Şemdin Sakık, 2001'de düşen Casa tipi askeri uçakta ölen 34 askerin arasında 'Yeşil' kod adı verilen Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğunu ileri sürdü.
'Yeşil' kod adı ile tanınan Mahmut Yıldırım’ın 2001 yılında Malatya'da düşen uçakta öldüğünü öne süren, PKK'nın Türkiye'de bir dönem '2'nci adamı' olarak nitelendirilen Şemdin Sakık’ın, Ergenekon davası için Silivri’de verdiği ifade tutanakları Malatya Başsavcı Vekilliği’ne ulaştı.
Sakık ifadesinde, Yeşil’in kendisini Kuzey Irak’tan getiren timin başında olduğunu iddia ederek, 1993’lü yıllarda Mahmut Yıldırım’ın yıldızı parlayan isimler arasında olduğunu öne sürdü.
Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü 1993 yılında kaldığı lojmanda intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu'nun ölümünün araştırıldığı Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesi ile belirlenen suçlara bakmakla görevli Malatya Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin istemi ile Diyarbakır'da ömür boyu hapis cezasını çeken Şemdin Sakık'ın ifadesine başvuruldu. Geçen yılın Kasım ayında İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde duruşma salonuna çıkartılan Sakık’ın ifadeleri alınarak tutanakları Malatya Başsavcı Vekilliği’ne gönderildi.
Ergenekon Davası'nda ifade veren Sakık, 16 Mayıs 2001 tarihinde Malatya'nın Akçadağ ilçesi yakınlarında düşen Casa tipi askeri uçakta ölen 34 askerin arasında 'Yeşil' kod adı verilen Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğunu ileri sürmüş, Kuzey Irak’ta yakalanmasından sonra kendisini Türkiye’ye getiren özel ekibin başında Mahmut Yıldırım’ın da olduğunu iddia etmişti.
Malatya Başsavcı Vekilliği’ne gönderilen tutanaklar incelenirken, gerek görülmesi durumunda Casa tipi uçağın düşmesi sonucu ölen 34 askerin mezarlarının açılabileceği öne sürüldü.
Albay Kazım Çillioğlu'nun ölümünün araştırıldığı soruşturmada, bilirkişi raporunda 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın öldüğüne dair hiçbir resmi kayıt ve bilgi bulunmadığı kaydedildi. 2010 yılında Kazım Çillioğlu’nun oğlu Gökhan Çillioğlu'nun başvurusu üzerine açılan soruşturma dosyasında dönemin Tunceli Valisi Atıl Üzülgen ile Cumhuriyet Savcısı, Kurmay Başkanı, Jandarma Bölük Komutanı, Çillioğlu'nun korumaları ile MİT görevlilerinin de aralarında bulunduğu 700'’e yakın kişinin ifadeleri alınmıştı.
Soruşturma dosyasında ayrıca Çillioğlu'nun Düzce’de bulunan mezarı da açılarak otopsi yapılmış ve yapılan incelemede, saç köklerinde arseniğe rastlanmış ayrıca kürek kemiğinde kurşun yarası olduğu öngörülen delik ile kaburgalarında kırık olduğu belirlenmişti.
Soruşturmayı sürdüren savcılık dosya kapsamında yeni belgelere de ulaşmış ve Çillioğlu'na ait beylik silahların da Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı adına düzenlenen sahte belgelerle alındığını tespit etmişti. Soruşturma dosyasında ayrıca ifadesi alınan gizli tanık ise 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın, tartıştığı Albay Çillioğlu'na "Senin defterini dürdüm" diyerek tehdit ettiğini ileri sürmüştü.
Savcılık daha sonra hayatta olup olmadığı henüz kesinleşmeyen Mahmut Yıldırım hakkında tutuklama ve kırmızı bültenle arama kararı vermişti.