Adli Tıp'tan flaş Ecevit raporu!

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in, Ergenekon Davası sanığı Mehmet Haberal'ın başında olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gördüğü 11 gün içinde öldürülmek istendiği iddialarına yanıt veren resmi Adli Tıp Raporu çıktı.Ergenekon Davası'nda ma

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in, Ergenekon Davası sanığı Mehmet Haberal'ın başında olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gördüğü 11 gün içinde öldürülmek istendiği iddialarına yanıt veren resmi Adli Tıp Raporu çıktı.
Ergenekon Davası'nda mahkeme yıllardır konuşulan eski Başbakan Bülent Ecevit'in Başkent Üniversitesi'ndeki tedavisi sırasında verilen ilaçlarla öldürülmek istendiği iddialarını araştırma kararı almış ve o tarihte kaldığı hastanedeki tetkik ve tedavi kayıtlarını Adli Tıp Kurumu'na göndererek incelenmesini istemişti. Adli Tıp Kurumu Ergenekon Davası'na bakan mahkemenin gönderdiği kayıtları inceledi ve bu konuda hazırladığı raporu mahkemeye gönderdi.
11 gün kaldığı Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde ayakta duramayacak şekilde korumalarının desteğiyle çıkan Ecevit ile ilgili yıllardır konuşulan iddialar için Adli Tıp Kurumu oyçokluğuyla "yetersiz tedavi uygulandığı" kararı verdi.

Adli Tıp Kurumu'nun 26 sayfalık raporunun ilk bölümünde Ecevit ile ilgili bazı bulgular yer aldı. Kayda geçen bu bulgulara göre, "Sol 9. Kaburga kırığı" olduğu "Sürekli Yatak İstirahati önerildiği," Korse ve Fiksasyon uygulandığı belirtilirken, 12.06. 2002 tarihinde, gece evde düştüğü, değişik tarihlerde "Yataktan düşme" gibi şikayetleri de olduğu belirtildi.
Ecevit'in hastane kayıtlarına göre geliş şikayeti olarak, "Sol sırt ağrısı, sol bacakta şişlik, ağrı, yürüme güçlüğü" şeklinde geçtiği ve hastaneye yatışından 12 gün önce de sırtını duvara çarpmasıyla bazı şikayetlerinin başladığı belirtiliyor.

Raporun sonuç bölümünde ise Başbakan Ecevit'in kaburga kırıklarına uygun tedavinin yapıldığı ancak "Parkinson hastalığı açısından hastane ve evdeki tıbbi kayıtlar açısından tutulan notlarda eksiklik olduğu" belirtildi. Ecevit'in sahip olduğu Parkinson hastalığı açısından yeterli tedavinin uygulanmadığı belirtilen raporda şu ifadeler yer aldı: Parkinson hastalığının düzeyi, komplikasyon (unutkanlık, hipotansiyon uyku problemleri) gelişip gelişmediğini, ilaç kullanımıyla ilgili sorunların olup olmadığının not edilmediği , bunlardan dolayı hastanın son muayene bulgularının düzenli olarak değerlendirilmediği ve detaylı olarak bildirilmediğinden hastanın kliniğine göre, dopaminerjik tedavi tedavinin dozlarının yeterli olup olmadığı hakkında kesin bir yorum yapılmamakla birlikte, evdeki takipte düşmelerin ön planda olduğu, iki taraflı Parkinson olan olgunun orta veya ileri evre Parkinson hastalarında görülebilen durum olduğu, bunu destekler biçimde GATA tarafından yapılan takipte ilaç dozunun yükseltilmiş olması klinik bulguların daha iyi olduğunun not düşülmesi düşünüldüğünde, dopaminerjik tedavinin yetersiz kaldığının kabulü gerektiği oy çokluğuyla mütalaa olunur"

İDDİALAR NELERDİ?
Bülent Ecevit'in tedavi süreciyle ilgili iddialar Ergenekon davasında gündeme gelmişti. Ecevit, 2002 yılında başbakan olduğu dönemde Ergenekon davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın rektörü olduğu Başkent Hastenesi'nde tedavi görmüştü. Ecevit'in sağlık durumunun tedavi sürecinde sürekli kötüye gitmesi bir dizi spekülasyonu da beraberinde getirmişti. Mahkeme, Başkent Üniversitesi'nden Ecevit'in tedavisiyle ilgili tüm evrak, rapor, varsa film, grafik ve tüm belgelerin istenmesini kararlaştırmıştı.

İddiaya göre, 2001'de bazı generaller Ecevit'i görevinden uzaklaştırmak istemişti. Koltuğunu devretmeyen Ecevit, 4 Mayıs 2002'de aniden rahatsızlandı. Prof. Haberal'ın kurduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Ecevit'e bağırsak iltihabı teşhisi konuldu. Bir gün sonra hastaneden çıkan Ecevit, evinde dinlenmeye çekildi. Ancak iki gün sonra evde sırtını çarparak kaburgasını kırınca 17 Mayıs 2002'de yeniden bu hastaneye gitti. İddiaya göre 11 günde daha da kötüleşti. Ve 27 Mayıs 2002'de eşi Rahşan Ecevit'in telkinleriyle ani bir kararla evine döndü. Bu tarihten sonra Başkent Hastanesi'nden evine gelen doktorları kabul etmedi. Ecevit'in tedavisini bir başka doktor üstlendi ve başbakan kısa sürede iyileşti. Ecevit, 11 Temmuz 2002'deki randevuya gitmeyerek Başkent Hastanesi ve Haberal ile bağlarını kopardı.
Dönemin DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı, bu randevuya gitmemesiyle ilgili, "Gitseydi, kendisine ?çürük' veya ?iş göremez' raporu verilecek ve bu rapora dayanılarak başbakanlıktan düşürülecekti" iddiasını ortaya atmıştı. O dönem Ecevit'in koruması olan ve Ergenekon savcılarına tanık olarak ifade veren İzmir milletvekili Recai Birgün de Haberal'ın Ecevit'e hastaneden çıkmaması yönünde telkinlerde bulunduğunu, tedaviyi kestikten sonra bir süre daha hastanede tetkik yapılmasını istediğini, tetkik için gitmeye hazırlanılırken parti yetkililerinden "Gitmeyin, Ecevit'e iş göremez raporu verilecek" denildiğini ve bu yüzden ilişkinin kesildiğini söylemişti.

Haberal'ın avukatları rapora itiraz etti
Adli Tıp Raporu'na, Ergenekon davası sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatları itiraz etti. Avukatların mahkemeye verdiği itiraz dilekçesinde, raporda imzası bulunan uzmanların yeterli uzmanlığa sahip olmadığı belirtilerek, raporun yok hükmünde sayılması istendi.

Başkan'ın oyuyla kabul edildi
Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'le ilgili mahkemeye gönderilen Adli Tıp Kurumu'nun raporu 5'e karşı 5 oyla çıktı. Ancak 1. İhtisas Kurulu Başkanı Sadi Çağdır, tedavinin yetersiz olduğu yolunda oy kullandığı için başkanın kararıyla oy çokluğuyla karar çıktı.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri