HABER61 VE YOMRArnrnTrabzon'un Yomra sahilinde yapılan dinlenme noktaları kaçak ve ruhsatsız olduğundan yıkılmaya başlandı. Tabiki yıkılması doğru. Ruhsatsız ve kaçak oldukları için aslında bizim Haber61 olarak burada vurgulamak istediğimiz iki nokta var. Yomra sahili hiçbir şekilde turizme kazandırılmadı. İnsanların oturup çay içebileceği bir nokta bile yapılmadı. Turistlerin ağırlanabileceği noktalar.. Yomra esnaflarından bazıları ruhsat alıp proje yapmak istesede olmadı. Kaçak yapmaları doğru yaptıkları anlamına gelmiyor ama yerel yöneticiler böyle bir sorunun orada olduğunu görüp ona göre proje hazırlayabilirlerdi. Ayrıca turizm sezonunda böyle bir yıkımın gerçekleşmesi de kentin turizmde imajını zedelemiş olmuyor mu? Bunlar buraya yapılırken neden müdahale edilmedi? Neden müsade edildi baştan.. Hadi edildi ve yıkılıyor biraz zaman tanınabilir turizm sezonu sonrası yapılabilirdi yıkım..rnBazı şeyler hesap edilmeden yapılıyor!rnVe insafsızca..rnOrada denizin üzerine konulan rezidanslar nasıl yapıldı?rnÖnce keşke oralardan başlansaydı bazı şeylerin düzeltilmesine.. Ayrıca bu yıkımlar tüm sahili kaplamalıdır. Bu yıkımlar kişiye özel dosta özel gibi yaklaşımlarla yapılmamalıdır. rnTrabzonluların gelen turistlerin oturabileceği denizle buluşabileceği alanlar düzenlenmeli projelendirilmelidir.
ÜNLÜLERİN UĞRAK YERİ ŞİMDİ NE YAPACAK?rnrnYomra'da Milli Emlak üzerine kiralanan alanda 10-12 yıldır bir restoran vardı. Ortaklar tadilat kararı alarak burayı Ahmet's restoran adıyla hizmete tekrar sundular. Trabzon'da ünlülerin de uğrak yeri olmaya başladı. Mendirek'in olduğu bölgeye kurulan bu nokta bir çok turisti ağırlamaya başladı. İşte bu tadilat bitip bir kaç ay hizmet verdikten sonra yıkım kararı alındı. Bu yıkım kararı sonrası Ahmet's sahipleri mahkemeden u2018yürütmeyi durdurma kararı' aldılar. Bu karar neticesinde 30 gün boyunca yıkım yapılmayacak. Buna benzer Trabzon'da noktalar var. Hizmet veriyorlar ve 20-30 kişi çalıştırıyorlar. Yapılan yıkım uygulamasında neden buradan başladı çok enteresan. Hadi başlandı bir iki gün önceden tebliğ edip iki gün sonra kapıya dayanmak nedir? Kepçeyle hemde!rnPolisle hemde! Tadilat başlanırken neredeydiniz?rnHadi yaptırmayıp yıktıracaktınız bunu neden bir kaç ay önceden söylemediniz?rnYani işin özü Yomra'da birşeyler oluyor ama..rnBu arada bir küçük konuyu buraya yazmak istiyoruz.rnYanlış anlaşılmayı diyelim.rnBu mekanın hemen karşısında yani yolun deniz değilde ilçe tarafında olan bölümde kebapçım var Buranın işletmesini Trabzonspor yöneticisi Emre Aksoy'dan alan Ak Parti'nin İl Yöneticisi başkan vekili Halil İbrahim Demirtaş ve Saray restoranlarının sahibi Ahmet Haşim Ekici ile ortak almıştı. rnNeyse gelelim biz konumuza. rnAhmet's restoranın yıkım kararıyla ilgili bir dedikodu nedeniyle çok üzülen Demirtaş, Ahmets's işletmecisi Ahmet Türker'i telefonla aramış.. “Bu yıkım kararıyla ilgili adım geçiyor böyle bir yalanı uyduranlar u2018şerefsiz'dir” demiş. Demirtaş'ın bu sitemi ve telefonunu da belirtip yanlış anlaşılmayı ortadan kaldıralım. rnAhmet Türker de bu ince telefona, aynı incelikte ve efendilikte cevap vermiş ardından haklılık payını ve durumunu izah etmiş. Demirtaş da buna hak vermiş.
ALTUĞ ATALAY ALİ ÖZTÜRK'E NE CEVAP VERDİrnrnHatırlarsanız bir TRT kriz sürüyor Trabzon medyasında..rnTRT'de program yapan Günebakış Spor Müdürü Rahman Turan'ın yerine Altuğ Atalay'ın çağırılması ve ardından Altuğ Atalay'ın birilerine gönderme yaparak u2018gücünüzü Ankara'da birilerini kullanıp bunları yapıyorsunuz' imasında bulunmuştu. Ali Öztürk'ün bu imasında cevap geldi. Ali Öztürk de yok böyle birşey falan dercesine Rahman Turan'ın yerini almaya çalışman doğru değil edasında bir yazı yazmıştı. Tabi bu arada birbirlerine Kuran'dan ayetlerle falan göndermeler de yaptılar. Bu ara zaten herkes İmam, fetvacı falan oldu ya neyse..rnİşte bu TRT krizinin son perdesinde Altuğ Atalay Ali Öztürk'e cevap verdi.rnİşte o cevap;rnGenel ilkemizdir; okuyucularımıza saygımızdan, onların bilgi alma ve yorumlama özgürlüklerinin arenası olduğuna inandığımız köşemize şahsi meselelerimizi konu etmez, bu konuda mümkün olduğunca kalem oynatmamaya özen gösteririz...rnİhtiyaç hasıl olduğunda; kendimize ait sosyal medya hesabımızdan görüşlerimizi paylaşırız... Ancak şu TRT meselesi birileri tarafından yazı konusu haline getirilince hasılı cevap şart oldu... Malum, biz sustukça o birilerin kendini haklı zannediyor; topluma da öyle yutturmaya çalışıyor.. Yiyen de yiyor tabii...
Bilmeyenler yada merak edenler için özetleyelim; neymiş bu TRT mevzusu!... Süper Lig'in yeni sezonunun başlamasından bir hafta önce TRT Trabzon Radyosu yetkililerinden bir telefon aldık. Buna göre; yeni dönemde her pazartesi günü tekrarlanan spor kuşağında bizim yer almamız, ocak ayına kadar programı bu şekilde yürütmemiz talep edildi...rnYukarıda Allah, aşağıda kul şahittir. Verdiğimiz ilk karşılık daha önce bu programı yapan arkadaştan neden vazgeçildiğiydi... Aldığımız cevap ise kendisine geçen dönem program devam ederken 6 ay önceden bunun bilgisinin verildiği, arada hiç bir problem olmadığı, O'nun da bunu son derece anlayışla karşıladığıydı... Sevgili Rahman Turan'ı iyi tanıdığımızdan "tamam" dedik... Ama ısrarla; "Bakın bu işlerde araya girenler çok olur eğer size ve bana sorun yaşatacaksa tekrar düşünün" demeyi de ihmal etmedik.. Karşımızda kararlı bir duruş görünce de okeyi verdik..
Malum; "TRT böyle programları sezonluk planlar. O planlama dahilinde de her sezon yeni sözleşmelerle ekibini belirler"... O koltuklar kimseni tapulu malı değildir. En azından öyle sanıyorduk... Bu teyidleşmenin ardından sezonun ilk programını, sözleşme bile imzalamadan ligin birinci haftası sonrasında yaptık; yukarıda bahsettiğimiz gibi şahsi konumuzu sosyal medya hesabımızdan duyurduk...rnBelli ki ne olduysa ondan sonra oldu... İkinci programa hazırlanırken, yapımdan bir gün önce yine TRT'den arandık... Bu sefer; kararın değiştiği, yeniden eski düzene dönüleceği bilgisiyle bilgilendirildik.. Güldük tabi!.. Olayın nereden kaynaklandığını anladık ve bunu da normal karşıladık... Zira programı talep edenler de onlardı, fikir değiştirenler de!.. "Demek TRT'de işler böyle yürüyor" diye içimizden geçirdik ama saygı duyduk.rnBir hafta önce bilgilendirdiğimiz sosyal medya takipçilerimizi de yine aynı yolla haberdar etmek niyetiyle; "ZORUNLU BİLGİLENDİRME: Bir süre önce bundan böyle her pazartesi günü TRT Trabzon Radyosu'nda dinleyicilerle buluşacağımı sizlerle paylaşmıştık... Ancak biraz önce aldığım telefonla bu kararın değiştirildiğini ve programın daha önce olduğu gibi kurup, Trabzon basınına hediye ettiğimiz ve şimdi de o koltukta başarıyla görev yapan Günebakış Gazetesi'nin Spor Müdürü sevgili Rahman Turan kardeşim tarafından sürdürüleceğini öğrenmiş bulunmaktayım... Kendisine üstün başarılar diliyor, hayırlı olsun temennilerimi yürekten iletiyorum... Bugüne kadar hiç bir göreve zorla ve birilerinin iliştirmesiyle gelmediğimiz ve gelmeyeceğimiz için kararı saygıyla karşılıyoruz.. Sonuçta onlar istemişti, onlar vazgeçti :))) Tabii bu kararın perde arkasında kimin olduğunu çok iyi biliyoruz... Ve... inancımız gereği diyoruz ki; 'Rızkı veren de alan da Allah'tır...'... Hepimiz sınavdayız.... Ki; Enfal 30 da der ki; 'Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır'... İşte bizim devrimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de O'nadır... O bildiği gibi yapar... Yarına bırakır ama yanına bırakmaz!... İyi ve mutlu pazarlar... Kadıköy'de hepimize bol şanslar!.... " diye aktardık...
Günebakış'tan Ali Öztürk; belli ki bizi takip edenler tarafından bu paylaşımdan bilgilendirilince durumdan vaziyet çıkartarak bir yazı kaleme aldı... Kendince niyet okumalarla durumu değerlendirdi !.. Şaşırmadık...rnİşin tuhafı, bizim bir yanlışımız varsa TRT yetkilerinin cevap vermesi gereken üslupta Ali'nin devreye girmesiydi.. Siz belki "Spor Müdürü'nü savunuyor" diye düşünebilirsiniz ama öyle değil... Öztürk, "Rahman Turan 7 yıldır bu görevi sürdürüyor" dese de, 1 yıl önce bir başka gazeteci 2.5 ay o programı yaparken kimlere ne baskılar uygulandığından, hatta nasıl görevden almalar yaşandığından bahsetmiyor....rnEn çok neye üzülüyoruz biliyor musunuz?... Dünya iyisi Rahman kardeşimizin bu işte arada kalmasına!...rn * * *rnPeki Ali Öztürk bilmiyor mu; 17 yıl önce Hürriyet - Milliyet grubunda görev yaparken kapısına gelip gazete kurmayı teklif ettiği, tek celsede "olur" cevabını aldığı, "sen olmasaydın bu gazeteyi kurmazdım" dediği Altuğ Atalay'ın bir yere gelmek için kimseyi araya koymayacağını.... Ya da yine Altuğ Atalay'ın birlikte görev yaptığı o kurumda ve sonrasında; kendisi dahil, sorumluluk anlamında en düşük seviyede çalışanına bile tepeden bakmadığını, bakmayacağını... Çok iyi biliyor... Hem vallahi, hem billahi çok iyi biliyor... Biliyor da neden mi aksini söylüyor?!... İşte onu da biz biliyoruz!... Durum bundan ibaret...rnKalın sağlıcaklau2026”
ZEHRA ERMİŞ KOLEJ KURDUrnrnTrabzon'da Ak Parti'nin en saflarında yer alan bir isim. Ak Parti Trabzon Yönetim Kurulu Üyesi.rnKadın Kollarında Havva Gümüş ile iyi bir dostluğu ve yönetim kurulu arkadaşlığı yapmıştı. Havva Gümüş Başkanken sağ kolundan biriydi. İş konusunda da çok başarılı bir isim. Değirmendere'de SGK'nın çağrı merkezinde göreve başladı. Burada hala bilinmez bazı sorunlar yaşayıp ayrıldı. Yani yönetici konumundaydı. Ama ayrılmayı tercih etti. Parti'de bazı isimlerle sürtüşme içinde olduğu iddia edildi. Sonra Trabzon gündeminin karşısına bir kolejle geçti. Yine başarılı bir şekilde. Trabzon'da Düşünür Koleji'nin kurucularından biri oldu. Aynı zamanda yöneticisi. Yanında inşaat sektörünün tanınan isimlerinden Aytaç Beder de var. Beder ünlü iş adamı Celil Hekimoğlu ile son yıllarda önemli projelere imza atmış Ermiş gibi başarılı bir isim. Düşünür Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Behçet Yavuz, Genel Müdür Yardımcısı Birkan Kılıç, Eğitim Direktörü Orhan Akşahin, Dünya Diller Koordinatörü Müjgan Yeşiloğlu ile dün Panagia otelde basın huzuruna çıktılar. Burada Ermiş Kolejin patronu Behçet Yavuz'a Trabzon'a yaptığı böyle bir eğitim yatırımdan dolayı teşekkür plaketi sundu. Bizde oradaydık. Hayırlı olsun dedik.