek için ortaya
koydukları ilk hedefin "bütçe açıklarını indirmek" olduğunu dile
getiren Unakıtan, bu yönde yürüttükleri çalışmaları anlattı.
Bu çerçevede yatırım ortamını iyileştirdiklerini ifade eden Unakıtan,
2002 yılında 30 milyar YTL düzeyinde olan özel sektör yatırımının, 2007
yılında 122 milyar YTL'ye yükseldiğini kaydetti. Kişi başına düşen milli
gelirin 2002 yılında 2 bin 500 dolar düzeyinde olduğunu, bunun 2008'de 7
bin dolara yükselmesini öngördüklerini belirten Unakıtan, 10 bin dolar
hedeflerine işaret ederek, "Türk milletinin de yürüyüşü değişecek. 2
adam gösterin bana, hangisinin cebinde para var ben anlarım. Cebinde
parası olan adamın yürüyüşü farklıdır" dedi.
Bütçe açığının 2002 yılında yüzde 14,6 olduğunu anımsatan Unakıtan,
Maastricht kriterlerinin yüzde 3 olduğunu, 2006 yılında ise gerçekleşme
oranının yüzde 1'in altında kaldığını kaydetti. Unakıtan, Kasım ayı
bütçesinin de "kuvvetle muhtemel" fazla vereceğini belirterek, yıl
sonu bütçe açığının hedefin altında olacağını söyledi.
"BORÇ YAPISINDA DA MAASTRICHT KRİTERİ YAKALANIYOR"
Türkiye'nin GSMH'sinin 2002 yılında 181 milyar dolar olduğunu, bu sene
rakamın 489 milyar doları bulduğunu kaydeden Unakıtan, İspanya'nın
GSMH'sının 1,2 trilyon dolar, İtalya'nın 1,8 trilyon dolar, Fransa'nın
2,2 trilyon dolar, Almanya'nın 3 trilyon dolar, Japonya'nın 4,3 trilyon
dolar, ABD'nin de 13 trilyon dolar olduğuna dikkati çekti. Unakıtan,
Türkiye'nin ilk iş olarak GSMH'sını 1 trilyon doların üzerine çıkarması
gerektiğini belirterek, bunun "süper lige çıkmak" anlamına geldiğini
söyledi. Fransa'nın yakaladığı rakamın, Türkiye'den daha fazla
çalışmakla değil, katma değeri yüksek ürün üretmekle ilgili olduğunu
dile getiren Unakıtan, araştırma-geliştirme çalışmalarına teşvik öngören
yasa tasarısının Bakanlar Kurulu'nda kabul edildiğini ve yakında
Meclis'e sevkedileceğini bildirdi. Unakıtan, şöyle konuştu:
"Ar-Ge ile ilgili çalışmalar yaptığı bölümdeki işçilerden biz vergi
almayacağız, sigortalarını yarım alacağız. Kullandıkları ekipmanlara
yüzde 200 amortisman getiriyoruz. Bu kanunda da neler yapacağımız belli.
O kanun öyle tahmin ediyorum Türkiye'nin yapısını değiştirecek. Kanun
mikroekonomik tedbir olarak çıkarılmıştır fakat inanıyorum ki
Türkiye'nin bütün işletmelerindeki yapıyı değiştirecek bir kanundur,
gelişmeleri tetikleyecek bir kanundur, o bakımdan fevkalade iyi."
2007 yılı sonunda bir Maastricht kriterinin daha yakalanacağını bildiren
Unakıtan, "Borçların, GSMH'ya oranının yüzde 60 altında olması lazımdı.
2007 sonunda Türkiye borçlarını yüzde 60'ın altına çekiyor" dedi.
Unakıtan, kamu net borç stokunun GSMH'ye oranının 2002'de yüzde 78'ler
düzeyinde olduğunu, şimdi rakamın yüzde 40'lara düştüğünü belirterek,
bunun, borç yapısındaki kırılganlığın kalktığının göstergesi olduğunu
söyledi.
"TÜRKİYE'NİN HER ŞEYİ BURADA"
Özelleştirme sürecine de değinen Unakıtan, Küba dışında özelleştirmeye
karşı olan hiçbir ülke kalmadığını, Çin'in bile bu konuda "parmak
ısırttığını" söyledi.
Unakıtan, memur eliyle ticaret, sanayi ve bankacılığın olamayacağını
ifade ederek, özelleştirmelerin, devlet ekonomik faaliyetlerden tümüyle
çekilinceye kadar sürdürüleceğini kaydetti. Yabancı sermayenin
Türkiye'ye gelmesinden korkmamak gerektiğini ifade eden Unakıtan, "Her
şeyi satıyorsunuz diyorlar. Gümrükten çıkarken bakın kaç kişi, kaç ev,
fabrika, hatta toprak götürüyor. Türkiye'nin her şeyi burada, merak
etmeyin" dedi. Unakıtan, önemli olan noktanın "ülkenin iyi yönetimi"
olduğunu vurguladı.
Maden sektörü temsilcisinin, ne kadar yoğun, zorlu koşullarda
çalıştıklarını aktardığını anımsatan Unakıtan, şöyle konuştu:
"Gelip birisi bir çamur atıyor; (altın madeni bu oldu, bakır madeni bu
oldu). Herkes onun arkasından konuşuyor, bakın gerçeklik durumu,
doğruluk durumu nedir, ülkeye ne getiriyor, ne götürüyor. Kulaktan dolma
işlerle... O arada 50 kişiyi soyuyorlar, pijamaların altını
giydiriyorlar, üstü yok. Yallah dışarı. Böyle gösterilerle, bilmem
nelerle bu ülke bir yere varmaz. Varsaydı biz şimdiye kadar aya giderdik.
Bu ülkede üreteceksin, altın buldun altın üreteceksin, bakır buldun
bakır üreteceksin. Yurt dışında petrolü bol devletin Maliye Bakanına
(Valla ne rahatsın kardeşim, petrol çıkıyor, şakır şakır bütçende petrol
gelirleri, hiç sıkıntın yok) dedim. (Öyle, doğru söylüyorsun ama bunlar
da sınırlı, keşke biz de sizin gibi maden yatakları bol olan bir ülke
olsaydık) dedi. Şimdi madenler altta biz yukarda...onları çıkarmamak
için ne numaralar yapıyoruz. Kafayı çalıştıralım. Biz 500 milyon dolara
gelmişiz, adamlar 2-3 trilyon dolarlarda. Bu yerde maden var mı, yok mu
daha doğru dürüst tespit edemedik."
Unakıtan, salondaki oda yöneticilerine de seslenerek, vergi uygulamaları
konusunda kendi üyelerini kontrol etmelerini istedi. "Kim yamuk
yapıyor, yapmıyor bilirsiniz siz" diyen Unakıtan, bu konuda daha fazla
yardım beklediklerini söyledi. Vergi inceleme kapasitesini
artırdıklarını ifade eden Unakıtan, 2007 yılında yaptıkları vergi
incelemeleri sonucunda uzlaşma kapsamında 1,7 milyar YTL gelir elde
edildiğini söyledi.