Cengiz Topel, babasının görevli olduğu İzmit'te 2 Eylül 1934 tarihinde doğdu. Dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olan Cengiz Topel'in babası Trabzonlu Tekel tütün eksperi Hakkı Bey, annesi Mebuse Hanım'dır.
229
İlkokula Bandırma II. İlkokul'unda başlayan Topel, babasının Gönen'e tayini ile Ömer Seyfettin İlkokulu'nda öğrenimine devam etti.
329
1934 yılında babasını kaybettikten bir süre sonra yerleştikleri İstanbul Kadıköy'deki Kadıköy Yeldeğirmeni Okulu'nda ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimini Haydarpaşa Lisesi'nde başlayıp Kuleli Askeri Lisesi'ne devam ederek 1953 yılında bitirdi.
429
1961 yılında, Eskişehir 1. Ana Jet Üssü'ne atanan ve 1963 yılında yüzbaşılığa terfi eden Topel, 1964 yılının Ağustos ayında, Kıbrıs üzerinde caydırma amaçlı yapılan uçuşlara katılır.
529
BU ADA İÇİN VERİLEN SAVAŞ, hiç bitmez! Her ne kadar çoğumuz Kıbrıs sorununu 1974 yılındaki zaferle hatırlasak da, sorunun geçmişi 1960'lı yıllara dayanır. Tarih boyunca savaşlara ve işgallere sahne olan Kıbrıs'ın 1570 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun hâkimiyetine geçmesiyle, adaya Türkler göç etmeye başlar; 300 sene sonunda ise, Kıbrıs'ta, Türk nüfusun yoğunluğu hatırı sayılır miktarda artar.
629
1878 yılında İngilizlerle imzalanan gizli bir sözleşme uyarınca, “geçici” olarak İngilizlere verilen Kıbrıs; 1914 yılında, 1. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla resmen ilhak edilir. İstiklal Savaşı'nın kazanılmasından sonra da, Lozan Antlaşması'yla resmen tanınan Türkiye Cumhuriyeti; anlaşmanın 16., 20. ve 21. maddeleri gereğince, Kıbrıs'ın İngilizler'e bırakılmasını kabul eder.
729
1960 yılına kadar İngiliz idaresinde kalan Kıbrıs'taki Rumlar, 1931 yılından itibaren, ENOSIS (Birleşme, Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması.)'i gerçekleştirmek için ayaklanır. Başarısız çabaların ardından, 1953 yılında EOKA (Kıbrıslılar'ın Millu00ee Mücadele Örgütü) kurulur ve asıl mücadele o zaman başlar. 1 Nisan 1955'te yayımladığı bildiriyle, EOKA, İngilizleri ve Türkleri düşman kabul ettiğini açıklar.
829
Önceleri İngiliz askerlerine ve onların ailelerine saldıran Rumlar, daha sonra Türk nüfusa da saldırıda bulunur. Giderek artan şiddet karşısında korunma ihtiyacı duyan Kıbrıs Türkleri ise, 1 Ağustos 1956 tarihinde, Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nı kurar ve mücadeleye başlar.
929
ADA'DAKİ ŞİDDETİN artması nedeniyle, öncelikle Rum ve Yunan tarafı ile anlaşmaya çalışan İngiliz hükümeti, bu konuda başarısız olunca; Ada'nın, Türk ve Rum tarafl arının yanı sıra, Yunanistan- Türkiye-İngiltere tarafından yönetilmesine karar verilir.
1029
Ardından, Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları Zürich'te bir araya gelerek, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması konusunda anlaşır. Kıbrıs'taki Türk ve Rum liderler de, 19 Şubat 1959'da Londra Anlaşması'nı imzalayarak, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağlar. Bu anlaşmalara göre hazırlanan Kıbrıs Anayasası'nın kabulüyle, 1959 yılının 15 Ağustos'unu 16 Ağustos'una bağlayan gece yarısı, Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilir.
1129
BU CUMHURİYETİN İLANINDAN SONRA, Rum tarafından Başpiskopos III. Makarios, Cumhurbaşkanı; Türk tarafından da Dr. Fazıl Küçük, Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçilir. Ancak tüm bu süreci ENOSIS'in gerçekleşmesi için atılan adımlar olarak gören Kıbrıs Rumları, 1963 yılında, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nı tek tarafl ı olarak değiştirme kararı alır ve Aralık ayında, Türk nüfusa yönelik saldırılar başlar.
1229
“Kanlı Noel” olarak adlandırılan bu dönemde, Türkler'in evleri basılır, kadınlar ve çocuklar öldürülür.
1329
Devamında, Türkler rehin alınır ve ekonomik yönden ambargoya maruz bırakılır. Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerleri, Rum ve Türk bölgelerinde süren bu çatışmaları önlemek amacıyla, 14 Mart 1964 tarihinde Ada'ya gönderilir. Olayların tırmanması üzerine; Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi, Garanti Anlaşması'nın 4. maddesine dayanarak, 16 Mart 1964 tarihinde, Ada'ya müdahale kararı alır.
1429
RUMLAR'IN Kıbrıs Türkleri'ne karşı işlediği suçları caydırmak amacıyla Türk jetlerinin Kıbrıs üzerinde uyarı uçuşu yapmasına karar verildiği, 7 Ağustos 1964 tarihinde, Eskişehir'deki hava üssünden dört jet havalanır.
1529
İlk hedef olan Erenköy'e ulaşan jetler, karadaki Rum kuvvetlerini makineli top ateşine tutar ve bölgede üç gündür direnen Türk kuvvetlerine destek olur. Ertesi gün, 8 Ağustos'ta, Erenköy'deki Türk kuvvetlerini denizden bombalayan ve onları iki ateş arasında bırakan Rum hücumbotlarına yönelik bir keşif uçuşu gerçekleştirilir.
1629
Hücumbotların yerinin tespit edilmesinin ardından gönderilen ilk hücum kolu, bu hücumbotları makineli top ve roket ateşine tutar. Bu sırada Malatya'dan kalkan jetler de, Erenköy'deki Rum mevzilerini bombalar.
1729
Hücumbotlara yönelik ikinci hücum kolundaki dört jette; Yüzbaşı Cengiz Topel, Üsteğmen İzzet Öztarhan, Yüzbaşı Mehmet Konedralı ile Üsteğmen Ethem Sancar bulunuyordur ve komuta, Yüzbaşı Cengiz Topel'dedir. Antalya'ya kadar yapılan yüksek irtifa uçuşundan sonra kol, Akdeniz üzerinde alçak uçuşa başlar. Alçak uçuş yapmalarının nedeni, İngilizlerin Kıbrıs'a kurdukları radara yakalanmamaktır.
1829
YAKALANMASININ ARDINDAN ortaya atılan iddialardan hiçbiri kanıtlanamasa da, esir düşen Cengiz Topel, bir söylentiye göre kendisini konuşturmak isteyen Rumlar tarafından işkence edilerek ve vurularak öldürülmüş; diğer bir söylentiye göreyse, işkenceyle öldürüldükten sonra cenazesine ateş edilmiştir.
1929
Cengiz Topel'in esir düşmesinin ardından pilotunu geri isteyen Türkiye, eğer teslim edilmezse, intikam saldırılarına başlayacağını açıklar. 9 Ağustos 1964 günü, BM Barış Gücü komutanının şahsen gidip pilotumuzu ziyaret edeceğini söylemesiyle ertelenen bu planlar, aynı gün gece saatlerinde Rumlar'ın radyodan Cengiz Topel'in öldüğünü bildirmesiyle rafa kaldırılır.
2029
PİLOTUNUN cenazesini talep eden Türk hükümeti, Rum tarafının; ertelemeleri, geciktirmeleri ve Kıbrıs'ta cenaze töreni yapılmaması gibi şartlarıyla karşılaşır. Cenaze töreninden sonra şehidin naaşını çalmakla tehdit eden Rumları engellemek için, cenazenin helikopter ile götürülmesine karar verilir.
2129
Bu tarihte, şehidin ailesi, Cengiz Topel'in hâlâ esir tutulduğunu düşünüyordur. Uçağın düştüğü gün İstanbul'a gönderilen annesi, bozulan radyolarından ve sokağa sokulmayan gazetecilerden dolayı, bir haber alamıyor ve kimsenin acılı anneye oğlunun vefat haberini vermesine izin verilmiyordur. Mebuse Topel, durumu ancak 13 Ağustos'ta, cenazede öğrenecektir.
2229
ŞEHİDİN CENAZESİ, 11 Ağustos 1964 günü, Lefkoşa Rum Hastanesi'nden alınarak, saat 22.00'a doğru Lefkoşa Genel Hastanesi'ne bir tabut içinde ve çıplak olarak getirilir.
2329
Otopsi neticesinde, yüzde ve gövdede çok sayıda darbe izi; vücutta farklı yönlerden ve kısa namlulu bir silahla yakından ateş edilerek oluşturulmuş kurşun delikleri ve ameliyat izleri tespit edilir. Bu durum, esir düştükten sonra vurulduğu ve işkence gördüğü iddialarını desteklemektedir.
2429
12 Ağustos günü Lefkoşa Genel Hastanesi önünde yapılan cenaze törenine, çok büyük bir kalabalık katılır. Korteje, mezarında Kıbrıs toprağı da bulunsun diyerek cenazeyle birlikte gönderilecek olan, kırmızı atlas torbalarla taşınan Kıbrıs toprağı da eşlik ediyordur. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER helikopteriyle Adana'ya götürülen cenaze, oradan da Ankara'ya nakledilir. 14 Ağustos günü, başta Başbakan İsmet İnönü olmak üzere; bakanlar, kuvvet komutanları, milletvekilleri, senatörler, askeru00ee erkân ve Cumhurbaşkanı adına Yaver Yzb. Talat Tekin'in de hazır bulunduğu bir tören düzenlenir.
2529
Aynı gün, cenaze, İstanbul'a gönderilir. Cenaze namazının kılınacağı Sultanahmet Camisi'nin önünde, mahşeri bir kalabalık vardır. Cami, 800'den fazla çelenk ve yüz binlerce İstanbullu tarafından kuşatılmıştır.
2629
Caminin bahçesindeki musalla taşında yatan Cengiz Topel'in başında ise, milisler ve silah arkadaşları nöbet tutuyordur. Öylesine bir kalabalık vardır ki, cenazenin camiden çıkarılıp, kortejin önüne getirilmesi mümkün olmaz; zira evlerinden, işlerinden çıkıp gelmiş yüz binlerce İstanbullu tabuta hücum ediyor, ona yakın olmaya, onu kucaklamaya çalışıyordur. Denebilir ki bu tören, Mustafa Kemal Atatürk'ün cenaze töreninden sonra İstanbul'un gördüğü en büyük cenaze törenidir.