Vaktiyle Fuzûliler, Nefiler, Nedim efendiler kalemlerini bol yağa banıp yazdıkları manzumelerle akçalar, mücevherler, cariyeler edinmişler. Günümüzdeki yarışma ödüllerinin aynı işlevi gördüğü söyleniyor. Gözüme bir haber ilişti: Bir ünlü yazar adına düzenlenen öykü yarışmasının birincilik ödülü bin lira. Ben üçüncü olup beş yüz lira almaya da razıyım. Ödül önemlidir çünkü. İnsanı motive eder.
Liseden mezun olursam babam bana bir saat alacaktı, alamadı. Çocuğuna son model araba alan bilinçli veliler var. Her insan çalışmasının mükâfatını almalı. "Poşetimde 3 tane domates var, biber var, 2 tane can eriği, 10 tane patlıcan var. Şunlara 100 lira verdim. 7 bin 500 lira emekli maaşı alıyorum. 30 yılın ardından emekli olduktan sonra 22 yıl daha çalıştım. Bunun mükâfatı elimdeki poşet." dedi bir yurttaş. Mükâfatı hüzün verici. Neyse ki çalışmayan emeklilere 5 bin lira mükâfat verdiler. Bir de çalıştığı halde çalışmıyor görünen sigortasızlara...
Kıymetli bir vaaz ehli, ölen bacanağını rüyasında görünce "Derslerime katılman kabirde nasıl karşılandı, birader?" diye sormuş. Şaka değil. “Keşke daha fazla katılsaydım.” demiş bacanak. “Burada her ders için bir altın madalya veriyorlar...” Madalyayı ne yapacaksa artık…
Kişioğlu haklı olarak hep bir mükâfat bekliyor. "Huzursuz, mutsuz bir evlilik geçirdim. Bunun mükâfatını ahirette alır mıyım?" diye soruyor bir kardeşimiz. Elbette, bacım... Dünyada türlü meşakkat var, bunların bir yerlerde karşılığı olmalı, değil mi?
Çekilen her cefayı, özveriyle yapılan her çalışmayı ödüllendirmek gerek. İşin sonucuna takılmak bizi yanıltır. Ordu'da Kabataşspor adlı futbol takımı bir maçta 20 - 0 yenilmiş. Sonrasında takıma moral olsun diye tüm futbolculara prim vermişler. Âlemlere örnek olsun. Hayatımda hiç prim alamadım, içimde ukdedir. Bu ödülden ben de istiyorum.
Yıllar önce bir okulda çalışıyordum. Bütün etkinlikler ellerimizden öpüyordu. Yaptığımız özverili çalışmalar karşılıksız kalmıyor, müdürümüz ve müdür yardımcımız sık sık takdir belgesi alıyordu. Başka bir okula atandım. Okul müdürümüz dönem başında bütün çalışanlara Milli Eğitim Müdürlüğünde yazdırdığı teşekkür belgelerini takdim edince “Vay arkadaş! Bu nasıl oluyor?” dedim. Hizmetli Asım abi, “Hocam, bunda ne var ki?..” dedi. “Biz bu kâğıtlardan her sene alıyoruz...”