Abdullah Gül: Kimsenin şüphesi olmasın

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'de kurumların çalıştığından kimsenin şüphe etmemesi gerektiğini belirterek, "Özellikle hukuk kurumlarının bir kararı, yanlışı söz konusu olursa bununla ilgili şikayetler mahkemelere gider, mahkemelerin kararları daima ü

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'de kurumların çalıştığından kimsenin şüphe etmemesi gerektiğini belirterek, "Özellikle hukuk kurumlarının bir kararı, yanlışı söz konusu olursa bununla ilgili şikayetler mahkemelere gider, mahkemelerin kararları daima üst mahkemelerin itirazına açıktır. Türkiye'deki nihai kararla tatmin olmazsanız AİHM'ne taraf olan bir ülke olduğu için vatandaşlarına AİHM'ne gitme hakkını vermiş bir ülkedir" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Harvard Kennedy School'da düzenlenen ve moderatörlüğünü ABD Dışişleri Bakanlığında ve Beyaz Saray'da bir dönem görevlerde bulunan diplomat ve Harvard'da öğretim üyesi Nicholas Burns'un yaptığı konferansta "Güncel Bölgesel Konular ve Geleceğe Bakış" konulu bir konuşma yaptı ve katılımcıların sorularını yanıtladı.

Türkiye'de 4 eski bakan hakkındaki iddiaların anımsatılarak, Türkiye'de güçler ayrılığı ilkesine ne kadar uyulduğu ve iddialara ilişkin soruşturmanın nasıl süreceğine ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Birliği (AB) ile üyelik müzakereleri sürdüren bir ülkenin cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatarak, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve şeffaflık gibi kurallarının Türkiye'de de uygulandığını, geçerli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, 4 eski bakan hakkındaki iddiaların hukuk sistemi içerisinde soruşturulacağını, TBMM'de araştırma komisyonu kurulduğunu, bazı davaların açıldığını ve sistem içerisinde bunların neticelendirileceğini bildirdi.

- "İsteğimiz Irak'ın istikrarlı, kendi kaynaklarını kendi haklı için kullanabilen bir ülke olması"

Türkiye ile Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve merkezi Irak yönetimi arasındaki ilişkilere dair soru üzerine de Gül, komşu ülke olarak Irak'taki gelişmelerin Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğine vurgu yaptı. Irak halkının çektiği sıkıntıların Türkiye'ye yansımaları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "İsteğimiz Irak'ın istikrarlı, kendi kaynaklarını kendi haklı için kullanabilen bir ülke olması. Irak halklarını akrabamız olarak görüyoruz, tarih boyunca yakın iç içe olduğumuz insanlar" dedi.

Irak'ta yönetim anlamında istikrar bulunmadığı için bazı temel yasaların Irak Meclisi'nden geçemediğini, bunlardan bir tanesinin de petrolün kontrolüne ilişkin yasa olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Gül, "Petrol gelirinin nasıl paylaşılacağı konusunda tartışmalar söz konusu. Enerjinin kullanılması gerekiyor, bu çerçevede Türkiye ile Irak'ın parçası olan Kuzey Irak yönetimi arasında bazı görüşmeler yapıldı ve bu enerjinin, petrolün, gazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya nakli söz konusu. Burada Irak anayasası takip edilecek, Irak anayasasına göre bunun yüzde 84'ü merkezi hükümetin, geri kalan da federal parça olan Kürt bölgesine bırakılıyor. Bununla ilgili işlemler Irak anayasası ne diyorsa bu çerçeve içerisinde gerçekleştirilecek. Irak'ın merkezi hükümetinin anayasal hakkı bloke edilecek, kesinlikle Irak anayasasını çiğneyecek bir şey söz konusu olmayacak" değerlendirmesinde bulundu.

- Gezi Parkı olayları

Harvard Tıp Fakültesinden Emre Altındiş'in, Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında ve son bir yıl içindeki toplumsal olaylarda hayatını kaybedenleri, kadın cinayetlerini hatırlatarak, "Bunlar yaşanırken buradan nasıl demokrasiden, hukuktan bahsedebiliyorsunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, olaylarda hayatını kaybedenleri TBMM'de yaptığı bir konuşmada andığını, başsağlığı dileklerini ileterek, ailelerinin üzüntüsünü paylaştığını anımsattı.

Altındiş'e "söylediğin şeylerde doğru olmayan sözler var" diyen Cumhurbaşkanı Gül, kadın cinayetlerinin 77 milyonun yaşadığı bir ülkede istenmeyen, olmaması gereken adli olaylar olduğunu, bunların siyasi cinayetler gibi takdim edilmesinin doğru olmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, Gezi Parkı olaylarının, bir kısmının ABD'nin terör örgütü listesinde yer alan, illegal örgütlerce istismar edildiğini, insanların sokağa dökülmesi için kışkırtıldığını, olaylara da emniyet güçlerinin müdahalesinin söz konusu olduğunu anlattı.

- Türkiye-Rusya ilişkileri

Türkiye ve Rusya'nın bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği sağlamak için nasıl çalışabileceklerine ve Rusya'nın Fransa'dan alacağı 2 adet uçak gemisine ilişkin Rusya ve Fransa ile herhangi bir görüşmeleri olup olmadığına dair bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:

"Türkiye, Rusya ile denizden komşu, aynı bölgenin ülkeleri ama aynı taraflarda değiliz. Özellikle soğuk savaş günlerinde Türkiye, tüm hür dünyayı o zaman komünizme karşı koruyan bir ülkeydi. Aramızdaki ikili ilişkiler bölgenin kalkınması, ekonomik ilişkiler, bölgedeki problemlerin suhuletle çözümü konusunda, Karadeniz'i istikrarlı bir deniz olması için yakın temaslarımız, işbirliğimiz var, son Ukrayna, Kırım meselesi de dahil olmak üzere, Karabağ konularında Rusya'nın sözü var, bu konularda iki ülke ilişkileri önemlidir.

Fransa'nın, Rusya'ya satacağı gemileri biliyorum ama bu Türkiye'den ziyade AB, NATO içerisinde ABD biraz o seviyede bir diplomasiyi meşgul ediyor bugünlerde, netice ne olacak bilemiyorum. Ukrayna politikasından dolayı ambargoların uygulandığı bir dönemde bu gemilerin satışıyla ilgili tartışmalar sürüyor."

- "Türkiye'de kurumların çalıştığından bir şüpheniz olmasın"

Gül, dünkü törende Harvard'dan mezun olduğunu ifade eden Aysun Demircan'in "Türkiye'de iç barışın sağlanabilmesinde ne gibi sorunlar var?" sorusu üzerine de soru cümlesindeki "iç barış" ifadesi Türkiye'de bir iç kavga var şeklinde kullanmamak gerektiğini söyledi.

- "Türkiye'de siyasi mücadeleler biraz sert"

Türkiye'de siyasi mücadelelerin biraz sert, kırıcı bir çerçevede sürdüğünü, halkın da zaman zaman kutuplaştığını şeklinde bir tespitin daha doğru olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:

"Çoğulculuğun, demokrasinin temel argümanlarından birisi olan farklı siyasi partiler ve görüşler, birbiriyle yarışacaklar, yarışırlarken maalesef bazen bugünlerde şikayet ettiğimiz daha kırıcı ve zaman zaman daha yüksek tansiyon söz konusu oluyor, ama neticede bunlar demokraside nasıl halloluyorsa öyle halledilecektir. Seçimler olacaktır, seçimlerde millet ülkenin kimler tarafından idare edileceğine karar verecektir, ondan sonra her şey hukuk çerçevesinde olacaktır.

Türkiye'de kurumların çalıştığından bir şüpheniz olmasın. Özellikle hukuk kurumlarının bir kararı, yanlışı söz konusu olursa bununla ilgili şikayetler mahkemelere gider, mahkemelerin kararları daima üst mahkemelerin itirazına açıktır. Türkiye'deki nihai kararla tatmin olmazsanız Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taraf olan bir ülke olduğu için vatandaşlarına AİHM'ne gitme hakkını vermiş bir ülkedir. Bütün bu konuştuğumuz şikayetler vatandaşlarına AİHM'ne gitme hakkını veren ve o mahkeme kararını tanıyan bir ülkeden bahsediyoruz. Sözünü ettiğiniz sorunların geçici olduğunu söylemek isterim."

- Gül'e protesto

Bu arada kendilerine "Bostonbullular" diyen ve sosyal medya üzerinden örgütlenen Türk vatandaşı bir grup, Gezi Parkı odaklı olayların yıl dönümü nedeniyle, Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşma yapacağı merkezin önünde toplandı. İngilizce bildiri dağıtan grup üyeleri, Cumhurbaşkanı Gül'ün merkeze gelişinde sloganlar attı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin samimi bir şekilde Ermenistan'a yaklaştığını kaydederek, "Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için hala umut var" dedi.

Gül, Harvard Kennedy School'da düzenlenen ve moderatörlüğünü ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray'da önemli görevlerde bulunan diplomat ve Harvard'da öğretim üyeliğini sürdüren Nicholas Burns'un yaptığı konferansta "Güncel Bölgesel Konular ve Geleceğe Bakış" konulu bir konuşma yaptı.

Burns, Gül'ü takdim ederken, Cumhurbaşkanı Gül'ün okullarına konuk olması için uzun zamandır beklediklerini kaydederek, Gül'ün Türkiye'deki tüm üst düzey görevlerde bulunduğunu söyledi.

Nicholas Burns, Türkiye'yi son dönemde siyasi, ekonomik ve yumuşak güç olarak öne çıkan "tek ülke" olarak nitelendirerek, Abdullah Gül'ün de bu başarının önemli aktörlerinden olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise konuşmasında, bir ay sonra 1. Dünya Savaşı'nın başlangıcının yıl dönümü olacağını kaydederek, bu savaşın çok yıkıcı etkileri olduğunu ve 2. Dünya Savaşı'na da yol açtığını kaydetti.

1. Dünya Savaşı'nın gelecek nesiller için önemli dersler içerdiğini ifade eden Gül, bu derslerden en önemlisinin "uluslararası ilişkiler" olduğunu belirterek, diyalog, diplomasi ve uzlaşmanın en önemli argümanlar olarak öne çıktığını vurguladı.

"Daha demokratik bir ortam, özgür basın ve sivil toplum"un, savaşların ve çatışmaların engellenmesindeki önemine işaret eden Gül, istikrar ve sürdürülebilir kalkınma için Türkiye ve bölgede uluslararası normlar ve hukukun üstünlüğünün büyük önem taşıdığını ifade etti.

- Orta Doğu'daki gelişmeler

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başkan Barack Obama yönetiminin Ortadoğu barış sürecini yeniden canlandırmasını geçen yılın çok önemli gelişmeleri arasında değerlendirdiklerini kaydederek, tarafların doğrudan diyaloğa geçmesinin bu konuda umut verici gelişme olduğunu dile getirdi.

Müzakerelerde son dönemde yaşanan sorunlara rağmen, İsrail ve Filistin arasındaki kapsamlı çözümün sağlanmasını umduklarını dile getirdi.

Konuşmasında Arap Baharı odaklı gelişmelere de değinen Gül, bölgedeki ülkelerden Tunus'taki gelişmelerin ümit verici olduğunu ve ülkede uzlaşma ile anayasanın kabul edildiğini hatırlattı.

İran ile sürdürülen nükleer müzakereleri de "büyük bir fırsat" olarak değerlendiren Gül, bu sürecin taraflara görüşlerini belirtmede ve ileriye yönelik çözüm konusunda sağlam bir zemin hazırladığını kaydederek, "Bizim bu konudaki görüşlerimiz açıktır. Biz Ortadoğu ve bütün dünyanın nükleer silahlardan arındırılmış olmasını arzuluyoruz" diye konuştu.

- Mısır'daki darbe süreci

Abdullah Gül, konuşmasında Mısır'daki gelişmelere de değinerek, "Mısır özgür parlamento ve başkanlık seçimini başarmıştı ancak askeri darbe, ülkedeki demokratikleşme sürecini kesintiye uğrattı. Ben kişisel olarak Mısır'ın normalleşerek demokrasiye dönmesini ve kapsamlı siyasi diyalog kurularak tüm meşru siyasi aktörlerin bu süreçte yer almasını istiyorum" dedi.

Bu kapsamda siyasi tutukluların serbest bırakılmasının diyaloğa katkı sağlayacağını vurgulayan Gül, Mısır'ın uzun dönemli istikrarı ve sürdürülebilir kalkınması için dünya ile entegre olması gerektiğini, bunun da evrensel değerlerin yüceltilmesi, hukukun üstünlüğü ve serbest piyasa ekonomisi aracılığı ile olabileceğini dile getirdi.

Gül, Mısır'ı kısır döngüye sokacak eski diktatörlük dönemi yönetimi uygulamalarına karşı da uyardı.

- "Uluslararası toplum Suriye konusunda başarısız"

Konuşmasında Suriye'de dördüncü yılına giren iç savaşa ilişkin açıklamalar da yapan Gül, uluslararası toplumun bu sorunun çözümünde aciz kalmasını eleştirerek, BM Güvenlik Konseyi'nde çözüm için adım atılamaması nedeniyle üzüntü duyduğunu ifade etti.

Gül, "Biz, Suriye'de her geçen gün büyüyen bölgesel güvenlik sorununun çözümü ve insanların acılarının dindirilmesi için, güçlü, kararlı ve koordineli bir eylem için ısrarcı olmalıyız" diye konuştu.

- Ermenistan ile ilişkiler

Gül, Ermenistan ile ilişkilere de değinerek, "Biz samimi şekilde Ermenistan'a yaklaşıyoruz. Ben, 2008'de Ermenistan'ı ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı oldum" ifadesini kullandı.

"Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için hala umut var" diye konuşan Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen ay 1915 yılındaki olaylarda hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına taziye mesajı ilettiğini söyledi.

1915 yılının Anadolu'da çok acı olayların yaşandığı bir yıl olduğunu vurgulayan Gül, soruna ilişkin Türkiye'nin tüm arşivlerini araştırmacılara açtığını kaydederek, sorunun çözümü için güçlü bir irade ve diyaloğa ihtiyaç olduğunu belirtti.

- "Kırım'ın güvenliği Rusya'nın sorumluluğunda"

Ukrayna'da yaşanan gelişmelere de değinen Gül, "Uluslararası toplum ve Türkiye, Kırım'ın ilhakını tanımamaktadır. Kırım halkının ve Tatarların güvenliği, bölgedeki defakto Rus otoritelerinin sorumluluğundadır" dedi.

Gül, kalıcı çözümün demokratik hakların tanınması, uluslararası normların uygulanması ve egemenlik haklarına saygıdan geçtiğini ifade etti.

Konuşmasında, bölgenin ekonomik ve sosyal gelişmesi için gerekli unsurlara da değinen Cumhurbaşkanı Gül, bunların istikrar, güven, şeffaflık, hesap verebilirlik olduğunu söyledi.

- AB süreci

Konuşmasında Türkiye'nin AB sürecine de değinen Gül, Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde ABD'nin verdiği desteğe teşekkür ettiklerini söyledi. AB'nin öne sürdüğü yapay problemler ve teknik sorunların aşılması halinde Türkiye'nin müzakere sürecini başarılı şekilde tamamlayacağını dile getiren Gül, "Müzakere sürecini başarıyla tamamlamak otomatik olarak Türkiye'yi AB'ye üye yapmayacak. Bazı ülkeler referanduma gitmeyi planlıyor. Biz sonuca saygı göstereceğiz. Biz, sadece bizim sürecimizin önüne yapay problemler çıkarılmasın istiyoruz. Bu süreç iki tarafa da fırsatlar sunuyor. Süreci bitirelim, en sonunda insanlar kararını versin" diye konuştu.

Türkiye'nin de sürecin tamamlanmasının ardından son sözü halka soracağını ifade eden Gül, ancak önce bu sürecin tamamlanmasına izin verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri