Alaattin Hatayoğlu: Şike-yargı sürecinde iktidarın ve muhalefetin objektif olmadığını, Trabzonspor'un haklılığını görmezden geldiklerini, emek hırsızları lehine adaletsiz yaklaşımlarda bulunduklarını söyledi.
İftar yemeğine katılan BİK başkanı Mehmet Atalay'a bakarak uzun bir konuşma yapan Hatayoğlu, tarafının Trabzonspor olduğunu, Trabzonsporu temsil edemeyen kişileri dün olduğu gibi bugünde eleştiriyoruz, yarında eleştireceğiz, Bunu yapmayacak olsak ne işimiz var burada, derneği kapatır gider evimde otururum dedi.
1967 Trabzonsporlular derneğinin her yıl geleneksel olarak düzenlemiş olduğu iftar programında katılım yoğundu. Trabzonspor'un eski başkan Mustafa Günaydın, eski asbaşkan Hayrettin Hacısalihoğlu, eski yönetici Erdal Atalay, Ufuk Bozoğlu ve Temel Soyyiğit, basın ilan kurum başkanı Mehmet Atalay, Trabzonspor'un efsane futbolcusu Ali kemal Denizci , Tff yönetici Taylan Üner, Tüfad başkanı Rıza Çavuşoğlu çok sayıda değerli bürokrat ve iş adamlarının ve basın mensuplarının katıldığı gecenin sunuculuğunu editör spor program yapımcısı Meyil Alim'in yaptığı Gecenin açılış konuşmasını 1967 Trabzonsporlular dernek başkanı Alaattin Hatayoğlu yaptı.
3 temmuz'da başlayan ve Trabzonspor'un gündemini 3 yıldır meşgul eden şike olayından bahsetti.
Şike Sürecini Akamete Uğratan Başbakan'dır
Türkiye Cumhuriyeti başbakan, 3 temmuz sürecinde Kırkpınar yağlıgüreşleri organizasyonunda söylemiş olduğu “Şike yapan kurum ve kişiler birbirinden ayrılsın” sözlerinden sonra şike sürecine start vermiştir. O dönemde Trabzonspor'un başkanına ve asbaşkanına şike operasyonu başlatıldı. Ancak şikeyi yapan kurum ve kişiler hakkında herhangi bir yaptırım olmadı. O dönemin Federasyon başkanı Mehmet Ali Aydınlar, yapılan operasyonlar ardından “ bu işin içerisinde Trabzonspor'da varmış. Bu iş daha da çok uzayacak” söylemleriyle olayları manipüle etme yolunu izledi. Sportif anlamda şike yaptığı kanıtlanmış kulüplere hiçbir yaptırım olmazken Trabzonspor kulüp başkanları ve yöneticilerine operasyonlar düzenlenip Trabzonspor'u şike olayı içerisine dahil edilmeye çalışıldı. Bu olayların neticesinde Trabzonspor hem sportif yetkililer hemde yargı karşısında aklanıp temiz olduğu ortaya çıkmıştır.Fenerbahçe, Beşiktaş, Sivasspor ve Eskişehirspor kulüp başkanları, yöneticileri ve teknik heyetlerinin, şike yapmış olduğu somut olarak kanıtlanmışken halen Türk futbolunun başında bulunmaları Türk Futbolu için utanç verici bir durumdur.Avrupa'yı Her Anlamda Örnek Alıyoruz
Avrupa'da adı şikeye karışan isimlere kendi ülkelerinde çalışmalarına izin verilmemesine rağmen transfer edilip Türkiye'de kulüplerin başlarına getirilip her birine görev verildi. Hector Coper, Daum, gibi isimler avrupa'da futbol ve spor hayatından uzaklaştırılmasına rağmen Türkiye'de teknik direktörlük hayatlarına devam edebildiler. Bu utanç verici durum onların değil bizim ayıbımızdır. Türkiye'deyargıtay, uefa ve cas tarafından şike yaptığı onaylanmış olan kişilerin halen Türk futbolu içerisinde aktif görev yapıyor olmaları Türkiye için büyük bir ayıptır. Aziz yıldırım, Yıldırım Demirören gibi isimler şike olayının baş zanlıları olarak yargılanması gereken isimlerken bugün bir tanesi Türk Futbolunu yöneten isimdir.Yıldırım Demirören gibi şike yaptığı kesinleşmiş bir kulübün başkanı iken bugün Türk Futbolunun başında olması Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Futbolu adına utanç verici bir durumdur ve bu durum tarihin kara sayfalarında yerini mutlak ve mutlak alacaktır.
Şenol Güneş'in “ Türkiye Cumhuriyetini yönetenlerin ve Türk futbolunu yönetenlerin adaletine inanmıyorum” sözlerinin gerçekliğinden bahsetti.Türk futbolu şu anda olmaması gereken bir noktadır ve bu durumun tek sorumlusu Siyasettir.Trabzonspor'un eski ve mevcut başkanın şike konusundaki yanlışlarından siyasete yakınlığından ve şike sürecinde izlenmesi gereken konulara da değindi. Trabzonspor'un mevcut başkanı Hacıosmanoğlu'nun “başbakan şikeye karışmamıştır” sözünün şike ile mücadelesinde ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir. Sadece taraftarın gazını almak için bulunduğu söylemlerle aslında şike sürecindeki tutumunun göstermelik olduğunu ifade etti.
Mahmut Uslu “ Başbakan söz verdi Aziz yıldırım tutuklanmayacak yeniden yargılanacak” Şeytan lakaplı Rıdvan Dilmen “ Şike sürecinde başbakan en büyük Fenerbahçelidir” Uefa genel sekreteri İnfantino “ şike yapan takımları Türk hükümeti kurtarmak için olağanüstü çaba sarfetmektedir” bu söylemler Hacıosmanoğlu'na bir şey ifade etmiyor mu? Kupamızı verdirmeyen başbakandır. Hacıosmanoğlu çok yürekli ise mahkeme kararı Yargıtay onayı, uefa ceza kararı, cas onayı, alıp başbakan'ın huzuruna çıkıp kupayı başkandan istemelidiru2026