Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Merkez Bankasının faiz politikasına ilişkin, "Faiz indiriminde korkak davrandık. Gereksiz şekilde bu ülkenin ekonomisinin bu maliyete katlanmasına sebep olduk" dedi.
Zeybekci, gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya geldi ve Güney kore ziyareti ile gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Haksız rekabet yaratabilecek ithalat konusunda gelen şikayetleri değerlendirdiklerini anlatan Zeybekci, "29-30 milyar dolarlık ithalatı tek tek inceliyoruz. Bunlar Türkiye’de haksız rekabet yaratabilen, üreten ülkelerin aşırı biçimde destekledikleri ürünler” diye konuştu.
Güney Kore'den alınan tablet, mobil telefon gibi ürünlerle ilgili soruşturmaların devam ettiğine işaret eden Zeybekci, bu ülkedeki firmalarla Türk firmaların ortak yatırım yapabileceğini söyledi.
Samsung firmasının Türkiye'de yatırım yapmasını istediklerini kaydeden Zeybekci, "Kendileri de bu konuda ciddi olarak çalışıyorlar. Görüşmeler devam ediyor. Tabii ki bir şeyler istiyorlar biz de istiyoruz. Onlar teşvik istiyor, destek, yer istiyor. Biz de teknoloji, yazılım, eğitim, teknolojinin Türkiye'ye transferini istiyoruz" görüşünü dile getirdi.
- "Faiz indiriminde geç kaldık"
Merkez Bankasının son faiz kararının değerlendirilmesinin istenmesi üzerine Zeybekci, gösterge faiz, fonlama faizi ve faiz koridorunun alt bandını indirerek Bankanın doğru bir politika uyguladığını söyledi.
Geçen yılın ocak ayında söz konusu üç faiz türünde de Merkez Bankasının faiz artırma kararı aldığını anımsatan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Ondan sonraki dönemde ise nedense gösterge faiziyle yetinmeye çalıştık. Bir cisim düşünün ki üç tarafından bir yere tutturulmuş. Siz birini düşürüyorsunuz ama diğer iki taraf sabit. O düşmez, baştan savma sayılır. İlk defa üçünü birden aşağı çektiğiniz zaman artık 'ben ciddiyim' diyorsunuz. Faiz indiriminde o kadar korkak davrandık, o kadar gereksiz şekilde bu ülkenin ekonomisinin bu maliyete katlanmasına sebep olduk ki geç kaldık."
- "Merkez Bankası piyasanın önüne düşmeli"
Faizlerin şu anda bulunduğu seviyelerden 1 puan daha aşağıda olması gerektiğini dile getiren Zeybekci, kararı teknik anlamda doğru ancak oran açısından yetersiz bulduğunu kaydetti.
Merkez Bankasının kanun gereği yalnızca para politikalarına ve fiyat istikrarına baktığını anlatan Zeybekci, büyüme, istihdam, dış ticaret ve cari açık ile ilgili sorumlulukların ise hemen hemen yok sayıldığını söyledi.
Türkiye'nin yüksek faize katlanması için hiçbir gerekçesinin olmadığına dikkati çeken Zeybekci, "Merkez Bankası piyasaya arkadan bakıyor, piyasanın hal ve gidişine göre lütfen birşey yapıyor. Piyasanın önüne düşmek lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Bazı platformlarda "Enflasyon şu olduğu için faizlerin bunun altına düşmemesi lazım" şeklinde yorumlar yapıldığını anlatan Zeybekci, bunun, milletin aklıyla dalga geçmek anlamına geldiğini belirtti.
- "Yüzde 6 faiz seviyeleri makul"
Faiz, gelecekle ilgili bir ortalama maliyet olduğu için ancak beklenti enflasyon ile kıyaslanması gerektiğini vurgulayan Zeybekci, "Tüccar olarak bankaya gittiğiniz zaman yüzde 12-13 civarında faiz ödüyorsanız, enflasyon da yüzde 5'ler seviyesinde bekleniyorsa, arada net yüzde 7'lik bir maliyet varsa bu katlanılabilir değildir" dedi. Zeybekci, politika faizi için yüzde 6'lar seviyesinin makul olduğunu söyledi.
Merkez Bankası Kanunu'nda değişiklik öngörüp öngörmediklerinin sorulması üzerine Zeybekci, "Bunlar tartışılmalı. Birçok ülkelerin merkez bankalarında sorumluluk sadece fiyat istikrarı değil, aynı zamanda büyüme, istihdam, dış ticaret dengeleri... Bu sorumlulukların Merkez Bankasına verilmesi tartışılmalı. Ben Merkez Bankasının bağımsızlığını, milli menfaatler anlamında sorumlulukları artırılmak kaydıyla, kesinlikle destekliyorum" ifadelerini kullandı.
- Petrol fiyatları konusundaki gelişmeler
Petrol fiyatlarının düşmesinin enflasyona etkisine ilişkin soruyu yanıtlarken Zeybekci, düşüşün Türkiye ekonomisine olumlu etkilerinin zamanla görüleceğini belirtti. Zeybekci, önümüzdeki günlerde petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji maliyetlerine tam olarak yansıyacağını ifade etti.
Petrol fiyatlarının bu yıl 65 dolar ve avro/dolar paritesinin 1,14 seviyelerinde olması halinde ithalatın 35-40 milyar dolar, ihracatın ise 18-20 milyar dolar daralmasını öngördüklerini anlatan Zeybekci, "Yapmamız gereken şey ihracat hedefini petrol fiyatlarının düşmesinden olumsuz etkilenmeyen ülkelere yöneltmek" dedi.
Ocak ayında ihracatta daralma yaşandığını, şubat ayında da benzer bir daralma öngördüklerini dile getiren Zeybekci, mart ayında bu daralmayı minimize etmeyi amaçladıklarını ifade etti.
- Libya'da yaşananlar
Libya'daki geçici Tobruk hükümetinin Türk firmalarının ülkeden çıkarılması kararına ilişkin soru üzerine Zeybekci, Tobruk'un Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) petrol arama yatırımları ile bazı Türk firmaların faaliyet gösterdiği bir bölge olduğunu dile getirdi.
Tobruk'taki durumun sürdürülebilir olmadığının altını çizen Zeybekci, Libya'nın bölünmesine kimsenin razı olmaması gerektiğini kaydetti.
Gelişmeleri takip ettiklerini anlatan Zeybekci, "Birkaç hafta içinde durumun netleşeceğine inanıyoruz. Bizim için çok önemli bir coğrafya" değerlendirmesinde bulundu.
- Azerbaycan'ın devalüasyon kararı
Azerbaycan'ın devalüasyon kararı almasının Türkiye'nin bu ülkeye ihracatını nasıl etkileyeceğine ilişkin Zeybekci, "Devalüasyon bu ülkenin ithalatını pahalı hale getirir ama Azerbaycan ile bağlarımız çok daha farklı. Bu kaçınılmazdı belki. Düşen petrol, gaz fiyatlarının düşmesiyle... Azerbaycan'ın engelleyemediği giderleri vardı. Bunu disipline etmek için böyle bir hareket yapması gerekiyordu. Bundan sonra rahatlar diye düşünüyoruz" diye konuştu.
Zeybekci, bir gazetecinin "Seçimler geliyor. İzmir'den adaylığınız konuşuluyor. Var mı böyle bir şey?" sorusuna, "Öyle birşey yok. Olmasına müsaade etmem diye düşünüyorum. Ben Denizli'ye aşık bir insanım. Belediye başkanlığından geldiğim için belki böyle bir hassasiyetim var. İzmir olmaz yani" yanıtını verdi.