Meclis’e sunulan teklifteki düzenlemelere ilişkin detaylar şöyle:
İdarenin, yapılan başvurularda, yanıt verme süresi 60 günden 30 güne indirilecek. Kesin olmayan yanıtlarla ilgili öngörülen bekleme süresi de 6 aydan 4 aya çekilecek. Özel kanunlarda gösterilen süreler ise değişmeyecek. Üst makamlara yapılan başvurularda süre 60 günden 30 güne indirilecek. Kanun yürürlüğe girmeden önce yapılan başvurularda, 60 günlük süre geçerli olacak.
İdari yargıdaki davalarda, gerekçeli karar en geç 30 gün içerisinde yazılmak zorunda olacak.
BOŞANILAN KİŞİYİ ÖLDÜRMEK 'NİTELİKLİ CİNAYET'
Türk Ceza Kanunu’nda, eşini öldürmek, kasten öldürme suçunun nitelikli hali sayılıyor ve ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılıyor. Teklifteki düzenlemeye göre, boşanmış eşe yönelik kasten öldürme suçu da aynı kapsama alınacak. Boşanmış eşe yönelik kasten yaralama, eziyet, hürriyetinden yoksun kılma suçları da nitelikli suçlar arasında olacak ve daha ağır hapisle cezalandırılacak. Boşandığı eşini kasten yaralayanlara şikâyet aranmaksızın 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar, eziyet suçuna 3 yıldan 8 yıla kadar; hürriyetinden yoksun kılma suçuna 2 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Bilişim suçlarında, suçun işlendiği yer mahkemesi dışında, mağdurun bulunduğu yerin mahkemesi de yetkili olacak. Böylece mağdur, bulunduğu yerde dava açabilecek.
Hakkında zorla getirme kararı verilen tanıklara, bu karar telefon, telgraf, faks, elektronik posta ile bildirilebilecek. Böylece tebligat gönderilmesi beklenmeyecek.
TAAHHÜTTE BULUNANA GÖZALTI KARARI UYGULANMAYACAK
Hakkında ifadesi alınmak üzere yakalama kararı bulunan ve yakalanan kişi, belirli bir tarihte ifade verme taahhüdünde bulunursa, savcı emriyle serbest bırakılabilecek. Ancak bu uygulama sadece hakkında “ifade vermesi” amacıyla yakalama kararı bulunan kişilere ve mesai saati dışında yapılacak. Uygulama bir kere mahsus geçerli olacak. Belirttiği tarihte ifade vermeye gelmeyen kişiye bin lira para cezası verilecek.
Tutuklama talep ve kararlarında, tahliye talebinin reddi kararlarında adli kontrol tedbirinin neden yetersiz kalacağının açıklanması gerekecek. Buna ilişkin delillerin gösterilerek somut olgularla gerekçelendirilmesi zorunlu olacak.
KONUT HAPSİ CEZADAN DÜŞÜLECEK
Konutu terk etmeme tedbiri uygulanan kişilerin, dava sonunda ceza alması halinde, konutta geçirdikleri süre de cezadan düşülecek. Konutta geçirilen her iki güne karşılık, verilen cezadan bir günü infaz edilmiş sayılacak.
Adli kontrol tedbirinin devamı konusunda en geç dört aylık aralıklarla rutin inceleme yapılması zorunlu olacak. Bu konuda soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, dava aşamasında mahkeme dört aylık aralıklarla yeni karar verecek.
ADLİ KONTROL SÜRELERİ
Adli kontrol tedbirlerine süre sınırı getirilecek. Ağır ceza mahkemelerinin alanına girmeyen işlerde bu süre en çok iki yıl olacak ve bir yıl uzatılabilecek. Ağır ceza mahkemelerinin alanına giren işlerde ise süre en çok üç yıl olacak ve süre uzatılabilecek. Uzatma normal suçlarda üç yılı, terör ve anayasal düzene karşı suçlarda dört yılı aşamayacak.
Dinleme ve tespit tutanakları, takipsizlik kararı verilmesi halinde hakim nezaretinde imha ediliyordu. Teklife göre, beraat eden ve kararı kesinleşen kişiler hakkındaki dinleme kayıt ve tutanakları da imha edilecek.
İddianamelerde olaylar ve delillerin anlatıldığı bölümde, delillerle ilgisiz bilgilere yer verilemeyecek.
İddianameye ilişkin bilgiler ve duruşma tarihleri, elektronik posta, telefon, telgraf ve faks yoluyla bildirilebilecek. Böylece tebligat yapılmış sayılacak.
Mağdur ve şikâyetçinin suçun hukuki nitelendirmesinden haberdar olabilmesi için, gönderilen çağrı kağıtlarına iddianame de eklenecek. İddianame, elektronik posta, telefon, telgraf, faks yoluyla da gönderilebilecek.
Önceki yargı paketiyle getirilen “seri muhakeme usulü”, zincirleme suçlarda da uygulanabilecek. Sanık hakkında duruşma günü verilip, genel yargılamaya geçilmişse, basit yargılama usulü olanak adlandırılan ve mahkeme yapılmadan dosyanın karara bağlanmasını öngören sistem uygulanamayacak.
Sulh ceza hâkimlerinin tutuklama ve adli kontrol tedbirlerine ilişkin verdiği kararlara karşı itiraz sulh ceza hakimi yerine asliye ceza hakimine yapılacak. Kararı asliye ceza hakimi vermişse, itirazı ağır ceza mahkemesi başkanı karara bağlayacak. Ancak dikey itiraz yöntemi sadece tutuklama ve adli kontrol kararlarında geçerli olacak.
Hâkim adayları ve avukat stajyerleri, Anayasa Mahkemesi’nde staj yapabilecek.