Oruç'un mucizesi...

Ramazan ayının ortalarına geldiğimiz şu günlerde bedenlerimizin bu yeni düzene alıştığını belirten Ay, "Artık daha az açlık hissediyoruz ve günü daha rahat geçiriyoruz. Günlük rutin beslenmemizde yerli yersiz şeyler yiyerek ya da metabolizmamızın dinlenme saatlerine aldırmayarak yaptığımız hatalı seçimlerle kendimize ne büyük işkenceler ettiğimizi şu anki rahat halimizle daha iyi anlıyoruz." diye konuştu.

Özel Akdeniz Şifa Hastanesi'nden Uzman Diyetisyen Betül Ay, orucun vücutta biriken atıklardan ve zararlı toksinlerden kurtulmak için bir fırsat olduğunu belirtiyor ve ekliyor, " Oruç sırasında, başka bir zamanda üstüne para verseler sürdüremeyeceğimiz bir kararlılıkla, eski sağlıklı hallerine geri dönmeleri için fark ederek ya da etmeyerek, organlarımıza yardımcı oluyoruz."

İFTAR VE SAHURDA YEDİKLERİMİZE DİKKAT!rnrn"Oruçla, uzun yıllar boyunca bilerek ya da bilmeyerek inatla yaptığımız hataları tolere etmeye çalışan, en sonunda da pes eden ve türlü sıkıntılara gark olan organlarımıza teşekkür etmeye ve hakkını teslim etmeye gayret etmektir. Elbette yine iftarda ve sahurda doğru seçimler yapmamız koşuluyla."

Orucun organlar için bulunmaz bir nimet olduğunu aktaran diyetisyen Betül Ay "Gerçekten de günümüzde sıklıkla karşılaştığımız besin intoleransları, insülin direnci ya da irritable barsak sendromu gibi hastalıkların temeline bakıldığında vücudumuza ve bağışıklık sistemimize aşırı bir yüklenme görülmektedir. Bu tür durumlarda bedenin zekası bozulmuş, pankreas neye ne kadar insülin göndereceğini şaşırmış, barsaklar düzenli çalışma şeklini ve doğal sağlıklı florasını kaybetmiş, bağışıklık sistemimiz hangi bileşenin peşinden düşman diye koşacağını unutmuştur. Uyguladığımız beslenme tedavilerinin farklı terapi ve yöntemleriyle yaptığımız, aslında organa “Sen busun, senin görevin bu, hatırla!” diyerek beden zekasını yeniden canlandırmakta" olduğunu belirtiyor.

"Bir diğer önemli konu da bu dönemde sadece bedenlerimizin değil yiyeceklerimizin aurasının ve sağlığının da değişmiş olmasıdır. Günlük yaşamın koşuşturmacası içinde alelacele hazırladığımız, hızlı ya da hazır yediğimiz gıdaların yerini iftar saatine kadar huşu içinde dualarla, iyi niyetlerle, sükunet içinde ve neşeyle hazırlanan besinler alır."

Karaciğerin ve böbreklerin Ramazan'da dinlendiğine dikkati çeken Ay, şunları kaydetti:"Gözünün içine baktığımız ve af dilediğimiz organların verdiğimiz emek ve gösterdiğimiz sabrın karşılığında ışıl ışıl ışıldamaya başlaması, düzelen pankreas problemleri, bağışıklık sistemlerimizin unuttuğu intoleranslar, rahat ve sağlıklı florasına kavuşmuş barsaklar, detokslanmış ve adeta tazecik bir bebeğin karaciğerine dönüşen bir karaciğer ve toksinlerinden arınmış rahat böbrekler; daha ne olsun değil mi? İnsanı bundan daha mutlu eden bir tablo olabilir mi? Olabilir diyebilirsiniz ama mutluluğun ilk koşulu sağlıklı olmaktır."

YEMEK YAPARKEN DUA EDİNrnrn"Bu şekilde hazırlanan yemeklerin titreşimleri değişerek sağlık ve şifaveren titreşimlere dönüşür. Bu nasıl olabilir? diye merak ederseniz, dualar, güzel ve çirkin sözler ve niyetler karşısında su moleküllerinde oluşan değişimleri fotoğraflayan Japon bilim adamı Dr.Masaru Emoto'nun çalışmalarını incelemenizi öneririm. Aynı çalışma besinler için de yapılmıştır."

Anadolu'nun pek çok yerinde hala devam eden geleneksel düğün yemeklerinin ya da toplu pişen ve dua ile harmanlanan yemeklerinhiç unutulmayan ve damaklarımızda kalan tatları, yiyeceklerin frekanslarının değişmesi ile ilgilidir."

ORUÇ SADECE AÇ KALMAK DEĞİL rnrn"Yeniden kavuştuğumuz sağlıklı bir beden, açlık hissini farklı bir düzeyde anlamak, ağzımızdan çıkan sözcüklere ve bedenimize aldığımız yiyeceklere özen göstermek, dini ritüellerin uygulanmasıyladaha da yumuşayan kalpler, merhamet hissinin güçlenmesi, dünyaya farklı bir gözle bakabilmek, bedenlerin ve zihinlerin toksinlerden arınması bizlere verilen en büyük lütuf değil midir?"