BAŞAKŞEHİR ZİRVEYİ HAK EDİYOR - rnMEHMET DEMİRKOL (FANATİK) ---rnrnBaşakşehir en iyi durumunda değil. Erken açılan sezon onları bu aylarda biraz geri düşürecekti. Art arda gelen beraberlikler ve dünkü oyun da bunun göstergesi. İstedikleri, alıştırdıkları tempoda değiller. Zaten Trabzonspor eleştirisini de bu çerçeveden yapmak lazım.rnrnOyunu sadece rakibin orta sahasında yapacağı pas hatalarından baskın çıkarmak üzerine planlamıştı Ersun Yanal. Ancak görece düşük tempolu rakibi hataya zorlamadan bunu yapmak zor. Emre'ye çok rahat oyun kurdurdular. Hep markajdan kaçmayı başardı. Mehmet Ekici'yle oyunu yönlendirmek yerine ondan bir savunmacı orta saha çıkarmaya çalışmanın sonucu bu.rnBelki Yanal, Emre'nin 90 dakika sahada kalamayacağını düşündü ve o çıkana kadar idare etmeye çalıştı. Ancak Emre 90 dakika oyunda kalınca planın biraz da olsa yürümesi şansa kaldı. İlk yarıda 4 kez net gol pozisyonuna girdiler. Emre, Mossoro, Visca üçlüsünü kontrol edemediler. Bunda Batdal'ın son derece kafa karıştırıcı oyununun da rolü büyük.
Trabzon edilgen kaldırnrnOrta sahaya gelip pasa istasyonu sayısını artırıyor ve rakip için kontrol edilmesi gereken oyuncu sayısını başa çıkılmaz hale getiriyor. Bu yapıda Visca ve Cengiz'in sürpriz çıkışları her seferinde sıkıntı yaratıyor. rnrnEkici'nin Emre karşısındaki durumu Onazi-Mossoro'nun ilişkisinde de vardı. Onazi, Mossoro'nun hep bir adım gerisinde sonuçsuz bir markaj çabasındaydı. İş yürümedi. Trabzon hep edilgen kaldı.rnrnDeğişiklikler Trabzon'a yaradı ancak...rnrnVe Başakşehir'in kendi alıştığı ritmimde olmamasına rağmen maça ruhunu onlar verdi. Tabii Mossoro sakatlanıp çıkana kadar. Emre'nin çıkmasıyla orta sahayı ele geçirmeyi amaçlayan Trabzonspor orta sahada geçişlerin vazgeçilmezi Mossoro'nun yerini Holmen'e bırakmasıyla biraz olsun istediği oyuna yaklaştı. Topu ve oyunu rakip alana taşıdı. Ekici'yle gole de yaklaştı. Son 15 dakikadaki oyundan 1 puan çıkarmaları da mümkündü. Ancak konu o değil. Konu Trabzonnpor'un maçların büyük çoğunluğunda rakibin oyununa uyum sağlamaya çalışması. Bu kabul edilemez. Başakşehir ise ne kadar övünse azdır. Tempoları istenen seviyede olmasa da her seferinde oyuna karakter veren onlar oluyor. Bu hak edilmiş bir zirve.
KAZANMAK MI KAYBETMEK Mİ ---rnNECMİ PEREKLİ (FOTOMAÇ)---- rnÖncelikle hain terör saldırısı ve şehitlerimiz nedeniyle tüm ülkemizin başı sağolsun, başımız sağolsun diyelim. Bu yüzden maçları da bir görevden öteye asla gönül rahatlığı ile izleyemiyoruz.rnBir tarafta kazanmak, diğer tarafta ise kaybetmemek için mücadele eden iki takım sahada. Başakşehir'in ligde namağlup olmasının asla tesadüf olmadığını ortaya koyduğu performansla anladık.rnKolektif, çabuk ve rakibi şaşırtan oyunu izleyenlere de zevk veriyor.rnRakibine karşı tüm ikili mücadeleleri neredeyse kazanan ekip oldular. Futbol için yaşlı sayılmasına rağmen Emre, takımının orta sahasını çok iyi yönetiyor.rnAttığı kontra paslarla hem kendi takımını açıyor hem de rakibin savunmasını müşkil durumlara sokuyor.rnTrabzonspor'a gelince. Bordo-mavili takım kötü mü oynadı? Hayır, fakat rakibine karşı da galibiyeti hak edecek bir üstünlük ortaya koyamadı. En iyi tarafı rakibin oyun taktiğine karşı mukabil taktiğe geçişte yediği gole kadar başarılı idi.
Trabzonspor iyi oynadı rnYedikleri gol ise binde bir başa gelen cinsten bir pozisyon sonucuydu. Golü atan Visca'nın vuruş kabiliyetini de görmezlikten gelemeyiz. Bu golden sonra bordo-mavililer rakibini baskı altına alırken, Başakşehir skoru korumak endişesinden olsa gerek bir miktar oyundan düşmüştür. Abdülkadir ve Castillo'nun oyuna dahil olması ve Mehmet'in ileri dönük oyunu Fırtına'ya bir miktar hücumda avantaj sağladı.rnErsun hoca; Abdülkadir ve Castillo'yu daha önce sahaya sürseydi belki de en azından beraberliği görebilirdi.rnBundan böyle genç oyuncular Abdülkadir ve Yusuf'un daha sık oynatılmasını bekliyoruz. Trabzonspor'un ofansif anlamda bir miktar etkisiz kalmasının başlıca sebebi, ilk hamlede yenilmemeyi düşünmesinden kaynaklanıyor olabilir.rnOyunu daha ziyade kendi savunma hattının hemen önünde kabul etmiş olması bunun en önemli faktörüdür. Trabzonspor'un mağlup olmasına rağmen oyun performansının daha üst seviyelere çıktığını da söyleyebiliriz..
FUTBOL KONUŞAMIYORUM--- rnİSKENDER GÜNEN (SABAH) ---rnBir hafta geçmeden yine terör, yine yaralılar. Şairin dediği gibi aynı siyah güneş gök yüzünde / Aynı siyah güneş aynı siyah/ hep aynı, aynı, aynı, aynı. Acımız gerçekten büyük. Yapanlar, yaptıranlar, destek verenler. Hepsine binlerce lanet olsun. Bize düşen bir ve birlikte olmak. Şehitlerimize Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar dilemekten başka elimizden ne yazık ki bir şey gelmiyor. Böyle bir günde futbol konuşmak inanın içimden gelmiyor. Ama ne yapalım işimiz bu. İlk yarı bittiğinde oyunda bütün istatistiklerde Başakşehir uzak ara önde. Kornerler, girilen gol pozisyonları, topa sahip olma.Trabzonspor'un en iyi oyuncusu Onur. En az üç net gol pozisyonunu başarıyla önledi. Kendi alanında oyunu kabul eden bir Trabzonspor.
Savunma yapmaya çalışıyorlar ama başarılı olduklarını söylemek çok zor. Adam paylaşımındaki yanlışlar ve pozisyon hataları öne çıktı. Bu yüzden Başakşehir'in girdiği gol pozisyonları var. İkinci yarıda özellikle hücumda çok boş alan bulmalarına rağmen her zamanki görüntüler ortaya çıktı. Yusuf anlamsız bir oyun ortaya koydu. Bu arada Ersun Yanal orta alanda Yusuf Yazıcı'ya şans vermemekte neden bu kadar ısrarcı anlamak mümkün değil. Maçta Trabzonspor adınakaçan tek gol pozisyonu Mehmet Ekici'nin direkten dönen topuydu.
YAN YANA VE DİMDİK DURALIM ---rnSERHAT DEMİRTAŞ (FANATİK)--- rnBeklentilerin üzerinde bir Trabzonspor izlediğimizi de, Başakşehir'in ise tam bir lider gibi oynadığını da anlatacak ne keyfimiz kaldı ne de heyecanımız.rnrnÇünkü dün sabah da kahrolası bir saldırıyla uyandık. Terörle yaşamaya alışmamızı, alışan coğrafyalar gibi olmamazı bekleyenler daha çok bekler. Bu haysiyetsizliğe, alçaklığa ne alışmak ne de onunla yaşamak mümkün. Sayının pek bir önemi yok, 1 ile 10 arasında rakamlara göre üzülmek, olayın yaşandığı şehre göre tepki vermek de kalpsizlik. Ha İstanbul ha Kayseri ha İzmir ha Diyarbakır. Hepsi bizim çocuklarımız. Hainler belki hayata küsmemizi, evlerimize kapanmamızı, işi tamamen siyasileştirip buradan yeni bir çatışma ortamı yaratmamızı istiyorlar. İşte tam da bu noktada, o bıçak sırtında sağa sola yıkılmadan dimdik durmak zorundayız.
Evet, acımızı yaşamalıyız, evet ağlamalıyız, evet alçaklara partiler üstü bakmalıyız... Fakat bir yandan da hayata devam etmeliyiz. Bizim hayatımızın da en önemli parçalarından, her ayrımı bırakıp koştuğumuz ortak noktalardan biri de futbol statları olduğuna göre orada bir ve beraber durmaya devam etmeliyiz.