Trabzonspor Trabzon futbolunu UNUTTUrn rnBir sezon Trabzonspor'da, uzun yıllar da Süper Lig'de forma giyen ve futbol yaşamına teknik adam olarak devam eden Muzaffer Bilazer, Haber61'den Tuncay Lakot'a hem Türk futbolunu hem de Trabzonspor hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.rnrnİşte o röportaj:
212
SORUN, FUTBOL AKLIYLA LABORATUVAR ORTAMINDA ÇÖZÜLEBİLİRrnrnTürk futbolunda her dönem sorundan söz edilir. Sizce Türk futbolunda bir sorun var mıdır? Varsa çözüm nedir?rn rnYaklaşık 20 yıldır profesyonel olarak futbolun içerisindeyiz. Gözlemimiz şu: Türk futbolunun sürekli bir takım ihtiyaçları olduğu gibi gelişime de ihtiyacı var. Bununla ilgili her zaman bir takım fikirler üretildi. TFF'nin de bununla ilgili çalışmaları oldu ama maalesef Türk futbolunda son dönemlerde bir gelişim değil bir dönüşüm oldu. Türk futbolunda ciddi bir kırılma yaşandı. Alınan kararlar, hem genç oyuncunun gelişimi için, hem gelişen genç oyuncuyu A takımda değerli kılabilme adına bir barikat oluşturdu. Çözüm için sorunun, daha akılcı, daha uzun vadede, günü kurtarma derdiyle değil de daha uzun vadeli planlar içinde, futbol aklı ve laboratuvar ortamında değerlendirilmesi lazım. Çünkü biz bugünü değil de geleceği kurtarmamız gereken futbol aktörleriyiz. Taraftarlar bu konuda farklı düşünebilir. Bu işe duyguları ile yaklaşan insanlar farklı düşünebilir ama bu işi meslek edinmiş insanlar, yöneticiler, futbolcular, antrenörler, bu işin geleceğini de arama noktasında hazırlayıcı olmaları lazımken, bugün bunların tam tersi kararlar alınıyor. Çünkü popüler kültür artık dünya futboluna şimdilerde hakim olmaya başladıysa da, Türk futboluna çok önceden hakim oldu. Popüler kültürü aşamıyoruz. Bu Trabzon için de geçerli, ülke futbolu için de...
312
TFF'NİN KARARI EN AZ 15 YILI KAPSAMALIrn rnEğitim noktasında sıkıntı var. Geliştirmede sıkıntı yaşandığı gibi denetlemede de sıkıntı yaşanıyor. TFF, eğitim ya da gelişim adına bir karar alacaksa bu, en az 15 yıllık bir plan olmalıdır. Türkiye'nin coğrafi yapısına ve Türk futbolcu profiline göre radikal çalışmalar yapılmalıdır. Almanya, bu noktada çok iyi bir örnek olarak duruyor. 2002'den sonra futbol eğitim ve gelişim kültürlerini değiştirerek dünya futboluna damga vurdular. Bizde son on yıl içerisindeki futbol anlamında bu atmosferin buraya gelmesindeki en büyük etken, ilk başta alınan kararların yanlışlığı ve daha sonra bu kararların arkasında durulmayışı. Doğru bir kararın alınması lazımken yaşanan her değişimde bu kararlar tekrar revize edildi. Haliyle sağlıklı bir futbol ortamı olmadı.
412
FAZLA PARA, UCUZ EMEKLE İLKELER HİÇE SAYILIYORrnrnTakımların 14 yabancı oyuncuyla mücadele etmeleri, Türkiye'ye son dönemde gelen oyuncuların 30 yaş üstü olmaları ve yüksek maliyetleri konusuna yorumunuz nedir?rn rnYabancı oyuncu sayısının fazla oluşuna karşı bir teknik adam değilim. Çünkü senin oyuncun bu oyuncularla yarışmak zorunda. Bugün Avrupa'ya ve Milli arenaya çıkıldığı zaman, bunlarla yarışmak zorundayız. Yerli oyuncu, yabancı oyuncu ile yarışsın ve onu geçsin. Futbolcu gelişimi için buna ihtiyacımız var. Ancaku2026 Ülkenin popüler kültüre mahku00fbm bırakılması, bugün belli bir yaşın üzerinde kendini dünya çapında kanıtlayıp marka olmuş oyuncuların alınması, bu ülkede, bu kez bizim ürettiğimiz ama ürettiğimizi kullanamadığımız oyuncuların önünü tıkamasına neden oluyor. Ülke futbolu olarak veya kulüpler olarak oyuncu yetiştirebilsek ve yetiştirdiğimiz oyuncuları A takımda kullanabilsek, bu tür yabancı sayısına karşı değilim. Ülke futbolu ve kulüpler için beklentiler ilkesel değil de salt başarıya dönük olunca, bu kez kararın yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Bunun için belki farklı dokunuşlar yapmamız lazım. Alınan yabancılara baktığınızda, alınmaları için bir izleme komitesine ihtiyaç yok. Bu futbolcular zaten dünyada kendini kanıtlamış üst liglerde futbol oynamış oyuncular. Yabancı oyuncu transferini her yönüyle iyi analiz edebilecek, daha iyi bir futbolcu izleme ekibi oluşturabilecek, daha farklı departmanlar kurabilecek kriterlere gitmemiz lazım. Daha genç oyuncu olabilir ya da maliyeti belli aralıklardaki oyuncular olabilir. Bu sayede, kulüpler de doğru oyuncuyu bulabilecek bir departmana sahip olacaklar. Ama biz buradaki bütün alanı sınırsız bıraktığımız için en kolayını fazla para verip ucuz emek karşılığında transfer ediyoruz. Kulüpler, günü kurtarmak adına biraz daha başarıya endeksli hamleler yapmış oluyor ve bu kez de ilkelerini kaybetmiş oluyor. Özelde Trabzonspor'un, genelde de Türk futbolunun özeti bu.
512
DÖNEN PARALAR, FAYDACILIĞA YÖNLENDİRİYORrnrnMenajerlerin, astronomik transferlerdeki rollerini nasıl değerlendiriyorsunuz?rn rnFutbolun içinde olan insanlar bu işleyişi çok iyi biliyor. Biz bunları analiz etmek yerine bu duruma nasıl çözüm bulabilirizin peşine gitmemiz gerekiyor. Hem Türkiye, hem de dünya futbolu menajer konusundan rahatsız. Mali denetlemenin bu kadar kontrolsüz olduğu bir ortam, futbolcuyu da, yöneticiyi de, antrenörü de, bu işi bir faydacılığa yönlendirebiliyor. Bu faydacılık, dünya ülkelerinden daha fazla Türkiye'de var. Oyuncuların menajer ücretlerinden tutun da kulüplere ne kadar para girdiği ve karşı kulüpten ne kadar para çıktığını da denetlemiyoruz. Bu sorunları çözmek, devlet politikasıyla mümkün olabilir. Spor bakanlığının ve spora bağlı bütün birimlerin, radikal kararlar alması gerektiği bir ortamın içindeyiz. Ben antrenörlük yapıyorum, yıllarca profesyonel futbol oynadım. Bir menajerin kazandığı kadar para kazanmıyorum. Futbolda, bu kadar kolay ve büyük para döndüğü için çok yetkisiz ve alakasız insanların da artık futbolun içine daha fazla dahil olmaya çalıştığı ve ortamı kirlettiği bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Ve bu durum bizim işimizi de çok zorlaştırıyor. Transferin pazarlık sürecinde çok fazla olmuyoruz ama transferin önceki sürecinde bile menajerlerle olan diyaloglardaki kirliliğe çok fazla şahit oluyoruz.
612
ELEŞTİRDİĞİMİZ YÖNETİCİLERİ MUMLA ARAR OLDUKrnrnTürk futbolundaki yönetici profiline baktığınızda ne görüyorsunuz?rn rn20 yıl önce futbola yeni başladığımda, yöneticileri, futbol akılları yok diye eleştiriyordum. Geldiğim noktada ise onları arar oldum. O dönemde yöneticilik yapmış insanlar en azından saygın insanlardı ve şehir tarafından saygıyla karşılanıyorlardı. Bir takım sosyolojik ve maddi dengeler değiştikçe, pragmatik bir yönetici profili ortaya çıktı. Dünyadaki bütün ülkeler futbol sektörüne yatırım yapmaya çalışıyor. Haliyle bu alanlar, pragmatik insanların rahatlıkla girebildiği alanlar oldu ve burada futbol aklıyla diğer aklın ciddi manada bir çatışması var. Bu çatışmada kaybeden, haliyle futbol aklı oluyor. Bugün Türk futbolunda birçok kulüp ya kapandı ya da isim değiştirdi. Bunların sebepleri de son yıllarda mafyavari, bir yerlerden güç devşirmeye çalışan insanların kulüpleri yönetmesi. Bu sadece üst ligler için değil alt liglerde de durum aynı. Son 15 yıldır, domino taşı etkisiyle kırılma değil yarılma yaşandı. Bunu düzeltecek tek şey var, o da kanunlar.
712
BAŞARI ÇOK SOYUT BİR SONUÇrnrnBugün en çok zorlandığımız nokta futbolun dışındaki insana bir şey anlatabilmek. İnsanların senden beklediği tek şey var: Başarı. Başarı çok soyut bir sonuç. Kulüplerde başarılı olmaktan daha önemli şeyler var. İlkeler ve bir takım duruşlar var. Kulübün bugününü, geçmişi ve geleceği arasında ilişkilendirmesi var. Bunların hepsiyle ilgili sen bir takım şeyler planlarken karşıdaki insanın senden beklediği şey bu duruş değil. Haliyle bu, seni de davadan uzaklaştırıp sadece günü kurtaran ve kendini korumaya çalışan bir futbol adamı haline getiriyor. Sonra ne oluyor? Süreç seni bu ülkeye yapacağın katkıdan ziyade kişisel bir katkıya taşıyor ve bir şekilde bizi verimsizleştiriyor.
812
SPORUN İÇERİSİNE SİYASETİ KENDİ ELLERİMİZLE İTTİKrn rnGünümüzde spor ve siyaset iç içe geçmiş vaziyette. Sistemin içinde bulunan teknik adamlar çok rahat iş bulabilirken diğerleri dışarıda kalıyor. Sistemin içinde olup sürekli para kazanan bir teknik adam olmak mı yoksa ilkelerle hareket etmek mi?rn rnSiyasetin futbolun içinde bu kadar yer alması, ülkemizdeki futbol ortamının bir gerçeği. Aslında bu, uzun bir sürecin gerçeği. Burada siyaseti tek taraflı suçlamamamız lazım. Futbol ortamındaki insanlar yetersizliklerini, başarısızlıklarını siyaset üzerinden örtmeye çalışıyor. Haliyle bazı yerlerde siyaset bu ipleri elinde tutmak zorunda. Biz futbol adamları olarak futbolu siyasete kendi ellerimizle teslim ediyoruz. Kendi içimizden kulübü yönetebilecek bir başkan, bir yönetici çıkaramadığımız sürece pragmatik insanlar kulüp yönetimlerini devralıyor. İşbilmez faydacılar kulübü uçuruma sürükleyince de şehrin siyaseti o kulübe bir şekilde değmek zorunda kalıyor. Siyaset bu ülkenin kural ve kanunlarını tanzim eder. Futbolun da kendi içinde özerk yapısı vardır. Futbol, bu mekanizmada kendi kanunlarını tanzim eder. Yaniu2026 Futbolun kendi kaderini tayin edip, bu işe iyi çalışan, bu işi iyi yapan; doğru planlama, doğru proje, doğru denetleme ile yol alan kulüpler ve antrenörlerin başarılı olması ve alan bulabilmesi gerekir. Ama bu ülkenin sosyolojisini es geçemeyiz. Bu, bir anda olacak bir olay değil.
912
ŞAMPİYONLUKTAN BAŞKA İLKELERİ KALMAMIŞrnrnKulüpler şampiyonluk adına kesenin ağzını sonuna kadar açıp transfer gerçekleştiriyor. Bu fotoğrafı nasıl değerlendirirsiniz?rn rnFutbol adamı olarak beni ilgilendiren, hangi takımın şampiyon olacağından öte, sağlıksız futbol ortamı. Günlük başarı kaygısı, sadece kendini kollayan yönetim ya da teknik heyet tarzları, bu ülke futboluna geleceğini kaybettiriyor. Son zamanların en farklı transfer ortamını bu sene yaşadık. Türkiye'deki bu ortamı çok anlamış değilim. İnsanların şampiyon olmaktan başka ilkeleri kalmamış. Zaten bir takım taraftarı değil, futbol taraftarı olarak düşünüldüğünde, kimin şampiyon olacağı merakıyla değil, mevcut atmosferin düzelmesi adına hareket edersin.
1012
TRABZONSPOR, TARİHİNİ ÇİĞNER VAZİYETTErnrnTrabzonspor, yeni sezona şampiyonluk parolası ile girdi. Atılan adımlar, 50. yılda şampiyonluk adına. Bu politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz?rn rnTrabzonspor, özellikle son 5-6 yıldır, tarihini çiğner vaziyette. Bunu durdurabilecek bir reaksiyon da şu ana kadar geliştiremedik. Trabzonspor, futbol kültürü ve geleneğine öncülük yapan bir kulüp. Trabzon futbolu Trabzonspor'a her daim sahip çıktı ama Trabzonspor, Trabzon futboluna artık sahip çıkmıyor.rnTrabzonspor, Trabzon futbol tarihinden koptukça, evrensel futbol adamlarını çıkarmamıza engel oluyor ve bu durum, Trabzonspor'un geleneksel rolünü/rollerini kaybettiriyor... Bu konuda Trabzonlu bir futbol adamı olarak çok ciddi kaygılarım var. Trabzonspor'un farklılığı şampiyonlukları değildir. Trabzonspor'un farklılığı başka farklılıklardır. Trabzonspor, Anadolu'daki tüm kulüplerin hislerine tercüman olmuş bir şehirdir. Farklı bir futbol ortamı ve farklı futbol köklerine sahiptir. Ama farklı futbol köklerine sahip bu şehrin, bugün burada yaşayan insanları, onların kıyafetlerini, konuşmalarını, onların sahip olduğu ekonomileri beğenmeyen başka Trabzonspor ve Trabzonsporlular mevcut. Bu çatışmada kaybeden de bu durumun idrakında olan Trabzonsporlularu2026 Bu yüzden Trabzon şehrinin öncelikle şampiyonluktan ziyade, yitirilen değerleri hatırlaması ve bunun mücadelesini de Trabzonspor'un vermesi gerekiyor.
1112
KUCKA PAHALI, BURAK YILDIZ OLABİLİR AMA LİDER YUSUF'TURrn rnİki haftalık teknik analize bakarsak geçen sezonun başından daha güçlü bir Trabzonspor var. Zamana ihtiyacı var mı zamana ihtiyacı var. Zamana ihtiyacı olan, oyununu yakalamaya çalışan Trabzonlular grubu var. Yapılan pahalı transferler, bu takıma yerleştirilecek, genç yaşta oyunu yakalamasını istediğimiz oyuncuların süresini uzatacak. Bugün bu kadar transfer yapılmasına rağmen Trabzonspor'un en çok ihtiyaç duyduğu oyuncu Yusuf Yazıcı'dır. Enteresandır; yine bu kadar transfere rağmen kadro içerisinde Yusuf Yazıcı'nın benzerini bulabileceğin bir diğer oyuncu da Abdülkadir Ömür'dür. İki oyuncuya da bu kulübün değeri gözüyle bakıyorum. Abdulkadir Ömür'ü, oyunu arayan bir yıldız adayı olarak görüyoruz. Ama bu isimlere oyunu yakalatacak kişi teknik direktörüdür. Teknik direktör de baktığımız yere uzak duruyor. Trabzonspor'un şunu görmesi lazım: Takımın en pahalı oyuncusu Kucka, yıldız ismi Burak olabilir ama oyunun lideri Yusuf Yazıcı'dır. Ona oyunun lideri olduğunu hissettirecek kişide Ersun Yanal'dır. İki hafta içinde Yusuf Yazıcı'nın saha içerisindeki oyun liderliğinin verilmemesi bence en büyük handikap. Taktik değişikliğinde başka bir alana itilen bir oyuncudan oyun liderliği bekleyemeyiz. Yusuf Yazıcı'nın değerli bir oyuncu olduğunu hissettirmemiz lazım. Yusuf Yazıcı'nın oyun içinde değerli olması, Kucka'nın da Burak Yılmaz'ın da değerli olmasında en büyük etkendir diye düşünüyorum.
1212
MUSTAFA AKBAŞ, MEVCUT TAKIMDAKİ EN İYİ STOPERDİRrnrnTrabzonspor'a, transfer noktasında özellikle savunma bölgesine takviye gerekiyor. Özellikle sayısal olarak ve kadro derinliği anlamında stoperde mevkiinde sıkıntı var. Trabzonspor'da Mustafa Akbaş diye bir gerçek var. Çalıştığım bir oyuncu; mevcut oyunculardan daha üst düzey performans sergileyecek bir oyuncudur, yetenekleri de üst düzeydir. Trabzonspor taraftarının kendi oyuncusuna karşı hazımsızlığı ve onların hatasını görmemezlikten gelmeme gibi bir kültürü var. Bunun karşılığında da Mustafa Akbaş kendi kalitesini yakalama noktasında zorlanıyor. Kendisi ile çalışan bir antrenör olarak bunu söylüyorum: Eğer Mustafa Akbaş'a yönetim ya da teknik heyet destek verirse Mustafa Akbaş mevcut takımdaki en iyi stoperdir. Ayrıca, Trabzonspor'un mevcut kadrosunda Batuhan diye bir oyuncu var. Batuhan her ne kadar orta sahanın farklı yerlerinde oynayabilecek futbolcu olabilse de, alt yapılarda stoper mevkiinde oynamış bir oyuncu. Batuhan, stoperde oyunu arkada yönetebilecek yeterliliğe ve fiziksel yeterliliğe sahip. Kulübün teknik ekibinin bu potansiyeli görüp bu oyuncuları böyle değerlendirmesi lazım. Trabzonspor'un, dış transfer kadar içerdeki oyuncuları değerli kılması noktasında bunlara ihtiyacı var.