Kılıçdaroğlu ve Akşener'de erken seçim çağrısı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Akşener'i ziyaret etti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Akşener'i ziyaret etti. 1 saat süren görüşmenin ardından iki genel başkan ortak açıklamada bulundu.

Ekonomide çok ağır bir tablo olduğunu öne süren her iki lider de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın acil seçime gitme kararı alması çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, "Bir an önce Türkiye'nin seçime gitmesi gerekiyor. Yazıktır günahtır.Toplumun hangi kesimine sorarsanız sorun, esnaf, çiftçi, emekli,memur, işçi, apartman görevlisine sorun her yerden feryat çıkıyor" derken Akşener de, "Seçimden başka yapacak çare yok. Geçen sene Kurban Bayramıydı sanırım, ağır krizle dış politikada ağır krizde karşı karşıya kaldığımız dönemde memleket masasını topla demiştim. Görüşlerimizi alın, devlet olarak ortak tutum alalım demiştim. Aslında bugün çağrıyı yapmam lazım ama o günden ağzım yandığı için, inanılmaz hakarete uğradım. Artık yolun sonu görünmüştür" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i ziyaret etti. 1 saat süren görüşmenin ardından iki genel başkan ortak açıklamada bulundu.

"MUTFAKLARDA YANGIN VAR"

Açıklamasında, "Mutfaklarda yangın var, Türk Lirası olağanüstü değer kaybediyor fakat çözüm üretecek organ yok" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

"Normalde Merkez Bankası'nın fiyat istikrarıyla uğraşması gerekirken, işlerini bırakmış TL'nin değer kaybetmesi, dövizin yükselmesine seyirci olarak bakan kurum. Yasal olarak fiyat istikrarıyla yetkilendirilen bir kurum nasıl olup da seyirci pozisyonunda kalabilir. 128 milyar lirayı buharlaştırdılar, nereye gittiği belli değil. Bütün bunlara karşı bizim sorumluluğumuz var. Bu gidişe seyirci kalmak doğru değil.

"DÖVİZ YÜKSELİNCE SEYİRCİ KALIYORLAR"

Çözüm üretsinler, ekonominin gidişi konusunda bir şeyler söylesinler, TL'nin erimesini nasıl eritecekler, birisi çıksın açıklama yapsın diyoruz, karşımızda duvar var. Bizler de sorumluluk hisseden genel başkanlar olarak bir araya geldik. Sonunda bütün fatura sokaktaki vatandaşa çıkıyor. Saraydakilerin keyfi yerinde. TL eriyor, döviz yükselince seyirci kalıyorlar, gidişat konusunda nasıl çözeceksiniz sorduğumuzda karşımızda duvar var.

TL eridikçe Türkiye ekonomik standartların tamamen altında, yoksul bir ülke görünüme kavuşmuş olacak, daha doğrusu o görünüme sahip olan bir ülke karşımıza çıkıyor. Fabrikaları, kurumları ucuzlamış, çok daha düşük dolarla tamamının satın alınacağı algısı ortaya çıkmış.

"BİR AN ÖNCE SEÇİME GİDİLMELİ"

Böyle zırvalıklarla, saçmalıklarla ekonomi yönetilemez. Kendilerine çağrı yapıyoruz; yönetemediğinizi biliyoruz, Merkez Bankası'nın ya müdürü ol çık açıklama yap, ya da müdahale etmeyi doğru bulmuyorum diyorsan müdahale etme. Koskoca bir kurum sadece Türkiye'de değil dünyada itibarsızlaştırıldı. Kendisine açık ve net çağrıda bulunuyorum; yönetemiyorsun, milletin sırtına daha fazla yük yükleme.

Bir an önce Türkiye'nin seçime gitmesi gerekiyor. Yazıktır günahtır.Toplumun hangi kesimine sorarsanız sorun, esnaf, çiftçi, emekli,memur, işçi, apartman görevlisine sorun her yerden feryat çıkıyor. Gecikilen her gün topluma maliyeti arttırıyor. Bir zam yağmurudur geliyor. Ülkemizi, insanını seven, sorunların kısa sürede çözülmesi için çaba harcamayı kendisine görev edinen bir siyasal anlayışla çağrımızı yapıyoruz; ülkeyi yönetemiyorsunuz, yazıktır, günahtır. Bir an önce seçime gidin, yeni bir hükümet gelsin, doğru dürüst bu ülke yönetilsin.

Sayın genel başkanımızla ve arkadaşlarıyla görüştük. İYİ Parti'nin iyi bir ekonomi kurmayı var bizim de iyi bir ekonomi kurmayımız var. Dolayısıyla gidişatı paylaştık. Hepinize teşekkür ederim değerli arkadaşlar."

AKŞENER: BÜYÜK BİR EKONOMİK SORUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener de açıklamasında şunları kaydetti:"Sayın genel başkanımız ve arkadaşlarının partimize ziyaretinden büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Tencerenin kaynamadığı, üniversite mezunu çocuklarımızın garsonluk yapmak üzere Kanada, Avustralya'ya gitmek için uğraştığı, tencere kaynamayan dertlerini kulağıma anlattıklarını, esnaf esnaf, il, il yaptığım gezilerde bu ekonomik tabloyu bizatihi yerinde görmüş şahıs olarak, şu anda ekonomik tablonun vatandaşlarımızı etkilediğini, bu şahsın bu partili cumhurbaşkanlığı sistemin yere çaktığı, büyük bir ekonomik problemle; yani fakirlik, yoksulluk anlamında bir problemle karşı karşıya olduğumuzu, ekonomisi iyi olmayan devletlerin bağımsızlığın da kuvvetli olmayacağını bilen insanlar olarak biz vatandaşlarımıza bir çare gösterebilir miyiz, ekonomi kurmaylarımızın bir araya gelip, doların 10.50 olduğu, dolarla maaş almıyorum banane diyebilen 5-10 maaşlı saray danışmanlarına söyleyecek sözümüz yok.

Bu ithalat, ihracat, besici, sanayi, esnafı üreten herkesi etkilediğini ve elektrik faturalarından zaten bizar olan işletme, esnaf ve evlerin bu kışı nasıl geçireceğini, ısınma probleminin ciddi bir şekilde karşımızda durduğunu, İstanbul merkezli Türkiye genelinde yaptığımız yoksulluk araştırmasında yoksulluğun öyle böyle değil çocukluğumuzu bodurluğa ittiğini ve buna karşılık ekonomi kitabı yazıp, onunla övünen ve devleti kendinin gören bir kişinin kararına, hislerine, duygularına, bilgisine, görgüsüne bağlı hükümet sisteminin Türkiye'yi getirdiği nokta ortada.

"ACİL SEÇİM ÇAĞRISINA KATILIYORUM"

Öncelikle vatandaşlarımızın derdine çözümleri üretip, bir araya gelip acil çözüm reçetelerini ortaya koyup, kamuoyuyla paylaşıp, bizim çözüm önerilerimiz miri mal, kamu malı, alıp keşke kullansalar, ama bu konuda ekonomi kurmaylarımızın bir araya gelmesine karar verdik. Sayın Kılıçdaroğlu'nun teklifini sevinçle karşıladığımızı belirtmek isterim. Diğer siyasi partilerimizin de katılım göstermeleri halinde büyüyerek sistemi götürmemiz mümkün.

Sayın genel başkanımızın acil seçim çağrısına katılıyorum. Seçimden başka yapacak çare yok. Geçen sene Kurban Bayramıydı sanırım, ağır krizle dış politikada ağır krizde karşı karşıya kaldığımız dönemde memleket masasını topla demiştim. Görüşlerimizi alın, devlet olarak ortak tutum alalım demiştim. Aslında bugün çağrıyı yapmam lazım ama o günden ağzım yandığı için, inanılmaz hakarete uğradım. Artık yolun sonu görünmüştür. Daha fazla yıkım, yoksulluk, yoksunluğa eğitim konusunda hocamızın, uzman arkadaşımızın Eğitim Politikaları Komisyonu'na gönderdiği bana verdiği raporu okudum. Yoksulluğun yanında yoksunluk.

"GIDA BULAMAMAYA DOĞRU GİDEN AĞIR BİR SORUN VAR"

Gıda bulamamaya doğru giden, eğitime erişememe konusunda ağır problemle karşı karşıyayız. 1 yıl sonra hepimizin görüp eyvah diyeceğimiz konu bu. Seçimin hür ve bağımsız bir biçimde, tarafsız biçimde seçimlerin yapılıp, milletimizin kimi tercih ediyorsa ona saygı duymanın yolunu açıp, seçimlerin yapılması lazım. Ziyaretleri için sayın Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum."

SORULAR VE YANITLAR

(Merkez Bankası'nın yarın vereceği faiz kararı) Kılıçdaroğlu: "Bu millete acıyın bari. Kitabını yazdım diyor bu işin. Sen bırak kitabı milletin defterini dürdün sen. Kış geliyor, yol yöntem öneriyoruz, hala Merkez Bankası'na müdahale ediyor. Al doğrudan Merkez Bankası'nı kendine bağla. Merkez Bankası'nın, Türkiye'nin itibarını sıfırladılar. Doları olan kazanıyor, TL'ye sahip olan kaybediyor. Bunların ülkeyi yönetme kapasiteleri yok. Bir an önce izzetü ikbal ile bab-ı hükümetten çekilsinler."

Akşener: "Sayın Erdoğan'ın yaptığı konuşmayı izleyemedim. Arkadaşlar birazını söylediler. Gördüğüm şey şu; Merkez Bankası Başkanı yazlık ve kışlık olarak değiştiği için ömrünü doldurmuş görünüyor. Sayın Elvan'ı umarım istiskal etmeden kenara koyar. O yapının içinde dürüst bildiğimiz insandır sayın Maliye Bakanı. Bütün kurumları insanların şahsında yerle bir eden partili cumhurbaşkanımız var. Eğer ilkeler bir şahsa bağlıysa, hukukun dışında ben ne dersem o olur mantık var ise, sayın Erdoğan'ın konuşmalarını yadırgamam mümkün değil. Kendisi enflasyon sonuçtur üzerinden Nobel'e aday gösterilecek. Bir ülke nasıl batırılır diye umarım o da Nobel'e aday gösterilir. Parası pul olmuş, dünyada itibarı zedelenmiş, yolsuzlukta marka olmuş bir ülke haline getirilmiştir. Söylediklerini bu çerçeveden okunduğu zaman hiç şaşırtıcı tarafı yok."

(Siyasette yüzde 50+1 tartışması) Kılıçdaroğlu: "Hangi oranı getirirlerse getirsinler bu millet bunlardan bıktı. 50+1, 20+1 neyi getirirlerse getirsinler. Ülkeyi yönetemedikleri herkes biliyor. Seçimle gelen AK Parti milletvekilleri vatandaşın arasına giremiyor. Efendim tebdil-i kıyafetle gezeceklermiş. Hangi çağda yaşıyoruz? Vatandaşın bir derdini dinle bakalım, öfkesini gör bakalım. Biz ona iyilik yapıyoruz aslında. Seçim yap bir an önce diyerek iyilik yapıyoruz."

Akşener: "Bu sorunun muhatabı şahsım değil. Bütün bunların arka planında şu örnekle seçilemeyeceklerini gören bir siyasi iktidarın hangi yolu açıp kendine bir tekrar seçim kazandırabilirim endişesi var. Anahtar kelime; endişe. Yer Kaman, gündüz pazarı var. Bir profesör arkadaşım iş yapmak, sosyal sorumluluk projesi için çalışmaya gitti. Ses kaydı var. Bir taksiye bindi. Şoföre bir şeyler sordu. Şoförün cevabı: Hocam bugün Kaman'ın pazarı, sabahtan şu saate kadar kazandığım para 50 TL. Bunun 30 TL'sini 30 yaşında işsiz oğluma vereceğim, 20 TL ise ben geçineceğim. Hocam 5-10maaşlılar var, zehir zıkkım olsun. Yer Tokat. Başı örtülü hanımefendi diyor ki, söyleyin onlara söyleyin 2 bin liralık başına eşarp bağlayanlara söyleyin, başında tülbent var. Benim emekli maaşım 1500 TL. Ben nasıl geçineceğim. İnşallah aracılığınızla devletin şahsı bunları duyar."

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri