Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Zeybekci, ÖTV vergisi ile ilgili bu dönemdeki yapılan bu lüks tüketim üzerine konan ilave tedbirler olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de son dönemde yaşanan, kısa dönemde yaşanan aşırı miktardaki kur artışları TL’nin aşırı değer kayıplarıyla doğru oranlıdır. Kur artışlarında yüzde 3 dışarıya bağlı olduğumuz enerji ve doğalgazda bunlar tüketicimize, sanayimize ve dar gelirli vatandaşlarımıza yansıtılmamasına gayret gösteriyoruz. Tüm buradaki açıklar ve farklılıklar bütçe kaynakları, bütçe imkanlarıyla karşılanıyor. Ama bu artışların kurdan kaynaklanan, dış etkilerden kaynaklanan tamamen suni olduğuna inandığımız ve geçici olduğuna inandığımız bu etkilerden kaynaklanan artışların lüks tüketimde bütçe imkanlarıyla ve bütçeyi etkileyen şeklinde karşılanmasını beklemek ekonomi kurallar açısından doğru olmaz. Şuanda yapılan ÖTV artışları otomotivde ve lüks tüketimde, bazı keyfi tüketimde artışlardır. Bunun ekonomiye olumsuz bir etkisi olacağını düşünmüyorum” şeklinde konuşu. Zeybekci, şöyle devam etti:
“Ekonomi kendi kurallarını koyacaktır. Böyle durumlarda fiyatlarının artması durumunda talep olmayacağı için fiyatlar bir süre sonra kendi içinde toplam ÖTV artışın fiyatlarda artışa meydan vermeyecek şekilde ekonomi kendi düzenlemesini yapacak ve enflasyona da sebep olmayacaktır diye düşünüyorum.”
Ekonominin kendi içinde, bütçe imkan ve kaynakları içinde vatandaşa kurlardan kaynaklanan olumsuzlukları yansıtmaması adına kendi dengesini kurmak için böyle bir düzenleme yapıldığını söyleyen Zeybekci, “İlerde bunun ortadan kalktığı, kurların yeniden yerine geldiği, maliyetlerin düştüğü dar gelirli vatandaşlarımızın ekonomimize, sanayimize, üretimimize verilen bu örtülü desteğin azalması durumunda ekonomi yine hükümetimiz bununla ilgili düzeltme yapmasını beklemek lazım” dedi.
“YENİ BİR EKONOMİ BAKIŞINA İHTİYAÇ VAR, YENİ HEDEFLERE İHTİYAÇ VAR”
2023 hedefleri doğrultusunda yeni bir ekonomi bakışına ihtiyaç olduğuna değinen Bakan Zeybekci, şunları söyledi:
“Gelmiş olduğumuz bu noktada 10 bin 500 dolar, 11 bin dolar seviyesine geldiğimiz milli gelirle yaklaşık olarak 150 milyar dolarlık ihracatla önümüzdeki yıl 2014 yılındaki 166 milyar dolarlık ihracat hedefini tutturmada şuandaki mevcut Türkiye’nin ekonomik yapısıyla, üretimiyle, pazarlarıyla, ham madde pazarlarıyla bir sıkıntı yaşaması söz konusu değil. 2023 hedefleriniz varsa, 500 milyar dolar ihracat hedefimiz, 2 trilyon dolarlık gayrisafi yurt içi hasıla ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi olacaksak evet yeni bir ekonomi bakışına ihtiyaç var. Yeni hedeflere ihtiyaç var.”
Türkiye şuanda kendi içinde yaşadığı sıkıntının kısa vadeli, suni ve geçici olduğuna inanıldığını söyleyen Zeybekci, “2008’den beri yaşanan küresel krizin yavaş yavaş toparlanmaya dönüştüğü, yavaş yavaş artıya dönüştüğü bir ortamda Türkiye şuanda kendi içinde yaşadığı bu sıkıntının çok kısa vadeli, suni ve geçici olduğuna inanıyoruz. Lüks tüketimde ekonomiyi soğutmak ilgili gayretlerinin şuanda yaşadığımız sıkıntılarla hiçbir alakası yoktur. Bu yapılması gereken bir tedbirdir. Alınan tedbirlerde bugün gerek kredi kartları ile yapılan düzenlemeler, bunlar dışa bağımlı tüketimden içe bağımlı tüketime dönmesini de bekliyoruz. Böyle bir olumlu etkisinin de içeriye doğruda bir katkısının da ben olacağına inanıyorum. 2014 yılı beklentilerinde bir huzursuzluk, bir sıkıntı asla olmayacak. 2008 krizine girdiğinde dünyadaki diğer ülkeler şuanda sıkıntı yaşamaya devam eden ülkeler, çok yoğun bir şekilde piyasaya para pompaladı. Kamuda büyük bir kamu borçlanması haline dönüştü. Bunun da şuan sıkıntılarını yaşıyorlar. Türkiye bu hatayı yapmadı. Türkiye piyasaya karşılıksız para basmadı. 2014’den itibaren diğer ülkelerde toparlanmalar başladığında Türkiye bunu bence sıçrama haline dönüştürebilir” şeklinde konuştu.
T
ürkiye’nin 3 milyar dolarlık bir cep telefonu ithalatı yaptığını ifade eden Zeybekci, “Türkiye’nin 2002 yılında ortalama cep telefonu fiyatları 150 dolarken, bugün 220 dolara çıkmış olması bence vatandaşımızın bu yöndeki taleplerinin şöyle bir gözden geçirmesi gerektiğine inanıyorum. Ekonomiyi ya da genel itibariyle bir vücut gibi düşünürsek, vücutta bir nefis var, bir de akıl var. Nefis fazla tüketmek istiyor. Aklın buna tedbir alması gerekiyor. Fazla tükettiği zaman vücudun sağlıkla ilgili problemler yaşayacağı, gelecekte vatandaşımızın kendisinin sosyal problemler yaşayacağını öngörerek alınmış olan tedbirlerdir. Kredi kartına getirilen bu kısıtlamalar lüks tüketimle ilgili, gerekli olmayan, keyfi keder tüketimle ilgili yapılan çalışmalardır. Tüketimi sınırlandıran tedbirler haline geldiği zamanda ekonomi kendi tedbirlerini bulmaya başlar. Siz kredi kartını yasaklarsınız, başka enstrümanlar belki kontrol edemediğiniz, belki sıkıntı yaşayacağınız, hukuken tanımlayamadığınız enstrümanlar üretilmeye başlanır” dedi.