Giresun Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Şükrü Kalafat, çevre dengesi ve çevre faktörlerinin Karadeniz'de balıkçılığı olumsuz etkilediğini söyledi.
skisi gibi denize derelerden su akmadığını ve nehirlerin su oranının aşırı şekilde düştüğünü belirten Kooperatif Başkanı Şükrü Kalafat, "Sıcaktan dolayı hamsi erken sahillerimizi terk etti. Bizim yörelerimizde ırmaklar bir aktığı zaman 1-2 ay denizin üzerindeki bulanıklık kalkmazdı ve dolayısıyla soğuk olurdu' dedi.
Mevsimlerin eskisi gibi olmamasının balıkçılığı etkileyen en önemli faktör olduğunu vurgulayan Kalafat, "Hamsi her sene bu Karadeniz'i turlayacak. Günlük güneşlik olunca hamsi beklemiyor. Ekimin sonunda dağlara kar düşer hava soğurdu. Dereler akmadı ki denizlerin suyu da soğusun. Kızılırmak'ta Yeşilırmak'ta sapsarı bulanık suyun içinde 2-3 ay avlanırdık. Denizlerimiz mevsimsel dengenin değişmesi yüzünden soğumadı. Havalar sıcak gitti. Sıcak gittiği içinde 1,5 ay içerinde Hamsi sona erdi" diye konuştu.
Geçmiş yıllarda daha uzun süre avcılık yaptıklarını dile getiren Başkan Kalafat, "Mevsimin normal seyretmesi buna imkan tanıyordu. Şimdi Kasım ve Aralık aylarında Yaz gibi bir güneş var. Bu durum doğal olarak Hamsiyi ve avlanmayı da olumsuz etkilemiştir" şeklinde konuştu.
Denizden hamsi, balık çıkmayınca balıkçıların suçlandığını belirten Kalafat, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bizim hepsini tutmamıza imkan yok ki. Her ilden her ilçeden Karadeniz'e lağım hattı var. Denizde balık çok. Lakin çevre kirliliği nedeniyle denizde oksijeni bitirdik. Komple Karadeniz sahilini görüyorsunuz. Ağ attığımızda poşetten hava alamıyoruz. Çöpler, lağımlar, hafriyatlar bütün atıklar denizde. Deniz ne yapsın daha?"
Denizlerde kirlilik yüzünden oksijenin azaldığını da anlatan Kalafat, "Kendi çevrenizden baz alın. Hangi derelerden su akıyor. Öyle miydi eskiden? Deniz eskiden pisliğini dışarı atardı. Her taraf kumluk alandı. Ne oldu kum mu kaldı daha deniz kenarlarında? Sahil yolu ile dolduruldu deniz kenarları. Deniz pisliğini sirkülasyon ile dışarı atamaz hale geldi. Kumlarda eskiden bir sürü yosun olurdu. Deniz pisliğini dışarı atardı. Var mı öyle bir şey?
Ama şu bir gerçek ki denizin balıkçılığı bitmez. Birazda biz kendimiz korumamız lazım insan olarak" ifadelerini kullandı.