DOĞU Karadeniz Bölgesi'nin gözde turizm merkezleri arasında yer alan Ayder Yaylası, Turizm Merkezi, Belediye Mücavir Alanı, Milli Park, Doğal SİT ve Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi ilan edilerek sözde koruma altına alındı. 1998 yılında ‘Doğal SİT' alanı ilan edilmesi ardından yasa uyarınca 2 yıl içinde ‘Koruma Amaçlı İmar Planı' hazırlaması gereken Rize Valiliği'nin geçen 17 yılda hazırlayamadığı planlar nedeniyle Ayder' de doğal yapı bozuldu, ev yapan, mezar yeri kazan ve ağaç budayan yüzlerce kişi yargılandı. Çevreciler, Yeşil Yol ile birbirine bağlanacak diğer yaylalarda da aynı durumun yaşanmasından endişe ediyor.
Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi'nde yer alan ünlü Ayder Yaylası, 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi ilan edildi. Aynı zamanda belediye mücavir alanı olan ve doğal güzelliği ile öne çıkan yaylada bu tarihten sonra gelişigüzel yapılaşma başladı. 1994 yılında Milli Park, 1998 yılında ise Doğal SİT alanı ilan edilerek, sözde koruma altına alınan Ayder, 2006 yılında da Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi' ilan edildi.
17 YILDA 8 VALİ DEĞİŞTİ AMA KORUMA İMAR PLANLARI HAZIRLANAMADI
1998 yılında Doğal SİT alanı ilan edilen yayla için yasaya göre Valilik tarafından 2 yıl içerisinde Koruma Amaçlı İmar Planları oluşturulması gerekiyordu. Ancak aradan 17 yıl geçmesine rağmen 8 valinin değiştiği Rize'de yayla için imar planları hazırlanmadı. Koruma planlarının hayata geçirilmesi halinde yapılaşma tipi ve yoğunluğunun projeler dahilinde yapılabileceği Ayder Yaylası, farklı girişimlere rağmen korunamadı. Kaçak ve beton yapıların inşa edildiği yayla ve çevresinde yüzlerce kişi, kaçak yapılaşma ile SİT ve Milli Park yasalarına muhalefetten yargılandı.
“VATANDAŞ DEVLETİN KEYFİNİ BEKLEYEMEDİ”
Fırtına İnisiyatifi Grubu'nun avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, Fırtına Vadisi ve Ayder Yaylası'nda hızla yükselen turizm potansiyelinin beraberinde getirdiği bazı olumsuzluklar olduğuna dikkat çekti. Okumuşoğlu, bölge için bir an önce Koruma Amaçlı İmar Planı yapılmasının önemine değinirken şunları söyledi:
"Bu planlar yapılamadığı için vatandaş mezar yeri kazsa, ağaç budasa, ev yapsa suç işlemiş oluyor. Vatandaş 17 yıl boyunca devletin keyfini bekleyemediği için kendi başına yapısını inşa etmek durumunda kaldı. Çünki Ayder'de yaşam devam ediyor. Bir plan olmadığı için evleri kendilerince doğaya uygun olduğunu düşündükleri şekilde inşa ettiler. Koruma amaçlı imar planı olmayınca bu yapıların çoğu haliyle kaçak konumuna düştü. Halbuki vatandaşın suç işleme kastı yok. Plan olmaodığı için cezalandırılıyorlar."
"YEŞİL YOL İLE YENİ AYDER YAYLALARI OLUŞTURULACAK"
Koruma Amaçlı İmar Planı'nın bir an önce yapılması gerektiğini kaydeden Okumuşoğlu, "Binlerce aracın giriş çıkış yaptığı, araçların park edecek yeri bile bulunmayan Ayder'de mangal dumanından göz gözü görmüyor. Birileri de, ‘Ayder öyle bir turizm bölgesi haline geldi ki bölgeye olan bu turizm ilgisini diğer yaylalara da taşıyalım' diyor. Bunu da Yeşil Yol ile yapacaklar. Yeşil Yol, Ayder yaylasının benzerlerinin oluşturulması için planlandı. Yeşil Yol ile yaylalarımızın Ayder Yaylasına dönüşmesini istemiyoruz" dedi.
"AYDER YAYLASININ ÇEVRESEL YÜKÜ ÇOK FAZLA"
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Kurdoğlu da, eko-turizm için korunan ve bozulmamış alanlara ihtiyaç olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Ancak, kitle turizminde durum farklı. Kitle turizmi kısa sürede hızla gelişen, çok para kazanılan ancak o alanı hızla bitirip yeni keşfedilecek alanlara gidilecek bir turizm şeklidir. Kitle turizm alanlarında gelişme, büyüme, doyma ve düşüş olur. Ayder'de 15 yıldır öğrencilerimizle eğitim yapıyoruz. Ayder Yaylası kitle turizmi açısından değerlendirildiğinde düşüş olduğu gözleniyor. Yaylada görsel kalite düştü, sıra dışı bir kalabalık oluştu. Çevresel yükü çok fazla. 10 metre genişliğinde bir yol, 300 metrelik alanda egzoz, vibrasyon ve gürültüye neden oluyor. Bu projeleri yapanları bunları hiç düşünmüyor. Çünkü onlar doğayı, kullanılması ve paraya çevrilmesi gereken yeşil olarak değerlendiriyor. Yeşili, insan ruhu ve bedeninin bir gereksinimi olan bir doğal varlık olarak görmüyorlar."
AYDER YAYLASI
Ayder Yaylası, Çamlıhemşin İlçesi'nin 19 kilometre güney doğusunda, 1350 metre yükseklikte yer alıyor. Fırtına Deresi boyunca eşsiz doğa güzelliklerini izleyerek ulaşılan Ayder Yaylası, çevresini saran çam ormanları, şelaleleri, yöresel mimarideki evleri, çiçekleri ve bu çiçeklerden elde edilen balı ve şifalı kaplıcasıyla sırtını Kaçkarlar'a dayamış, çam örtülü yamaçlarla kaplı cennet görünümündedir. Yaz aylarında yerli ve yabancı turistler 55 derece sıcaklıktaki şifalı kaplıca suyundan yararlanıyor. Kaplıca suyunun, romatizmal hastalıklar, iç hastalıkları, kadın hastalıkları ve cilt hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor. Yayla 2004 yılından itibaren ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen helikopterle kayak sporu ‘Heliski' ile de ismini dünyaya duyurdu, çekiciliğini arttırıp, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Yaylada ayrıca trekking, jeep safari, foto safari, kampçılık, dağcılık gibi birçok turizm aktivitesi yapılıyor.