Dünya Bankası Başkanı Robert B. Zoellick, Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'sinin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gittiğini, Avrupa ülkelerindeki sorunların da Türkiye'yi kaçınılmaz olarak etkileyeceğini savundu. Türkiye'nin durumunun şu anda geçmişe kıyasla çok daha iyi olduğunu belirten Zoellick'in, "Türkiye ekonomide daha geniş tabanlı, uluslararası bir bağ kurdu. Daha dayanıklı, güçlü bir iç ekonomisi var. " ifadelerini kullanması ise dikkat çekti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, Uluslararası Finans Kuruluşu'nun (0IFC) Levent'teki ofisinde bir basın toplantısı düzenledi. Zoellick, konuşmasına terör saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek başladı. Gün içerisinde yapmış olduğu görüşmelerden bahseden Zoellick, hükümeti geçmiş yıllarda gösterdiği başarılardan dolayı taktir etti.
Bu ziyaretinin temel amacının gelecekle ilgili planlar ve zorluklarla ilgili bilgi edinmek olduğunu dile getiren Zoellick, "Türkiye ziyaretimde eğitimin iyileştirilmesi, enerji güvenliği, verimlilik konularından bahsettik. Başbakan Erdoğan, görüşmemizde konut planlarından bahsetti. Türkiye gündemine, bölgesel ve küresel ekonomik konulara da değindik. Başbakan, İstanbul'u bir Mali, küresel bir finans merkezi haline getirmek arzusunu dile getirdi. Bunun yanında Türkiye'nin dünya bankası ile gelişmekte olan ilişkileri de bunun kapsamında incelendi. " diye konuştu.
TÜRKİYE DÜNYA BANKASI'NDAN İKİNCİ BÜYÜK KREDİ ALAN ÜLKE
Dünya Bankası'ndan ikinci büyük kredi alan ülkenin Türkiye olduğunu dile getiren Zoellick, "12. 9 milyar dolardan bahsedebiliriz. 2007'den sonraki dönemde ise 7. 6 milyar dolara ulaştı. Ekonomiye olan desteğimizin bu anlamda önemli olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye, IFC bağlamında çok önemli bir kredi alan ülkelerden biri. " ifadesini kullandı.
HÜKÜMET ANAYASAYI GENİŞ TABANLI OLARAK ELE ALMAK İSTİYOR
Gazetecilerin ekonomi ve gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Zoellick, yeni anayasa çalışmaları ve ekonomiye katkılarıyla ilgili bir soru üzerine, hükümetin anayasa reformu konusunu seçimlerin hemen ardından ele aldığını aktardı. Hükümetin bu konuyu geniş tabanlı olarak ele almak istediğini vurgulayan Zoellick, "Bana söylendiği kadarıyla, Türk toplumunda askeri dönemde geliştirilen bir anayasanın alınıp sivil demokratik toplumu destekleyecek şekilde değiştirmenin konuşulduğunu biliyorum. Tabii ki bu Türk halkını ilgilendiren bir konu, ama anladığım kadarıyla toplumu daha kapsayıcı bir şekilde sürecin uygulanması isteniyor. Taslak bile denilemeyecek bir belge hazırlanmış. Başbakan, muhalefete de bu konuyu götürüp onların da desteğini almak istediğini söyledi. Buradan toplumda daha geniş çaplı bir görüşme istediklerini anlıyoruz. Bu ileri götürülmesi gereken bir konu. " şeklinde konuştu.
YUNANİSTAN'IN BANKACILIK SİSTEMİYLE İLGİLİ YAPMASI GEREKENLER VAR
Dünya Bankası'nın Yunanistan'a kredi vermeme tavrı ve Euro bölgesindeki ülkelerin Yunanistan'a yardım etme kararıyla ilgili bir soruya ise Başkan Zoellick, "Bizim politikamızda bir değişiklik olmadı. Yunanistan, AB üyesi bir ülke. Almanya ve Fransa bu konuda bir karar almış. Bu mesele daha riskli bir noktaya gelmiş durumda. Yunanistan'ın borcu var. Bankacılık sistemiyle ilgili yapmaları gerekenler var. Avrupa Merkez Bankası müdahil olacak. Tam bir paket olmalı. " karşılığını verdi.
"AVRUPA ÜLKESİNDEKİ SORUNLAR KAÇINILMAZ OLARAK ETKİLEYECEKTİR"
Avrupa'daki krizden Türkiye'nin etkilenip etkilenmeyeceği yönündeki soruya Zoellick, Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'sinin AB ülkelerine gittiğini, Avrupa ülkelerindeki sorunların da Türkiye'yi kaçınılmaz olarak etkileyeceğine değindi. Türkiye'nin durumunun şu anda geçmişe kıyasla çok daha iyi olduğunun altını çizen Zoellick, "Türkiye'ye belki on yıl önce gelmiş olsaydım belki odaklanacağım konu AB ile ekonomik ilişkiler olurdu. Şimdi Kuzey Afrika'daki iş fırsatlarını konuşuyorsunuz. Yani artık daha geniş tabanlı bir uluslararası bağlantılar ağı kurulmuş durumda. Artık geçmişe göre daha güçlü bir iç ekonominiz var. O yüzden bence Türk yetkililer neler olup bittiğini izlemeleri akıllıca olacaktır. Bizler AB'deki yeni ülkelerle de çalışıyoruz. Böyle bir durumdaki tehlike bu etkinin katlanması ve yayılması buna hassas olunması gerekiyor. " dedi.
Türkiye'nin cari açığı ilgili bir soruya ise Zoellick şöyle karşılık verdi: "Enflasyon nispeten daha iyi yönetilebilir. Şu anda cari açığın olması anlaşılabilir bir durum. Cari açıkla ilgili yapısal sorunları çözmek gerekiyor. Diğer önemli bir faktör de cari açığın bileşenleri nelerdir? Doğrudan yabancı yatırım geliyorsa, o zaman ekonomik şoklardan uzak olacaksınız. O yüzden sizi temin ederim ki, hükümet bu konulara odaklanıyor. Hükümetin çabalarını da destekliyoruz. "