Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ta çalıştıkları şantiyeden kaçırılıp rehin alındıktan 28 gün sonra serbest bırakılan ve Cumhurbaşkanlığı uçağıyla Türkiye'ye getirilen 16 Türk işçiyi kabul etti.
İşçileri aileleri ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçiler ve aileleri ile tek tek görüşüp sohbet ederek kendilerine "geçmiş olsun" dileklerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçilerin misafir edilip ağırlandığı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki programda işçilere hitaben kısa bir konuşma da yaptı. 16 Türk işçiye, "Ülkenize, vatanınıza hoş geldiniz. Öncelikle sizlere, şahsım ve milletim adına geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum. Aynı şekilde ailelerinize ve sevdiklerinize de "gözünüz aydın" diyorum" dedi.
"SİZLERİN KURTULMASI İÇİN ÇOK ÇABA SARF ETTİK"
İnsanın hürriyetinden alıkonmasının, ona yapılacak en büyük kötülüklerden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağdat'ta çalıştıkları şantiyeden kaçırılıp 28 gün rehin hayatı yaşayan işçilere, "Sizler, işte bu esaret günlerini yaşadınız. Ama hamdolsun, hiçbirinizin kılına zarar gelmeden bu badireyi geride bıraktınız. İnşallah bir daha özgürlüğünüzden, ailelerinizden, sevdiklerinizden ayrı kalmazsınız" diye konuştu.
Olayın duyulduğu andan itibaren, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, tüm birimleri ve imkanlarıyla meseleyi takip ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi: "Cumhurbaşkanı olarak şahsım başta olmak üzere, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız, diğer ilgili Bakanlarımız, devletimizin ilgili tüm yetkilileri olarak hep birlikte, öncelikle zarar görmemeniz, bunun yanında bir an önce kurtulmanız için her türlü çabayı gösterdik. Irak devleti ve bölgede etkinliği olan güçler nezdindeki girişimlerimizi kesintisiz olarak sürdürdük. Geçtiğimiz günlerde 2 arkadaşınızın, bugün de kalan 16 kişi olarak sizlerin serbest kalmasıyla, nihayet rahat bir nefes aldık."
TÜRKİYE'NİN IRAK'TAKİ ROLÜ
Olayın yaşanmasından derin üzüntü duyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saddam dönemindeki savaşlar ve iç çatışmalarda çok ciddi bir yıkıma maruz kalan Bağdat'ın imarı için herkesten önce oraya Türkiye'nin, Türk iş adamlarının ve müteahhitlerinin koştuğunu söyledi. Bunun, sadece ticari refleksle yapılmadığını, Türkiye için bölgeyle olan köklü tarihi ve kültürel geçmişi sebebiyle insani bir görev olduğunu belirtti.
İşçilere hitaben, "Bugün de sizler gibi binlerce işçimiz orada büyük bir fedakarlıkla, cesaretle, her türlü sıkıntıyı göze alarak aynı vazifeyi ifa ediyor. Sizler Irak halkına hizmet verecek bir eserin inşası için ter dökerken, işte bu hadisede olduğu gibi, birileri de başka amaçlarla hareket edebiliyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: "Biz, Bağdat'taki Iraklı kardeşlerimizin de bu durumdan rahatsız olduklarını biliyoruz. Meselenin bu şekilde suhuletle neticelenmesinde, kaçırma olayını gerçekleştirenlere yönelik yerel tepkinin de payı mutlaka vardır. Bundan sonra benzer sıkıntılar yaşamayacağımızı ümit ediyorum. Bir kez daha sizlere, ailelerinize ve milletimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Hep birlikle bu mutlu günü yaşamamıza vesile olan Türk ve Iraklı yetkililere şükranlarımı sunuyorum. Ülkenize ve özgürlüğünüze tekrar hoş geldiniz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 Eylül tarihinde Bağdat'ta çalıştıkları şantiyede bir Şii milis grup tarafından kaçırılan ve ortaya konan girişimler neticesinde serbest kalan işçileri ve ailelerini sabah saatlerinde telefonla aramış ve geçmiş olsun dileklerini iletmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Türk işçisini getirmek üzere; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'yla birlikte Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun da içinde olduğu Cumhurbaşkanlığı ANA uçağını Bağdat'a göndermişti.